Abaküs Yazılım
15. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/2054
Karar No: 2021/2279
Karar Tarihi: 26.05.2021

Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2020/2054 Esas 2021/2279 Karar Sayılı İlamı

15. Hukuk Dairesi         2020/2054 E.  ,  2021/2279 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi



    Taraflar arasındaki alacak davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik verilen hüküm süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    - K A R A R -
    Dava eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkin olup, mahkemece bozmaya uyularak davanın kısmen kabulüne dair verilen hüküm davacı vekilince temyiz olunmuştur.Davacı yüklenici vekili, davalı kurumun ... Orman İşletme Müdürlüğü ile anlaşarak, belirli bölgelerde orman emvali üretmek için kesim, taşımacılık, sürütme işlerini aldığını, her yıl tekrarlanan bu işlerin, davalı kooperatif üyelerine veya üye olmayan kişilere, belirlenen ücret karşılığında yaptırıldığını, kesim, sürütme ve nakliye işlerinin bedellerini, orman işletme müdürlüğünün kooperatifin banka hesabına yatırıldığını, kooperatifin de hak sahiplerine imza karşılığında ödemeleri yaptığını, davalı kurumun 2012 ve 2013 yıllarına ait hakediş bedellerinin bir kısmını ödemediğini, fazla hakları saklı tutmak üzere 5.000,00 TL nakliye, 5.000,00 TL sürütme, 2.000,00 TL işi zamanında ve öncesinde bitirme %10 primi, 2.000,00 TL KDV iadesi 1.000,00 TL olmak üzere toplam 15.000,00 TL alacağın tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı iş sahibi vekili; davacının 2012 ve 2013 yıllarında nakliye işinden başka iş yapmadığını, davacının nakliye işinden hakettiği alacakları kuruşuna kadar belli ve kayıtlı olduğunu, bu alacaklar nedeniyle alması gereken KDV"de zamanında veya erken bitirme priminin de belli olduğunu, davacının 2012 yılında nakliye işi ile KDV ve erken bitirme primi olarak toplam 33.025,29 TL hak edecek şekilde iş yaptığını, bu alacaklarının tamamının faturaları alınarak kendisine teslim edildiğini, 2012 yılından alacağının kalmadığını, 2013 yılında ise aynı alacak kalemlerinden toplam 43.721,87 TL alacağı tahakkuk ettiğini, bunun önemli bir kısmının faturaları alınarak kendisine ödendiğini, faturası sonra kesilmek üzere 28.08.2013 tarihinde düzenlenen bordro ile davacıya 7.050,66 TL, yine davacının talimatı ile davacının borçlu bulunduğu petrolcü ..."e Eylül ayında 5.000,00 TL ödeme Ekim ayında davacının borçlu bulunduğu ..."e 1.000,00 TL ödeme yapıldığını, davacının 15.604,39 TL fatura kesmesi şartıyla davalıya bakiye 3.353,64 TL ödemeyi kabul ettiklerini, kabul ettikleri 3.353,64 TL"lik kısmın kabulüne, fazla talep edilen diğer meblağ yönünden davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.Mahkemece davanın kısmen kabulüne, 2.783,30 TL iş bedeli alacağı ve 1.000,00 TL KDV alacağı yönünden davanın kabulü ile; dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine dair verilen karar, davacı vekili tarafından yasal süresi içerisinde temyiz edilmiştir.Hükmüne uyulan Dairemizin 16.05.2018 tarih, 2017/615 Esas, 2018/2005 Karar sayılı ilamında, mahkemece yapılması gereken işin, bilirkişi kurulundan ek rapor alınmak suretiyle, dosyada mevcut tüm bilgi ve belgelerle idare kayıtları da gözetilerek davacı yüklenicinin haketmiş olduğu iş bedeli nakil, sürütme, prim ve kalemleri her biri ayrı ayrı belirlenip değerlendirilerek saptanması, saptanan bu bedelden davalı tarafından yapıldığı ispatlanabilen ödemelerin mahsubuyla varsa bakiyenin belirlenip 6100 sayılı HMK"nın 26. maddesinde düzenlenen taleple bağlılık ilkesi gözden uzak tutulmadan ve ayrıca 1.000,00 TL KDV yönünden karar temyiz edilmediğinden bu miktar hesaplanan bedele eklenmek suretiyle karar verilmesi gerektiğine işaret edilmiştir.1086 sayılı HUMK"nın yürürlükte olduğu dönemde çıkarılan 09.05.1960 tarih, 1960/21 Esas, 1960/9 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı"nda; Yargıtay bozma kararına uyulmakla orada belirtilen biçimde işlem yapılması yolunda lehine bozma yapılan taraf yararına usulî kazanılmış hak, aynı doğrultuda işlem yapılması yolunda yerel mahkeme için de zorunluluk doğacağı, usulî kazanılmış hakka ilişkin açık kanun hükmü olmasa da temyiz sonucu verilecek bozma kararının hakka ve usule uygun karar verilmesini sağlamaktan ibaret olan amacı ve muhakeme usulünün hakka varma ve hakkı bulma maksadıyla kabul edilmiş olması yanında hukuki alanda istikrar amacıyla kabul edilmiş bulunması bakımından usulî kazanılmış hak müessesesi usul hukukunun dayandığı ana esaslardan olup kamu düzeniyle de ilgili olduğu belirtilmiştir. 6100 sayılı HMK"da da usulî kazanılmış hakka ilişkin açık bir düzenleme bulunmamakta ise de bu ilkenin uygulanma gerekliliği HMK hükümleri karşısında da varlığını sürdürmektedir. Yargıtay"ın bozma kararına uyan mahkeme, bozma kararı uyarınca işlem yapmak ve hüküm vermek zorundadır. Çünkü, mahkemenin bozma kararına uyması ile, bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usulî müktesep hak doğmuştur. Yargısal ve bilimsel içtihatlarda “usulî kazanılmış hak” ya da “usulî müktesep hak” olarak adlandırılan bu ilke Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 10.02.1998 tarih, 1987/2-520 Esas, 1988/89 Karar sayılı ilamında “Mahkemenin bozma kararına uymasıyla meydana gelen bozma gereğince işlem yapma ve hüküm verme durumu, taraflardan birisinin lehine ve diğeri aleyhine hüküm verme neticesini doğuracak bir durumdur ve buna usulî kazanılmış hak denilmektedir...” şeklinde tanımlanmaktadır.
    Somut olayın incelenmesinde; mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılamada alınan bilirkişi ek raporu doğrultusunda hüküm kurulmuş ise de; bilirkişi raporunda dosyada mevcut tüm bilgi ve belgelerle idare kayıtları da gözetilerek davacı yüklenicinin haketmiş olduğu iş bedeli nakil, sürütme, prim ve kalemleri her biri ayrı ayrı belirlenip değerlendirilerek saptanmamıştır. Bunun yanında davalı tarafından yapıldığı ispatlanabilen ödemelerin mahsubunda ise mahkemece davacı tarafından kabul edilmeyen ödemelerden, 3. kişilere yapılan ödemelere ilişkin olarak davacı talimatının bulunup bulunmadığı değerlendirilmeden ve davacı imzası bulunmayan belgelerin de delil niteliği değerlendirilmeden davacı alacağından düşülmesi hatalı olmuştur. Mahkemece bilirkişi kurulundan rapor alınmak suretiyle, dosyada mevcut tüm bilgi ve belgelerle idare kayıtları da gözetilerek davacı yüklenicinin haketmiş olduğu iş bedeli nakil, sürütme, prim ve kalemleri her biri ayrı ayrı belirlenip değerlendirilerek saptanması, saptanan bu bedelden davalı tarafından yapıldığı ispatlanabilen ödemelerin mahsubuyla varsa bakiyenin belirlenip 6100 sayılı HMK"nın 26. maddesinde düzenlenen taleple bağlılık ilkesi gözden uzak tutulmadan ve ayrıca 1.000,00 TL KDV yönünden karar temyiz edilmediğinden bu miktar hesaplanan bedele eklenmek suretiyle karar verilmesi gerekirken belirtilen hususlara riayet edilmeden hükme varılması usul ve yasaya aykırı olmuş, kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 26.05.2021 gününde oy birliğiyle karar verildi.















    AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi