14. Ceza Dairesi 2020/11348 E. , 2021/3927 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Çocuğun cinsel istismarı
HÜKÜM : Mahkumiyet
İlk derece mahkemesince bozma üzerine verilen hüküm temyiz edilmekle başvurunun muhtevası ve inceleme tarihine kadar getirilen kanuni düzenlemeler nazara alınarak dosya tetkik edildi, gereği görüşüldü:
Müşteki Bakanlık vekilinin temyiz isteminin incelenmesinde;
6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanunun 20/2. maddesi uyarınca davaya katılma hakkı bulunan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına yokluğunda yapılan yargılamaya ilişkin olarak mahkemelerce re"sen ihbarda bulunulmasının zorunlu olup olmadığı hususunda Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunca yapılan toplantı sonucunda verilen 13.12.2019 gün ve 2019/6 Esas, 2019/7 sayılı içtihadı birleştirme kararı ile Bakanlığa bildirimde bulunulmasının zorunlu olmadığının kabul edilmesi ve 5271 sayılı CMK"nın 237/2. maddesine göre kanun yolu muhakemesinde davaya katılma talebinde bulunulamayacağının anlaşılması karşısında, Bakanlık vekilinin davaya katılma ve hükmü temyize hakkı bulunmadığından vaki temyiz isteminin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK"nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE,
Suça sürüklenen çocuk müdafisinin temyiz isteminin incelenmesine gelince;
Koşulları oluştuğu halde suça sürüklenen çocuk hakkında 5237 sayılı TCK’nın 103/3-a maddesinin uygulanmaması suretiyle eksik ceza tayini aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
5395 sayılı Çocuk Koruma Kanununun 35. maddesine göre algılama ve yönlendirme yeteneğinin bulunup bulunmadığını takdir yetkisinin mahkemeye ait olduğu, 5271 sayılı CMK"nın 62 ilâ 73. maddeleri arasında düzenlenen bilirkişi incelemesine ilişkin hükümlere ve Çocuk Koruma Kanununun Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 20, 21. maddelerine göre hakimin gerekirse bu konuda tam kanaat sahibi olabilmesi için sosyal inceleme raporu ile birlikte adli tıp uzmanı, psikiyatrist ya da zorunlu hallerde uzman hekimden görüş de alabileceği esasen 20/2. maddesi düzenlemesi de nazara alındığında olay tarihinde on iki-on beş yaş grubunda bulunan suça sürüklenen çocuk hakkında 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanununun 35. maddesi gereğince sosyal inceleme raporu aldırılmasının zorunlu olduğunun düzenlendiği hususları nazara alınarak yapılan değerlendirmede olay tarihinde on iki-on beş yaş grubunda bulunan suça sürüklenen çocukla ilgili sosyal hizmet uzmanınca hazırlanan sosyal inceleme raporu, psikiyatrik açıdan suça sürüklenen çocuğun işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama ve bu fiille ilgili davranışlarını yönlendirme yeteneğinin gelişip gelişmediği hususunda tek başına değerlendirme yapmaya yeterli olmadığı gibi bu konunun salt hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgi ile de çözümlenemeyeceği göz önüne alınarak, mahkemece teknik bilgi gerektiren bu konuda ayrıca adli tıp uzmanı, psikiyatrist ya da zorunluluk bulunması halinde uzman hekimden görüş alındıktan sonra suça sürüklenen çocuğun cezai sorumluluğunun bulunup bulunmadığının belirlenmesi gerekirken suça sürüklenen çocuk hakkında dosyayla ilgisi olmayan başka bir suçtan alınmış sosyal inceleme raporuna dayanılıp ayrıca farik-mümeyyizlik raporu da aldırılmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kanuna aykırı, suça sürüklenen çocuk müdafisinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 31.05.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.