Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/1508
Karar No: 2020/6124
Karar Tarihi: 26.10.2020

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2019/1508 Esas 2020/6124 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2019/1508 E.  ,  2020/6124 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hüküm, davacı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    -K A R A R-
    Davacı vekili, davalının trafik sigortacısı olduğu aracın yaptığı tek taraflı kazada, araçta yolcu olarak bulunan davacının ağır biçimde yaralanıp maluliyete uğradığını, davalının 03.12.2012 tarihinde 55.002,80 TL. tazminat ödediğini; ancak bu bedelin gerçek zararı karşılamadığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 200,00 TL. kalıcı işgöremezlik tazminatının temerrüt tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; 12.06.2014 tarihli ıslah dilekçesiyle, taleplerini 128.141,11 TL"ye yükseltmiştir.
    Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davanın kısmen kabulü ile 125.141,07 TL. tazminatın, davalının temerrüt tarihi olan 20.09.2012"den işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin isteğin reddine dair verilen hükmün, davalı vekili tarafından temyizi üzerine, Dairemizin 30.01.2017 tarih, 2014/21753 Esas ve 2017/725 Karar sayılı ilamı ile; "davacının sadece sürekli işgücü kaybı tazminatı istemi bulunduğu halde talep aşımı ile geçici işgöremezlik tazminatının da hüküm altına alınmasının doğru olmadığı; davalı tarafından sigortalanan araçta yolcu olarak bulunan davacı ile araç maliki ve/veya sürücüsü arasındaki ilişki ve davacının araçta hatır için taşınıp taşınmadığı hususunun kararda tartışılmayışının da hatalı olduğu" gerekçesiyle karar bozulmuştur.
    Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulü ile 89.295,90 TL. sürekli işgücü kaybı tazminatının 20.09.2012 tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, fazla isteğin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılmış olmasına ve delillerin takdirinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; davacının davalıya sigortalı araçta hatır için taşındığına ilişkin mahkeme kabulünde bir isabetsizlik görülmemesine göre; davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    2-Dava, trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle, sürekli işgücü kaybı tazminatı istemine ilişkindir.
    Davacının hak kazanabileceği sürekli işgücü kaybı zararının hesaplanması bakımından alınan ve mahkemece de hükme esas kabul edilen 08.06.2014 tarihli bilirkişi raporunda, davacının sürekli işgücü kaybı zararı 185.991,03 TL. olarak hesap edilmiş; bu tazminattan, davalının davadan önce ödediği bedelin güncellenmiş değeri düşülürken hatalı hesaplama yapıldığı için, bozmadan önceki mahkeme kararında güncelleme mahkeme tarafından yapılarak belirlenen tazminat hüküm altına alınmıştır. Mahkeme tarafından, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; davalı tarafın hatır taşımasına ilişkin savunması uygun bulunarak, bilirkişinin hesaplamaları ve hatır taşıması nedeniyle tazminattan % 20 oranında indirim yapılıp tazminatın belirlendiği gerekçesiyle, 89.295,90 TL. tazminata karar verilmiştir.
    Haksız fiil sonucu oluşan zarar, tazminatın sınırını tayin eder; ancak, tazminatın zarara denk olması her zaman mümkün değildir ve hüküm altına alınacak tazminat, zararın altında kalabilir. Bu anlamda zarar ve tazminat farklı kavramlar olup, mahkemece yapılması gereken iş, zararın hesaplanmasından sonra, indirim sebeplerini uygulamak suretiyle tazminatı belirlemekten ibarettir. İfade olunan bu durum, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 50, 51 ve 52. maddelerinde (818 sayılı BK"nun 42, 43 ve 44. md.) yapılan düzenlemelerle de net biçimde ifade edilmiştir. Anılan yasal düzenlemelerle de, zararın belirlenmesi ile tazminatın belirlenmesi ve tazminattan yapılacak indirim için sıralama öngörülmüş; zararın belirlenmesinden sonra tazminatın belirlenmesi ve indirilmesi kabul edilmiştir.
    Yargıtayın yerleşik uygulamaları ile de kabul edildiği üzere; tazminatın saptanabilmesi için öncelikle zararın belirlenmesi gerekir. Sorumluluk hukukunda, tazminat denkleştirilirken yapılacak indirimler arasında bir sıra söz konusudur. İndirim nedenleri genellikle, biri gerçek zararın diğeri de tazminatın belirlenmesine ilişkin olmak üzere ikiye ayrılır. Kural olarak, önce gerçek zararı bulmak gerektiğinden, zararla ilgili indirim sebepleri önce, tazminatla ilgili indirim sebepleri ise hakimin takdirinde olup somut olaya göre daha sonra uygulanmaktadır. Buna ilaveten, tazminat alacaklısına ilişkin indirim sebeplerinin önce, tazminat borçlusuna ilişkin indirim sebeplerinin de sonra uygulanması gerekmektedir.
    Açıklanan tüm bu hususlar karşısında; davacının uğradığı sürekli işgücü kaybı zararından, öncelikle davalının davadan önce ödediği bedelin güncellenmiş değerinin indirilmesi (ödeme, zararın hesaplanmasına ilişkin olduğundan); davalıya ait indirim sebebi olan hatır taşıması nedeniyle yapılacak indirimin ise daha sonra uygulanması ve bu suretle sonuç tazminatın belirlenmesi gerekeceği açıktır. Oysa mahkeme tarafından, hatır taşıması nedeniyle yapılacak indirimin, sigorta ödemesi indiriminden önce yapılması ve ondan sonra sigortacının ödediği bedelin düşülmesi biçiminde hesaplama yapıldığı anlaşılmaktadır.
    Bu durumda mahkemece; davacıya davalı tarafından yapılan 55.002,84 TL"lik ödemenin, ödeme tarihi ile hesap raporu tarihi olan 08.06.2014 arasındaki yasal faiziyle güncellenmiş bedelinin, raporda hesap edilen 185.991,03 TL"den düşülmesi; bulunacak miktar üzerinden de % 20 oranında hatır taşıması indirimi uygulanıp belirlenecek miktarın hüküm altına alınması gerekirken, zarar ve tazminatın belirlenmesindeki sıraya aykırı olarak, eksik incelemeyle ve yanılgılı değerlendirmeyle, yazılı olduğu biçimde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
    SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 26/10/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi