14. Ceza Dairesi 2020/3852 E. , 2021/2924 K.
"İçtihat Metni"
Sanıklar ..., ... ile suça sürüklenen çocuklar ..., ... haklarında nitelikli cinsel saldırı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından gerçekleştirilen yargılama sonunda, atılı suçlardan mahkûmiyetlerine dair ... 1. Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 17.06.2013 gün ve 2011/213 Esas, 2013/349 Karar sayılı hükümlerin sanıklar ile suça sürüklenen çocuklar müdafileri tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 09.12.2015 gün ve 2015/5549 Esas, 2015/11496 Karar sayılı ilamı ile kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan kurulan hükümlerin onanması, nitelikli cinsel saldırı suçundan verilen hükümlerin ise bozulması yönündeki kararını müteakip bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda sanıklar ile suça sürüklenen çocukların beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde cinsel saldırı suçundan mahkûmiyetlerine dair ... 1. Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 08.04.2016 gün ve 2016/40 Esas, 2016/118 Karar sayılı hükümlerin sanıklar ve suça sürüklenen çocuklar müdafileri tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 27.02.2017 gün ve 2016/8693 Esas, 2017/966 Karar sayılı ilamı ile hükümlerin onanması yönündeki Kararına Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 07.04.2017 gün ve 2016/221515 sayılı itiraznamesi ile 6352 sayılı Kanunun 99. maddesi ile eklenen 5271 sayılı CMK"nın 308. maddesinin iki ve üçüncü fıkraları gereğince itiraz etmesi üzerine Dairemizin 22.05.2017 gün ve 2017/2179 Esas, 2017/2786 sayılı Kararıyla itirazın yerinde görülmeyerek reddiyle bu hususta karar verilmek üzere dosyanın gönderildiği Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 09.05.2019 gün ve 2017/14-883 Esas, 2019/406 Karar sayılı ilamıyla 20.03.2012 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanunun 20/2. maddesi gereğince Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının gerekli görmesi halinde kadın, çocuk ve aile bireylerine yönelik olarak uygulanan şiddet veya şiddet tehlikesi dolayısıyla açılan idari, cezai, hukuki her tür davaya ve çekişmesiz yargıya katılma hakkının bulunması nedeniyle anılan madde uyarınca bu husustaki takdir hakkının kullanılabilmesi için yokluğunda verilen mahkeme kararlarının Bakanlığa tebliğinin zorunlu olması nedeniyle itiraz konusu dosyadan haberi olmadığı anlaşılan Bakanlığa mahkemenin gerekçeli kararı tebliğ edilerek temyiz ettiği takdirde bu hususta gözetilip Dairesince yeniden değerlendirme yapılarak karar verilmesi için itirazın değişik gerekçeyle kabulüne; Dairemizin 09.12.2015 günlü 2015/5549 Esas, 2015/11496 sayılı ve 27.02.2017 günlü, 2016/8693 Esas, 2017/966 sayılı Kararlarının kaldırılmasına dair verilen kararla birlikte Dairemize gönderilen dosya ile ilgili olarak verilen 17.12.2019 gün ve 2019/6413 Esas, 2019/13340 sayılı tevdi kararına istinaden ilk derece mahkemesince yapılan tebligat üzerine Bakanlık vekili tarafından hükümler temyiz edilmekle, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen ek tebliğnameyle birlikte Dairemize gönderilen dosya tetkik edildi, gereği görüşüldü:
Bakanlık vekilinin temyiz isteminin incelenmesinde;
6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanunun 20/2. maddesi uyarınca davaya katılma hakkı bulunan Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına yokluğunda yapılan yargılamaya ilişkin olarak mahkemelerce re"sen ihbarda bulunulmasının zorunlu olup olmadığı hususunda Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunca yapılan toplantı sonucunda verilen 13.12.2019 gün ve 2019/6 Esas, 2019/7 sayılı içtihadı birleştirme kararı ile Bakanlığa bildirimde bulunulmasının zorunlu olmadığının kabul .../...
edilmesi ve 5271 sayılı CMK"nın 237/2. maddesine göre kanun yolu muhakemesinde davaya katılma talebinde bulunulamayacağının anlaşılması karşısında, Bakanlık vekilinin davaya katılma ve hükmü temyize hakkı bulunmadığından vaki temyiz isteminin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK"nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE,
Sanıklar ile suça sürüklenen çocuklar müdafilerinin temyiz istemlerinin incelenmesine gelince;
Mağdurenin aşamalardaki çelişkili ve tutarsız beyanları, 16.06.2011 tarihli dilekçe içeriği, ... Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalında görevli Dr. Pınar Güzel tarafından hazırlanan 27.03.2011 günlü raporda yer alan mağdurenin beyanına itibar edilemeyeceği yönündeki görüş ile aynı yerden alınan 28.03.2011 tarihli raporda belirtilen beyanına ancak ayrıntısız bilgiler dahilinde itibar edilebileceği, muhakeme ve ayrıntı gerektiren beyanlarına ise dikkatle yaklaşılması gerektiği yönündeki tıbbi kanaat, mağdurenin annesi Halima’nın ifadesinde “kızının olaydan sonra kimsenin kendisini kaçırmadığını, sanıklarla tanıştıktan sonra kalacak yeri olmadığını söyleyerek rızası ile onların evlerine gittiğini, kimsenin kendisine saldırmadığını, evdeki şahısların kendisini kovduğunu söylediğini, esastan mağdurenin çoğu zaman olmayan olayları olmuş gibi anlatıp kapıyı açık görünce de sürekli evden kaçtığını” beyan etmesi, savunma ile tüm dosya içeriği nazara alındığında sanıklar ile suça sürüklenen çocukların üzerlerine atılı suçları işlediklerine dair cezalandırılmalarına yeter, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı gözetilerek beraatleri yerine yazılı şekilde mahkumiyetlerine karar verilmesi,
Kanuna aykırı, sanıklar ile suça sürüklenen çocuklar müdafilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 13.04.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.