Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/4720
Karar No: 2020/306
Karar Tarihi: 30.01.2020

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2018/4720 Esas 2020/306 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2018/4720 E.  ,  2020/306 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9.
    Hukuk Dairesi


    Taraflar arasındaki ilk derece mahkemesinde görülen tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulün ilişkin kararın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesince yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davalı ... ve ... vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine davalı ... Aş vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne ilişkin kararın, süresi içinde davacılar vekili ve davalı ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    -K A R A R-

    Davacılar vekili; davalı ...Ş."ye ZMM sigorta poliçesi ile sigortalı, diğer davalı ...."ye ihtiyari mali mesuliyet kaydı içeren kasko sigortası poliçesi ile sigortalı, davalılardan ..."e ait, diğer davalı ..."ün sevk ve idaresindeki aracın karıştığı trafik kazası neticesinde, müvekkillerinin müşterek murisi ..."ın vefat ettiğini, müvekkilerinin, murisin vefatı ile desteğinden yoksun kaldıklarını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 15.000,00"er TL olmak üzere 30.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının, davalı ... şirketlerinin
    poliçe limitleri ile sınırlı olmak kaydıyla 02/04/2016 tarihinden (sigorta şirketleri yönünden 26/04/2016 tarihinden) itibaren avans faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalılar davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, davanın kabulü ile 340.993,22 TL"si davacı eş ..."a, 119.286,72 TL"si davacı ..."a ait olmak kaydıyla 460.279,94 TL"nin (davalı ... Aş yönünden 310.000,00 TL sigorta limiti ile diğer davalı ... Unico Sigorta yönünden 50.000,00 TL sigorta limiti ile sınırlı olmak üzere) davalı şahıslar ... ile ... yönünden kaza tarihi olan 02.04.2016, davalı ...Ş. yönünden 11.05.2016 temerrüt tarihinden, diğer davalı ... AŞ yönünden ise dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, karar verilmiş, hükme karşı istinaf yoluna başvurulması üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre, Davalı ... Sigota A.Ş"nin istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının HMK"nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca düzeltilerek yeniden hüküm kurulmasına, davacı ... için 329.715,20 TL destekten yoksun kalma tazminatının (... Sigorta A.Ş 213.867,87 TL"lik kısmından, ... 34.494,82 TL"lik kısmından sınırlı sorumlu olmak üzere) davalılar ... ile ... ile davalı ..."den dava tarihinden itibaren davalı ...Ş"den 11/05/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile adı geçen davacıya verilmesine, Davacı ... için 112.057,22 TL destekten yoksun kalma tazminatının (... Sigorta A.Ş"nin 72.685,27 TL"lik kısmından ..."nin 11.723,43 TL"lik kısmından sınırlı sorumlu olmak üzere) davalılar ... ve ... ile davalı ..."den dava tarihinden, davalı ...Ş"den 11/05/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile adı geçen davacıya verilmesine karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacılar vekili ve davalı ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-10.4.1992 gün 7/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı hakimin tefhim etmiş olduğu kısa kararla gerekçeli kararın uyum içinde olmasını öngörmektedir. Kısa kararda
    hükmedilmeyen bir yükümlülüğünün gerekçeli kararda hüküm altına alınmış olmasının çelişki teşkil etmediğini söylemek mümkün değildir. Yargı erkinin görev ve yetkisi Anayasa ile yasaları amaçlarına uygun olarak yorumlayıp uygulamak keza İ.B.K.nın bağlayıcılığını gözetmekten ibarettir. Kısa kararla gerekçeli karar arasındaki çelişkiye cevaz verilmemesinin amacı, kamunun mahkemelere olan güveninin sarsılmamasına yöneliktir. Tefhim edilen hüküm başka gerekçeli karardaki hüküm başka ise bu durumun mahkemelere olan güveni sarsacağı tartışmasızdır.
    Öyle ki İ.B.K. ile bu konuya çok büyük bir önem verilmiş, çelişkinin varlığı tespit edildiği takdirde başka bir incelemeye gerek görülmeksizin ve tarafların bu konuyu temyiz sebebi yapıp yapmadıklarına bakılmaksızın kararın salt bu nedenle bozulması gerektiğine işaret edilmiştir.
    Diğer taraftan 1086 sayılı HUMK.’nun 381.- 389. maddelerinde (6100 sayılı HMK.’nun 294. - 297. maddeleri), hükmün tefhimi, nasıl tesis edileceği ve sonrasında kararın nasıl yazılacağı etraflıca düzenlenmiştir. HUMK’nun 388. maddesinde (HMK.’nun 297/2. maddesi); hüküm sonucu kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında birer birer, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin zorunlu olduğu açıklanmıştır. Başka bir anlatımla, tesis edilen hüküm, infazı kabil ve uygulanabilir olmalıdır.
    Somut olayda Bölge Adliye Mahkemesince yargılamanın sonuçlandırdığı 25.04.2018 tarihli kısa kararda, davacı ... için 248.362,69 TL, davacı ... için 84.408,70 TL üzerinden kabulüne karar vermiş gerekçeli kararda ise davacı ... için 329.715,20 TL, davacı ... için 112.057,22 TL tazminat üzerinden davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Bölge Adliye Mahkemesince; bu durum maddi hataya ilişkin sayılacağından HMK 304. maddesi gereğince resen düzeltilebilecek hallerden olduğundan bahisle, gerekçeli kararda davacı ... için 329.715,20 TL davacı ... için 112.057,22 TL olarak düzeltilerek hüküm fıkrası yazılmış ise de, hükmün tavzihi ile tashihi şartları, 6100 sayılı HMK"nun 304. ve 305. maddelerinde düzenlenmiş olup; tashih için karar içeriğinden anlaşılan ancak basit hesap ya da yazım hatası nedeniyle hükümde oluşan bir hatanın bulunması; tavzih için ise, açık olmayan ya da birbiriyle
    çelişkili olan hüküm kısımlarının bulunması gerekmektedir. Bu itibarla, ne tavzih ne de tashih yoluyla, mahkemenin tefhim ettiği kısa kararında yer almayan yeni bir yükümlülüğün res"en tahsis yoluyla taraflara yüklenmesi ya da bir hakkın taraflara sağlanması mümkün değildir.
    İfade olunan kısa karardaki miktarların yukarıda anılan gerekçeli kararda değiştirilmesine ilişkin olarak yapılacak bir usul işlemine cevaz veren yasal düzenlemenin bulunmadığı, Bölge Adliye Mahkemesince re"sen yapılan düzeltme işleminin, hükmün değiştirilmesi mahiyetinde olduğu ve davacıların haklarını, davalıların yükümlülüklerini değiştirdiği dikkate alındığında; kısa karardaki tarafların ve yükümlülüklerinin, gerekçeli kararın re"sen tahsisi suretiyle, kısa karar ile gerekçeli kararın hüküm fıkraları arasında çelişki yaratıldığı açıktır.
    Bu durum, Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 294/3. maddesine aykırılık teşkil ettiğinden 10.4.1992 gün ve 1991/7 Esas-1992/4 Karar Sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu Kararı uyarınca, kısa karar ile gerekçeli karar arasındaki çelişkinin giderildiği bir hüküm kurulmak üzere kararın bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    2-Bozma neden ve şekline göre; davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının ve davalı ... ve ... vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
    SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 371. maddesi uyarınca BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının ve davalılar Betül ve ... vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 6100 sayılı HMK 373/2. maddesi uyarınca dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılar ile davalılar ... ve ..."e geri verilmesine 30/01/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi