17. Hukuk Dairesi 2019/5358 E. , 2021/1317 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiş davalı ... vekilince de duruşma talep edilmiş olmakla duruşma için tayin edilen 24.06.2019 Salı günü davacı vekili Av. ... ile davalı ... vekili Av. ... ve davalı ... (asil) geldiler. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraf vekilleri dinlendikten sonra vaktin darlığından dolayı işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmış olup dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; vergi mükellefi Tasfiye ... Gıda Ambalaj İnşaat Taah. Nakl, Tic. Ltd. Şti"nin çeşitli tarihlerdeki vergi borçları sebebiyle şirketin kanuni temsilcisi konusundaki ... Hazar aleyhine takip yapıldığını, sonuç alınamadığını ancak ..."in üzerine kayıtlı olan tüm gayrimenkulleri 09/01/2014 tarihinde diğer davalı ..."e devrettiğini, yapılan devir işlemlerinin borçlunun alacaklı vergi dairesine olan borcunu ödememek kastı ile kötü niyetle yaptığı işlemler olduğunu belirterek dava konusu taşınmazların davalı ..."e devrine ilişkin tasarrufun iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... ; eşinin ..."lu olduğunu, yılın yaklaşık üç dört ayını ..."da geçirdiklerini, emekli olduktan sonra ..."da yaşama yönünde fikirlerinin oluştuğunu, bu fikir doğrultusunda da ..."dan mülk edinmeye karar verdiklerini, bu nedenle dava konusu taşınmazları aldıklarını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... vekili; ... isimli emlakçının bulduğu ve tanıştırdığı müşteri diğer davalı ... ile pazarlık yaparak dava konusu taşınmazları devrettiğini beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere göre; Açılan davanın kabulüne, ... ili ... ilçesi ... Mahallesi Sahil Yanı mevkiinde yer alan 2116 ada 31 nolu parselde kayıtlı taşınmazın davalı ..."ya yapılan 1/3 hisseli satışın iptaline, ... ili ... ilçesi ... Mahallesi Sahil mevkiinde yer alan 2116 ada 32 nolu parselde kayıtlı taşınmazın davalı ..."ya yapılan 1/3 hisseli satışın iptaline,... ili ... ilçesi ... Mahallesi ... mevkiinde yer alan 1238 ada 7 nolu parselde kayıtlı taşınmazın davalı ..."ya yapılan 80/7070 arsa paylı B/4 Blok 11 nolu bağımsız bölümün satışın iptaline,... ili ... ilçesi ... Mahallesi ... mevkiinde yer alan 1238 ada 7 nolu parselde kayıtlı taşınmazın davalı ..."ya yapılan 80/7070 arsa paylı B/4 Blok 13 nolu bağımsız bölümün satışın iptaline karar verilmiş; hüküm, davacı vekili, davalı ... vekili ve davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Kanunun 24 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
Bu tür davaların görülebilmesi içinde borçlu hakkında 6183 sayılı yasaya göre bir takip yapılmış ve kesinleşmiş olması gerekir ancak aciz belgesine gerek olmayıp borçlunun borcunu ödeyememe durumunun gerçekleşmiş olması yeterlidir. Öte yandan 6183 sayılı Yasa’nın 28/2 maddesine göre kendi verdiği malın akdin yapıldığı sıradaki değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği akitler bağış niteliğinde olup iptali gerekmektedir. Yine aynı Yasanın 30. maddesine göre de kamu alacaklarının bir kısmını veya tamamının tahsiline olanak bırakmamak amacı ile borçlu tarafından bir taraflı tasarruflar ile borçlunun maksadını bilen veya bilmesi gereken kimseler ile yaptığı tasarrufların tarihleri ne olursa olsun geçersiz olacağı hüküm altına alınmıştır.
