15. Hukuk Dairesi 2020/1522 E. , 2021/398 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik verilen hüküm süresi içinde davacılar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R -
Dava arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde rayiç bedelinin tahsiline yönelik olup, mahkemece bozmaya uyularak davanın reddine dair verilen hüküm davacılar vekilince temyiz olunmuştur.Davacı arsa sahibi, taraflar arasında 12.03.2009 tarihinde arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi ve 20.07.2010 tarihli ek sözleşmenin imzalandığını, tarafların en başında bağımsız bölümlere ilişkin paylaşımı 8 adet bağımsız bölüm üzerinden %50 oranında anlaşılmasına rağmen, asıl ve ek sözleşme ile yüklenicinin arsa sahibi davacının akıl rahatsızlığından ve okuma yazma bilmemesinden faydalanarak eksik bağımsız bölüm verildiğini ve sözleşmelerin yeniden uyarlanarak davalı adına kayıtlı 4 daire ve bir dükkanın tapularının iptali ile müvekkili adına tesciline aksi halde rayiç bedellerinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, davalı yüklenici ise paylaşıma ilişkin olarak %50 hisse üzerinden anlaşıldığının doğru olmadığını, sözleşmeye konu taşınmazın 102 m2’sinin davacı adına kayıtlı olduğunu kalan hisselerin ise davacı adına davalı tarafından davacı adına alındığını, davacıya düşen 3 adet bağımsız bölümün tapularının ise verildiğini beyanla davanın reddini savunmuştur.Mahkemece arsa sahibi davacının davaya konu 12.03.2009 ve 20.07.2010 tarihli sözleşmelerin yapıldığı sırada hukuki ve fiil ehliyetinin bulunmadığı gerekçesiyle sözleşmelerin hukuken geçersiz olduğunun tespiti ile dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı arsa sahibi adına tesciline dair verilen hükmün temyizi üzerine, Yargıtay Yüksek 23. Hukuk Dairesi’nin 01.10.2018 tarihli, 2016/2194 Esas, 2018/4384 Karar sayılı ilamı ile mahkemenin HMK’nın 26. maddesine aykırı olarak talep sonucu ile bağlı olduğu gerekçesiyle hükmün bozulduğu, mahkemece bozma ilamına uyularak hukuken geçersiz olan sözleşmelerin uyarlanamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Taraflar arasında 12.03.2009 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi ve 20.07.2010 tarihli ek sözleşmenin yapıldığı, asıl sözleşme ile paylaşımın %80 yüklenici ve %20 arsa sahibine ait olacak şekilde arsa sahibine 3 adet bağımsız bölümün, ek sözleşme ile de bağımsız bölümlerin belirlenerek arsa sahibine 12,16 ve 19 nolu bağımsız bölümlerin verileceği, bağımsız bölümlerin 17.02.2012 tarihinde arsa sahibi vasisine teslim edildiği ve 12.06.2013 tarihinde taşınmazın yapı kullanma izin belgesinin alındığı uyuşmazlık dışıdır. İşin yapılıp teslim edildiği durumlarda sözleşmelerin geçersizliğinin ileri sürülmesi iyiniyet kuralları ile bağdaşmayacağı gibi, hakkın kötüye kullanılması niteliğindedir ve hukuk tarafından korunmaz (TMK’nın 2. maddesi). Bu nedenle mahkemece davacının talebinin değerlendirilerek sonucuna uygun bir karar verilmek suretiyle hüküm kurulması gerekirken sözleşmelerin geçersizliğinden bahisle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış hükmün bozulması uygun bulunmuştur.SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın temyiz eden davacılar yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 22.02.2021 gününde oy birliği ile karar verildi.