17. Hukuk Dairesi 2018/3541 E. , 2020/6360 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9.
Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı ... vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 21.10.2020 Çarşamba günü davacı vekili Av. ... ile davalı ... vekili Av. ... geldi. Diğer davalı tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar vekilleri dinlendikten sonra vaktin darlığından dolayı işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmış olup dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; dava dışı müflis ... Teknolojileri A.Ş."nin bankanın ... şubesi ile yaptığı genel kredi sözleşmesi ile kredi kullandığını, bu sözleşmenin kefilinin de borçlu davalı ... olduğunu, kredinin ödenmemesi üzerine davalı borçlu hakkında İstanbul 7. icra Müdürlüğünün 2015/16056 sayılı dosyasında takip yaptıklarını, borçlunun adresine gidildiğini, haczi kabil bir mal bulunamadığını, yapılan araştırmada ... Mah. ... mevkii ... parselde ...,... Zemin kat 2 nolu bağımsız bölümün borçlu adına kayıtlı iken 7/5/2014 tarihinde davalı alıcı ...’ün eşi ..."e verdiği vekaletname ile 225.000,00 TL bedelle diğer davalıya satıldığının anlaşıldığını, bu durumun kendilerinden mal kaçırmaya yönelik muvazaalı bir işlem olduğunu belirterek İİK"nun 288 ve devamı maddeleri gereğince tasarrufun iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili; davalının parasını ödeyerek taşınmazı aldıklarını, ayrıca taşınmaz üzerindeki ipotek borcunun da kendilerince ödendiğini, her yıl 4 ay bu binada oturduklarını, aidat ve faturaların kendilerince düzenli olarak ödendiğini beyanla davanın reddini savunmuştur.
Davalı ...; davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile İstanbul 7. İcra Müdürlüğünün 2015/16056 sayılı dosyasında; ...,... kat 2 nolu bağımsız bülümün 16/4/2014 tarihinde Borçlu ..."dan davalı ..."e yapılan satışın iptaline, davacıya mülkiyet değişikliği olmaksızın gayrimenkulü (icra dosyasındaki asıl alacak ve gelirleri ile sınırlı olmak üzere) haciz ve satış yaptırma yetkisi tanınmasına,karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre, davalı ... vekilinin istinaf başvurusunun HMK"nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine, karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava İİK 277 ve devamı maddelerine göre açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz yada iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır.
Davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, tasarruf konusu mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve tasarruf konusu taşınmaz mal ise, davalı üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir (İİK.md.283/1). Bu yasal nedenle iptal davası, alacaklıya alacağını tahsil olanağını sağlayan, nispi nitelikte yasadan doğan bir dava olup; tasarrufa konu malların aynı ile ilgili değildir.
Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması, bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının
bulunup bulunmadığının araştırılması, Özellikle İİK.nun 278. maddesinde akdin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği ve yasanın bağışlama hükmünde olarak iptale tâbi tuttuğu tasarrufların iptali gerektiğinden mahkemece ivazlar arasında fark bulunup bulunmadığının incelenmesi, satılan taşınmaz üzerinde, ipotek ve haciz kayıtları varsa, alıcı taşınmazı bu kayıtlarla yükümlü olarak satın almış olacağından, satışın bunların tamamı üzerinden yapıldığının kabulü, bu nedenle oransızlığın belirlenmesinde tapu kaydındaki ipotek ve haciz miktarının da göz önünde tutulması, aynı maddede sayılan akrabalık derecesi vs. araştırılması gerekmektedir. Keza İİK.nun 280.maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği hususu düzenlendiğinden yapılan işlemde mal kaçırma kastı irdelenmeli, öte yandan İİK.nun 279.maddesinde de iptal nedenleri sayılmış olup bu maddede yazılan iptal nedenlerinin gerçekleşip gerçekleşmediği de takdir olunmalıdır.
Somut uyuşmazlıkta; mahkemece, davalı borçlunun dava konusu evini diğer davalıya 225.000,00 TL bedel ile devrettiği, o tarihte taşınmazın 605.073,00 TL tutarında bulunduğu böylece taşınmazın 1/3 fiyatına satışının gerçekleştiği bu durumun hayatın olağan akışına uygun düşmediği, öte yandan davalı 3. kişinin borçluyu hiç tanımadıkları halde davalı borçlunun bizzat başka bir kişiye değil de alıcının eşine gönderdiği vekaletname ile satışın yapılması nedeniyle borçlunun alıcı ile birlikte alacaklıdan mal kaçırmak kastı ile hareket ettiği sonucuna varılarak davanın kabulüne karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Dava konusu taşınmazın 16/05/2014 tarihinde davalı borçlu ... tarafından davalı 3.kişi ...’e üzerinde 02/12/2011 tarihli 637.500,00 TL bedelli ... Katılım Bankası lehine ipotekli olarak 225.000,00 TL bedelle devredildiği, mahkemece yargılama sırasında alınan bilirkişi raporuna göre taşınmazın satış tarihindeki gerçek değerinin 605.073,00 TL olduğu, buna göre taşınmazın 16/05/2014 tarihinde davalı 3. kişi ...’e satış tarihinde tapu kayıtlarında 637.500,00 TL ... Katılım Bankası lehine ipotek yüklü olarak devredildiği, ipotek bedeli göz önüne alındığında bedel farkının bulunmadığı anlaşılmaktadır. Öte yandan; İİK.nun
280. maddesine göre kötü niyeti kanıtlama yükümlülüğü davacı tarafta olup, dava konusu taşınmaz Bodrum’da yer alırken davalılar İstanbul’da ikamet ettiğinden dava konusu taşınmazın davalı borçlu tarafından davalı 3.kişi ...’ün eşi ...’e taşınmaz devri için verdiği vekaletname ile devredilmesi tek başına davalılar arasında kötü niyeti (alacaklıdan mal kaçırma kastını) başka delillerle desteklenmeden göstermeyeceği, bundan başka davalılar arasında akrabalık bağı, iş ortaklığı, arkadaşlık gibi kötü niyeti gösterir bir durum da kanıtlanamadığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, dava dosyasının ilk derece Mahkemesine, Dairemiz karar örneğinin ise Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 2.540,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davalı ..."e verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ..."e geri verilmesine 02/11/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.