17. Hukuk Dairesi 2020/11384 E. , 2021/1176 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın usulden reddine dair verilen kararın süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Davacı vekili, 08.10.2014 tarihinde çıkan yangın sonucunda davalı ... şirketine işyeri sigorta poliçesi ile sigortalı, davalı banka lehine ipotekli, davacı şirkete ait fabrika binasının yandığını, davacı şirketin ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/62 E. sayılı dosya ile iflas erteleme talebinde bulunduğunu ve davanın devam ettiğini, davalı ... şirketinin yangın nedeni ile poliçe kapsamında yapacağı ödeme için tevdi mahalli tayin edilmesi için ... Sulh Hukuk Mahkemesine müracaat etmesi üzerine belirlenen tevdi mahalline 5.648.326,00 TL tazminat tutarını depo ettiğini belirterek .... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2015/6 D. İş sayılı dosyasından tevdi mahalline yatırılan sigorta tazminatının davacı şirkete ait olduğunun tespitini, sigorta tazminatının şirket kayyumu hesabına aktarılmasını, yatırılan para üzerindeki tedbirin kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı ... şirketi vekili, dava konusu yangında meydana gelen hasar tespit sonucunda belirlenen tazminatın ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/62 sayılı dosyasındaki karar doğrultusunda kayyum hesabına yatırılması için davalı bankadan muvafakat istemelerine rağmen davalı bankanın hasar bedelinin kayyım hesabına ödenmesine muvafakat vermediğini, temerrüde ve hak kaybına uğramamak için ... Sulh Hukuk Mahkemesine tevdi mahalli tayini için başvurduklarını, bu talebe binaen davacı şirket adına açılan hesaba 5.648.326,00 TL tazminat bedelini yatırdıklarını bu nedenle davalı ... şirketine husumet yöneltilemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ...vekili, davalı bankanın dain mürtehin sıfatını haiz olması sebebiyle belirlenen sigorta bedelinin davalı bankaya ödenmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre, davacının talebi davalı ... şirketi tarafından depo edilmiş olan sigorta tazminatının kendisine ödenmesinin sağlanması amacıyla açılmış bir dava olup bu haliyle tespit davası olarak açılan davada, infazı kabil bir karar verilemeyeceğinden, davacının eda davası yerine icra ve infaz kabiliyeti bulunmayan hüküm içeren tespit davası açılmasında hukuki yarar bulunmadığı, lehine dain mürtehin kaydı olan davalı ... ve Kredi Bankası A.Ş.’nin sigorta tazminatının davacıya ödenmesine muvafakatinin olmadığı, bu anlamda davacının aktif dava (husumet) ehliyeti bulunmadığı, tüm bu hususlar dikkate alındığında davacı tarafın aktif dava ehliyetinin ve davada hukuki yararının bulunmadığı anlaşılmakla 6100 sayılı HMK"nın 114-d,h maddesi dikkate alınarak dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, davalı ... şirketi tarafından tevdi mahalline tevdi edilen işyeri sigorta poliçe bedelinin davacı şirkete ait olduğunun tespit edilerek sigorta tazminatının davacı şirket kayyum hesabına aktarılması, yatırılan para üzerindeki tedbirin kaldırılması istemine ilişkindir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu"nun 1456. maddesinde sınırlı ayni hak ile takyit edilmiş bir mal üzerindeki, malike ait menfaat sigortalandığı takdirde, kanunda aksi öngörülmemişse, sınırlı ayni hak sahibinin hakkının sigorta tazminatı üzerinde de devam edeceği, ayni hak sahiplerinin izni bulunmadıkça, sigortacının sigorta tazminatını sigortalıya ödeyemeyeceği hüküm altına alınmıştır.
Somut olayda, ... Bankası A.Ş. Tarsus Şubesinin dava konusu iş yeri sigortası poliçesi üzerinde dain mürtehin kaydı bulunması nedeniyle Dairemizin geri çevirme kararı ile dain mürtehin hakkı sahibinin davaya ve tazminatın davacıya ödenmesine muvafakati olup olmadığının sorulması amacıyla dosya mahkemesine geri çevrilmiştir. Dain-mürtehin hakkı olan ...Bankası A.Ş. cevabi yazısında, davacı şirketten alacaklarının ve dain mürtehin kaydının devam ettiğini, tazminatın davacı şirkete ödenmesine muvafakat vermediklerini bildirmiştir. Ancak, anılan bankaya eldeki davada husumet yöneltildiği, anılan bankanın davalı sıfatı ile bulunduğu dikkate alındığında; dain mürtehin hakkı sahibi davalı banka tarafından davaya muvafakat verilmesini
beklemek hayatın olağan akışına uygun düşmeyecektir. Ayrıca, dain mürtehin hakkı sahibi davalı bankanın iflas eden davacı şirketten olan alacağını iflas masasına kaydettirdiği, davalı banka ile davacı müflis şirket arasında menfaat çatışması olduğu hususları da birlikte değerlendirildiğinde, davacının aktif dava ehliyetinin var olduğu kabul edilerek, davacı şirketin 01.02.2017 tarihinde iflasına karar verildiği de göz önünde bulundurulup davanın iflas idaresi memuruna davacı sıfatı ile yöneltilerek davanın esasına girilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde aktif husumet yönünden davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Öte yandan; her ne kadar, mahkemece, "davacının talebi davalı ... şirketi tarafından sigorta poliçesinde dain mürtehin kaydı olduğu için depo edilmiş olan sigorta tazminatının kendisine ödenmesinin sağlanması amacıyla açılmış bir dava olup bu haliyle tespit davası olarak açılan davada, infazı kabil bir karar verilemeyeceğinden, davacının eda davası yerine icra ve infaz kabiliyeti bulunmayan hüküm içeren tespit davası açılmasında hukuki yarar bulunmadığı" gerekçesi ile davanın hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmiş ise de; yerel mahkeme, hem davacının talebini davalı ... şirketi tarafından depo edilmiş olan sigorta tazminatının kendisine ödenmesinin sağlanması amacıyla açılmış bir dava olduğunu belirtip hem de davayı bu haliyle tespit davası olarak nitelendirerek çelişkiye düşmüştür. Davacı taraf, davalı ... şirketinin yangın nedeni ile iş yeri sigorta poliçesi kapsamında tayin edilen tevdi mahalline yatırılan 5.648.326,00 TL tazminat tutarının kendilerine ait olduğunun tespit edilerek bu miktarın davacı şirket kayyım hesabına aktarılmasını talep etmekle, icrai bir karar tesisi istemektedir. Davalı ... şirketi, iş yeri sigorta poliçesi gereği sorumlu olduğu sigorta tazminatını tevdi mahalli tayin ettirerek tevdi mahalline yatırmış; taraflar arasında sigorta tazminatı miktarı hususunda bir ihtilaf bulunmamaktadır. Açıklanan tüm bu hukuki ve maddi olgular karşısında; davacı taraf icrai bir karar tesisi talep etmekle açılan davanın bir eda davası olduğu icrai bir karar verilebileceği göz önününe alınarak davanın esası hakkında karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hatalı değerlendirme ile davanın hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 11/02/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.