15. Hukuk Dairesi 2021/949 E. , 2021/2336 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik verilen hüküm süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R -
Davacı vekili, taraflar arasında akdedilen güvenlik hizmeti sözleşmesi süre uzatım protokolünün davalı tarafça hiçbir gerekçe gösterilmeden feshedildiğini, müvekkilinin sözleşmeye istinaden beklentiler içine girdiğini, bir takım sözleşmeler imzaladığını, istihdamlarda bulunduğunu, sözleşmenin feshinde müvekkilinin hiçbir kusurunun olmadığını ileri sürerek, erken fesih nedeniyle oluşan 10.681,00 TL kâr kaybının avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, süre uzatım protokolünün imza yetkisi olmayan müvekkil şirket çalışanı tarafından imzalandığını, davacının gelirinde azalma olmadığını, sözleşmenin feshinden dolayı açığa çıkan personelini başka bir yerde istihdam edebileceğini, hem kâr kaybı talep edilip hem de bu personelin başka bir yerde istihdam edilerek gelir elde edilmesinin çifte kazanç olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; sözleşmenin haklı bir nedenle feshedildiğine dair bir savunmanın bulunmadığı, sözleşmenin erken feshi nedeniyle davacının kâr mahrumiyetine ilişkin zararın tazminini talep edebileceği, sözleşme devam etseydi, sözleşmenin feshi sonrasında kalan 10 aylık süre için davacının elde edeceği gelirden, çalıştıracağı personele ilişkin katlanacağı maliyet düşüldükten sonra 7.328,60 TL kâr kaybı zararının oluşacağı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2- Dava, haksız fesih nedeni ile kâr mahrumiyetinin tahsili istemine ilişkindir. TBK 438. maddenin 1. fıkrasında, “işveren sözleşmeyi haksız olarak feshederse sözleşme süresine uyulmaması durumunda bu sürelere uyulmuş olsaydı karar verebileceği miktarı tazminat olarak isteyebilir”, 2. fıkrasında ise, “belirli süreli hizmet sözleşmelerinde işçinin, hizmet sözleşmesinin sona ermesi yönünden tasarruf ettiği miktar ile başka bir işten elde ettiği veya bilerek elde etmekten kaçındığı gelirin tazminattan indirilir” düzenlemesine yer verilmiştir.Somut olayda, taraflar arasındaki özel güvenlik hizmeti sözleşmesi süre uzatım protokolünün, davalı yanca haklı neden olmaksızın feshedildiği dosya kapsamıyla sabittir. Yukarıda açıklanan ve dava konusu olayda kıyasen uygulanması gereken, sözleşme ve dava tarihinde yürürlükte olan TBK"nın 438/1. maddesi uyarınca davacı, fesih tarihinden sözleşme döneminin sonuna kadar yoksun kaldığı kazancı isteyebilir. Bu zararların hesabında, fesih tarihinden itibaren davacının aynı nitelikte ve aynı şartlarla başka bir sözleşme imzalaması için gereken makul sürenin tespit edilerek, bu makul süre için kâr kaybının belirlenmesi gerekmektedir. Ayrıca, davaya konu sözleşmenin sona ermesi nedeniyle çalışma gücü serbest kalan davacı yeni bir iş bulmak yoluna gidecek ve o işten sağlayacağı kazancı, davalıdan alacağı ücretten indirecektir. Burada davacının bu dönem içerisinde kazanacağı para göz önüne alınarak sözleşme konusu hizmetini yapmaması nedeniyle tasarruf ettiği giderler de ücretten indirilecek, davacının kazanmaktan kasten kaçındığı paralar da mahsup işlemine tabi tutulacak, böylece davacının zararın artmasına yol açacak davranışları önlenmiş olacaktır.
Bu durumda mahkemece, davacının fesih tarihinden itibaren davacının aynı nitelikte ve aynı şartlarla başka bir güvenlik hizmeti sözleşmesi imzalaması için gereken makul sürenin tespit edilerek makul süre için kâr kaybının belirlenmesinde TBK"nın 438. maddesinin kıyasen uygulanması ve yukarıda değinilen hususların gözetilmesi gerektiği dikkate alınarak, konusunda uzman bilirkişi kurulundan açıklamalı, gerekçeli ve denetime elverişli bir rapor alınıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yetersiz bilirkişi raporu esas alınarak eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edenlere iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 31.05.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.