17. Hukuk Dairesi 2019/2425 E. , 2020/74 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında görülen tazminat davasının yapılan yargılaması sonucunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar vekili, müvekkili ..."un motosikleti ile seyir halindeyken davalı ..."ın idaresindeki davalı ..."a ait ve davalı ... Sigorta A.Ş."ye ZMMS ile sigortalı ... plakalı transit marka kamyonet ile çarpıştığını, müvekkilinin yaralandığını ve malul kaldığını, maddi zarara uğradığını, motosiklette 500,00 TL maddi hasar meydana geldiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla iş gücü kaybı nedeni ile 50.000,00 TL ve motosikletin görmüş olduğu maddi hasar bedeli için 500,00 TL olmak üzere 55.000,00 TL"den şimdilik 5.000,00 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte her üç davalıdan da müştereken ve müteselsilen tahsiline, ... için 20.000,00 TL, ...,... için 10.000,00"er TL olmak üzere şimdilik 5.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan ...,..."den müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 03/02/2014 havale tarihli dilekçe ile bilirkişi raporu doğrultusunda fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla maddi tazminat talebini 42.779,40 TL"ye yükseltmiştir.
Davalı ... vekili, davacının asli kusurlu olduğunu ve kazanın meydana gelmesinde müvekkilinin kusurunun olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Diğer davalılar cevap dilekçesi sunmamıştır.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kabulü ile 42.779,00 TL maddi tazminatın davalılardan müştereken alınarak davacı ..."a verilmesine, sigorta şirketinin sorumluluğunun poliçedeki limitle sınırlı tutulmasına, 5.000,00 TL"ye dava tarihinden geçerli yasal faiz yürütülmesine, ıslah edilen miktara faiz talebi bulunmadığından bu yönde faiz yürütülmesine yer olmadığına, 5.000,00 TL manevi tazminatın davalılar ... ve ..."dan müştereken alınarak davacılara verilmesine, 5.000,00 TL"ye dava tarihinden geçerli yasal faiz işletilmesine, dair karar verilmiş, hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, özellikle oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranının hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davalı ... vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davacı taraf, trafik kazası sonucu yaralanması nedeni ile daimi maluliyete uğradığını ileri sürmüş, hükme esas alınan Kahramanmaraş ... Şehir Hastanesinin 26.09.2014 tarihli ve davacının %10 oranında sürekli engelli olduğuna dair engelli sağlık kurulu raporuna itibar edilerek davanın kabulüne karar verilmiştir.
“Cismani Zarar Halinde Lazım Gelen Zarar ve Ziyan” başlığı altında düzenlenen TBK"nın 46. maddesinde, bedensel zarara uğranılması nedeni ile talep edilebilecek zarar türleri belirtilmekte olup çalışma gücü kaybı da bu zarar türleri arasında yer almaktadır. Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebinin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir. Sözkosu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü
veya Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
Maluliyete ilişkin alınacak raporlar 11.10.2008 tarihinden önce Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 tarihi ile 01.09.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013 tarihinden sonrada Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliğine uygun olarak düzenlenmesi gerekir.
Somut olayda; hükme esas alınan 26.09.2014 tarihli heyet raporunda maluliyet oranının tespitinin kaza tarihinde geçerli yönetmeliğe göre yapılmadığı anlaşılmaktadır.
Yapılacak iş, Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulundan olay tarihinde yürürlükte olan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine uygun yeni bir rapor alınarak karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırma sonucu hüküm kurulması doğru görülmemiş olup bozmayı gerektirmiştir.
3-Anayasanın 141/2. maddesine ve HUMK.nun 388. maddesine göre, mahkeme kararları gerekçeli olarak yazılmalıdır. 1086 sayılı HUMK.’nun 381.- 389. maddelerinde (6100 sayılı HMK.’nun 294. - 297. maddeleri), hükmün tefhimi, nasıl tesis edileceği ve sonrasında kararın nasıl yazılacağı etraflıca düzenlenmiştir. HUMK’nun 388. maddesinde (HMK.’nun 297/2. maddesi); hüküm sonucu kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında birer birer, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin zorunlu olduğu açıklanmıştır. Başka bir anlatımla, tesis edilen hüküm, infazı kabil ve uygulanabilir olmalıdır.
Davacılar vekili, dava dilekçesinde manevi tazminat olarak davacı ... için 20.000,00 TL, davacı annesi ve babası için 10.000,00"er TL olmak üzere şimdilik 5.000,00 TL"sini talep etmiş, mahkemece davacıların manevi tazminat talebinin kabulü ile 5.000,00 TL manevi tazminatın davalılar ... ve ..."dan müştereken alınarak davacılara verilmesine dair karar verilmiştir.
Dava konusu kazada davacılardan İbrahim yaralanmış olup diğer davacılar ise anne ve babası olarak manevi tazminat talebinde bulunmaktadır. Bu durumda mahkemece, öncelikle davacılara 5.000,00 TL manevi tazminat yönünden hangi davacı için ne miktarda talepte bulunulduğu açıklattırılıp, ardından her bir davacı yönünden hukuki değerlendirme yapılarak ayrı
ayrı manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken bu yapılmaksızın yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) ve (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ..."a geri verilmesine 27/01/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.