15. Hukuk Dairesi 2021/444 E. , 2021/2150 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:... Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın esastan reddine yönelik verilen hüküm davacı vekilince duruşmalı, davalı ... tarafından duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili Avukat ... ile davalılardan ... geldi. Tebligata rağmen başka gelen olmadığı anlaşılmakla onların yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R -
Davacı vekili, davalılardan ...’in kooperatifte bulunan tüm ortaklık hak ve hissesini davalı ... adına devir ve satış yaptığını, diğer davalı ...’in kooperatifin 03.08.2005 tarihli 49 numaralı yönetim kurulu kararı ile ortaklığa kabul edildiğini, davalı ...’in ise davalı kooperatifteki ortaklık payını 01.09.2005 tarihli “kooperatif hakkı devir sözleşmesi“ ile müvekkiline devrettiğini, kooperatif hak ve ortaklığı ve ortaklığa bağlı tüm taşımacılık haklarını noter kanalı ile davalılar tarafından satılmasına ve müvekkilce davalı kooperatife yapılan başvuruya rağmen davacının kooperatif ortağı olarak kayıt edilmediğini ileri sürerek, davacının kooperatif ortağı olarak kayıt ve tesciline, davalı ... üzerine kayıtlı bulunan Y türü çalışma belgesinin davacı üzerine kayıt ve tesciline ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 20.000,00 TL kazanç kaybının 07.06.2006 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili, 13.07.2017 tarihli ıslah dilekçesi ile, kazanç kaybı talebini toplam 63.990,00 TL olarak arttırmıştır.Davalı ... vekili, müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, müvekkilinin halen davalı taşıyıcılar kooperatifin ortağı ve Y türü çalışma belgesi sahibi olduğunu, müvekkilinin 23.05.2005 tarihinde notere giderek hissesini davalı ...’e devretmişse de bunu özgür iradesi ile yapmadığını, kooperatif yöneticileri tarafından iradesinin sakatlanıp, kandırıldığını, bu konuda suç duyurusunda bulunulduğunu, usulsüz şekilde davacıya hisse satıldığını, müvekkili hakkında verilen 29.08.2006 tarihli üyelikten çıkarma kararının iptal edildiğini, müvekkili ile davacı arasında hiçbir bağ olmadığını savunarak, davanın usul ve esastan reddini istemiştir. Davalı kooperatif vekili, davacının hiçbir zaman kooperatife üye olmadığını, diğer davalı ...’in de hiçbir zaman ortaklık hakkını kazanmadığını, davacının usulsüz işlemden dolayı ancak ... isimli şahıstan zararını tazmin edebileceğini, müvekkili kooperatifin davada hasım gösterilmesine karşı çıktıklarını, müvekkili davacının gerçekte üye olmayan bir şahıstan kooperatif üyeliğini devralmış olduğunu, böyle bir sözleşmenin kooperatifi bağlamayacağı ana sözleşmenin 17.maddesinin açık olduğunu, davacının davalı ...’den satın aldığını iddia ettiği hattın aynı zamanda davalı ...’e ait bir hak olduğunu, davalı ... hakkında verilen çıkarma kararının iptaline karar verildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.Diğer davalı ..., davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; bekletici mesele yapılan davalılardan ...‘in davacı olup kazandığı kooperatif üyeliğinden çıkarılması kararının iptali davasının kesinleştiği, davacının kooperatif hissesini devraldığı davalı ...’den geçerli bir devre yönelik inancından dolayı kayba uğradığı kazançlara ilişkin bilirkişi hesaplaması doğrultusunda toplam 63.990,00 TL zararın giderilmesini isteyebileceği gerekçesi ile, davacının davalı kooperatif ve davalı ... hakkında açtığı davaların sübut bulmadığından reddine, davacının davalı ... hakkında açtığı kazanç kaybı davasının kabulüne dair verilen karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesinin 06.12.2018 tarih 2017/2246 E-2018/2151 K. sayılı ilamıyla; davacıya ortaklığı devir eden davalı ...’in ortaklığa kabulüne dair 03.08.2005 tarihli yönetim kurulu kararında imzası bulunan dava dışı ...’a ait imzanın o kişiye ait olmadığının tespit edildiği, davacının üyeliği kazanamamış bir kişiden üyelik hakkını devir aldığının kabulünün gerek 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu, gerek kooperatif ana sözleşmesinin kapsamında mümkün olmadığı, Borçlar Kanunu hükümleri gereğince sahte imza ile gerçekleştirilen bir işlemin geçerliliğinden de bahsedilemeyeceği, yerel mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili ve davalı ... temyiz etmiştir.
1-Davacı vekili temyiz istemi yönünden;
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve HMK 355. maddedeki kamu düzenine aykırılık halleri resen gözetilmek üzere istinaf incelemesinin, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılacağı kuralına uygun biçimde inceleme yapılıp karar verilmiş ve verilen kararda bir isabetsizlik görülmemiş olmasına göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Davalı ... temyiz istemi yönünden; Dava, kooperatif üyeliğinin tespiti ile kazanç kaybının tahsili istemine ilişkindir. Dosya içerisinde mevcut 13.09.2006 tarihli Asliye Ceza Mahkemesi’ne hitaben yazılmış davacı imzasını taşıyan fotokopi belgedeki beyanlardan davacının kooperatif hisse devri için ödediği bedeli geri aldığını belirterek hem kooperatifi hem de ...’i ibra ettiği anlaşılmaktadır. Davacı tarafından bu ibranamenin sahteliği ile ilgili bir iddiada bulunulmadığı gibi bu konuda bir müracaatı da yoktur. Bu nedenle uyuşmazlığın bu ibra doğrultusunda çözüme kavuşturulması gerekir.Bu gerekçe doğrultusunda mahkemece davacının üyelik tespitine ilişkin isteminin reddine karar verilmesi doğru olmuş ise de, TBK"nın 132. maddesi gereğince ibra sözleşmesiyle borç tamamen veya kısmen ortadan kalkacağından mevcut ibraname içeriği dikkate alınarak davalı ... hakkında açılan tazminat isteminin reddine karar verilmesi gerekirken kabulü doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine, 2. bent açıklanan nedenlere davalının temyiz itirazlarının kabulü ile... Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi"nin 2017/2246 Esas, 2018/2151 Karar sayılı kararının kaldırılmasına, ilk derece mahkemesi kararının davalı ... yararına BOZULMASINA, davalı ... Yargıtaydaki duruşmada vekille temsil edilmediğinden vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ..."e iadesine, 6100 sayılı HMK 373/1 madde hükümleri gözetilerek dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğin ise bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine, 24.05.2021 gününde oy birliğiyle karar verildi.