Mahkemece; taşınmazların satış fiyatı ile gerçek değerleri arasında çıkan fark ve davalı ..."in şirket tasfiye haline gelene kadar ve vergi borcu tebliğ edilene
kadar elindeki mal varlığını satmayıp kendisine vergi borçları tebliğ edildikten sonra elindeki malları diğer davalı ..."ya satması nedeniyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamı ve mevcut delil durumuna uygun düşmemektedir. Tapudaki satış bedeli dışında yapılan ödemelerin davalı 3.kişi tarafından devir tarihi veya devir tarihine yakın tarihli banka hesap hareketleri, banka ödemesi, kredi kullanımı gibi delillerle ispatlanması mümkün olup bu belgelerdeki meblağların tapudaki bedele eklenerek bedel farkının varlığı değerlendirilmelidir. Somut olayda; dava konusu 31 numaralı parselde kayıtlı hisse 41.000 TL bedelle, 32 numaralı parselde kayıtlı hisse 265.000 TL bedelle, 11 numaralı bağımsız bölüm 135.000 TL bedelle, 13 numaralı bağımsız bölüm 130.000 TL bedelle bedelle davalı borçlu tarafından davalı 3.kişi ...’e 09/01/2014 tarihinde tapuda satılmış; bilirkişi tarafından dava konusu 31 numaralı parselde kayıtlı hisse için 78.056,00 TL, 32 numaralı parselde kayıtlı hisse için 342.830,00 TL, 11 numaralı bağımsız bölüm için 270.768,00 TL, 13 numaralı bağımsız bölüm için 236.541,00 TL rayiç bedel belirlenmiştir. Davalı 3.kişi ... ise; taşınmazların alımı için bankadan havale yaptıklarını, ödemenin bu şekilde gerçekleştiğini belirterek, 10/01/2014 tarihinde ... Kredi Bankası hesabından davalı borçlu ... hesabına 31 numaralı parsel bedeli olarak 41.000,00 TL, 32 numaralı parsel bedeli olarak 132.000,00 TL, 11 numaralı daire bedeli olarak 135.000,00 TL, 13 numaralı daire bedeli olarak 130.000,00 TL havale ettiğine dair dekont örneklerini sunmuştur. Bu durumda bilirkişi tarafından belirlenen rayiç değer ile davalı 3.kişi tarafından ödendiği ispat edilen değer arasında bedel farkı bulunmadığı anlaşıldığından mahkemenin bu yöndeki gerekçesine katılma imkanı bulunmamaktadır. Ayrıca mahkemece dava konusu bu satışlardan sonra davalı borçlu ...’in, davalı 3.kişi ..."e başka bir otomobil ve başka bir gayrimenkul daha sattığı belirtilmişse de bu husus hem davalılar tarafından kabul edilmemiş, hem de bu hususa ilişkin dosyada bir delil olmadığı anlaşılmıştır. Buna göre; davalı 3.kişi ...’in davalı borçlu ile yakınlık ve tanışık olduğu yada 6183 s. Yasanın 30. maddesi gereğince borçlunun mali durumunu bilebilecek şahıslardan olduğu da ispatlanamadığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle hüküm tesisi isabetli görülmemiştir.
3-Kabule göre de; Tasarrufun iptali davalarında dava değerini, takibe konu alacak miktarı ile iptali istenilen tasarruf bedelinden hangisi az ise o bedel oluşturmaktadır.
Somut olayda, davacının vergi alacağı 2.500,944 TL olup, mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporunda taşınmazların satış tarihindeki toplam değerinin 928.195,00 TL olduğu belirlenmiştir. Bu durumda mahkemece, taşınmazların satış tarihindeki değeri üzerinden harca hükmedilmesi gerekirken taşınmazların tapudaki değeri üzerinden harcın belirlenmesi de doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekili ve davalı ...’in temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 2.037,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davalı ..."e verilmesine, duruşmada vekille temsil olunmayan davalı ... yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılara geri verilmesine, 492 Sayılı Harçlar Yasasının 13/J maddesi uyarınca davacıdan harç alınmamasına, 15/02/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.