17. Hukuk Dairesi 2019/2080 E. , 2020/6374 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8.
Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki rücuen tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile davanın reddine, dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; müvekkili şirket nezdinde ZMMS poliçesi ile sigortalı bulunan, ...’ın sevk ve idaresindeki, aracın 17/11/2012 tarihinde karıştığı tek taraflı trafik kazasında vefat edenlerin hak sahiplerine müvekkili şirket tarafından ödeme yapıldığını, kazaya karışan aracın minübüs olduğunu, minübüsün 3 ayrı sigorta ile sigortalanması gerektiğini, ancak yolcu taşımacılığı zorunlu koltuk ferdi kaza sigorta poliçesinin bulunmaması halinde bu ödemelerin Güvence Hesabından karşılanması gerektiğini, alacağın rücuna ilişkin İstanbul 32. İcra Müdürlüğünün 2013/24498 sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, ödeme emri tebliğine rağmen, borç ödenmediği gibi borca itiraz edildiğinden takibin durdurulduğunu, itirazın haksız olup, iptalinin gerektiğini ileri sürerek borçlunun icra dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; kazaya karışan aracın ticari bir faaliyetinin bulunmadığını, kazalının akrabalarını taşıdığını, bu durumda rücu şartlarının oluşmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 15/02/2017 tarih ve 2014/51 E., 2017/88 K. sayılı ilamı ile davanın kısmen kabulü ile davacının, İstanbul 32. İcra Müdürlüğünün 2013/24498 sayılı takip dosyasında, takip tarihi itibari ile 154.928,91 TL asıl alacak, 6.188,67 TL işlemiş faiz olmak üzere, toplamda 161.117,58 TL alacaklı bulunduğunun tespitine, davalının bu miktara vaki itirazının iptaline, takibin, 154.928,91 TL asıl alacak, 6.188,67 TL işlemiş faiz olmak üzere, toplam 161.117,58 TL üzerinden ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz uygulanmak sureti ile takip tarihindeki kayıt ve şartlarla devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, alacak likit bulunmadığından ve yargıalamayı gerektirdiğinden, davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmiş; karar karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nce; kazaya karışan aracın minibüs olup, kullanım amacının hususi olduğu gibi yolcu taşıma yetki belgesi de bulunmadığı, mesafenin 100 km’nin altında olduğu, kazaya karışan araç sürücüsü ile araçta bulunan ve kaza sonucu vefat eden ve yaralanan kişiler arasında akrabalık bağı bulunmakta olup araçta bulunanların, ticari bir faaliyet kapsamında bilet veya ücret karşılığı taşınan kişiler olmadığı, kaza anında bir yolcu taşımacılığından bahsedilemeyeceği, Zorunlu Karayolu Taşımacılığı Mali Sorumluluk Sigortası yaptırma zorunluluğu bulunmayan ve yolcu taşımacılığının söz konusu olmadığı olayda bu sigortanın yaptırılmadığı iddiasıyla Güvence Hesabının sorumlu tutulmasının mümkün olamayacağı gerekçesiyle, İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 15/02/2017 tarih ve 2014/51 E., 2017/88 K. sayılı kararına karşı davalı ... vekili tarafından yapılan istinaf talebinin kabulüne, İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 15/02/2017 tarih ve 2014/51 E., 2017/88 K. sayılı kararının kaldırılmasına, davacı tarafça açılan davanın reddine karar verilmiş; Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak davalı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK"nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen
kararda, dosya kapsamına taşımanın ticari bir taşıma olmamasına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi, HMK"nın 371. maddesinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre, usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 373/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderilmesine ve aşağıda dökümü yazılı 18,50 TL kalan onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına 02/11/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.