Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/1039
Karar No: 2020/6084
Karar Tarihi: 22.10.2020

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2020/1039 Esas 2020/6084 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2020/1039 E.  ,  2020/6084 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Düzce 3. Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: davanın kabulüne ilişkin ilk derece mahkemesinin kararına karşı davalı vekilinin istinaf başvurusu üzerine Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına eksikliklerin giderilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine temyiz yasa yolu açık olarak karar verilmiş, bu karar davacı vekili ile davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:

    -K A R A R-

    Davacı vekili; 15/07/2018 tarihinde davacıya ait ... plakalı aracın ... sevk ve idaresinde seyir halindeyken ... sevk ve idaresindeki ... plakalı otobüsün kavşaktan kontrolsüz ve hatalı bir biçimde yola çıkması nedeniyle maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini; davacıya ait ... plaka sayılı aracın davalı ... şirketine poliçe ile kasko sigortalı olduğunu kaza neticesinde araçta meydana gelen maddi zarara ilişkin olarak fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla, alacak belirli hale geldiği takdirde arttırılmak üzere 1.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihi olan 15/07/2018 tarihinden itibaren işleyecek ticari-avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili; davacının taleplerinin Kasko Sigortası Genel Şartları gereği teminat dışında kaldığını; ... plakalı aracın sürücüsü ... kaza esnasında alkollü olduğunu; yapılan alkol ölçümünde (1.963) promil alkollü çıktığının tespit edildiğini belirterek; alkollü sürücü tarafından meydana getirilen teminat dışı hasara ilişkin olarak haksız açılan davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
    İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karara karşı, davalı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesince "Eldeki davada, rizikonun teminat kapsamında olup olmadığı, sigortalı aracın hasarına neden olan kazanın münhasıran alkolün etkisi altında gerçekleşip gerçekleşmediği taraflar arasında tartışmalıdır. İlk derece mahkemesince; Düzce C.Başsavcılığı"nın soruşturma dosyasında trafikçi bir bilirkişiden alınan rapor esas alınarak karar verilmesi yoluna gidilmiştir. Anılan rapor, davanın niteliği dikkate alındığından hüküm vermeye elverişli ve yeterli değildir. Bu nedenle, içlerinde nörolog bir bilirkişinin ve trafikçi bilirkişilerin yer aldığı bilirkişi heyetinden, kazaya karışan sürücülerin ihlal ettikleri trafik kuralları bulunup bulunmadığı, varsa hangi trafik kurallarının ihlal edildiği, sürücülerin kusurlu davranışları ve kusur oranları ve özellikle kazanın münhasıran alkolün etkisi altında gerçekleşip gerçekleşmediği, alkol dışında kazaya etken olan başka nedenler bulunup bulunmadığı hususlarında denetime ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporu aldırılmadan karar verilmesi, doğru görülmemiştir. Davacıya ait araç hakkında aldırılan makine mühendisi raporunun; denetime, yerleşik Yargıtay içtihatlarına ve hüküm kurmaya elverişli olmadığı görülmektedir. Raporda; davacının aracının özelliklerine göre kaza tarihindeki 2. el değeri açıkça belirtilmemiştir. Aracın güncel değerinden sovtaj bedeli düşülerek karar verilmiştir. Araca ilişkin ekspertiz raporu celbedilmemiştir. O halde; öncelikle ekspertiz raporu ve varsa araca ait çekilen fotoğraflar celbedilerek, aracın geçmiş tramer kayıtları da incelenerek kaza tarihindeki özelliklerine göre kaza tarihindeki 2. el değerinin ne kadar olduğu, sovtaj değerinin ne kadar olduğu, aracın tamirinin kaça malolacağı, aracın tamirinin ekonomik olup olmadığı, perte ayrılması gerekip gerekmediğine ilişkin denetime ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporu aldırılmadan karar verilmesi, doğru görülmemiştir. Son duruşmada; davalı vekilinin bulunmadığı halde, HMK."nun 184. maddesine uygun olarak tahkikatın sona
    erdirilmediği ve davalı vekilinin yokluğunda karar verildiği, görülmüştür.
    Bu kapsamda hukuki dinlenilme hakkı, bilgilenme/bilgilendirme, açıklama yapma, yargı organlarınca dikkate alınma ve kararların gerekçeli olması gibi hususları içerdiği açıktır. Bilgilenme hakkı, yargılamanın içeriğine dair tam bir bilgi sahibi olmanın yanında gerek karşı tarafın gerekse de yargı organlarının dosya içeriğine yapmış oldukları işlemleri öğrenmelerini kapsar. Bilgilenme/ bilgilendirme hakkının etkin biçimde kullanılabilmesi için gönderilecek tebligat ve davetiyelerde kanunda öngörülmüş şekil şartlarına sıkı sıkıya uyulması gerekmektedir. Ayrıca, bu hak sadece davanın başındaki iddia ve savunmalar açısından değil yargılamanın her aşamasında dikkate alınmalıdır. Bu kapsamda devam eden bir yargılamada, tarafların açıklamaları için bilgilendirme yeterli olmayıp yargılamada yer alan diğer kişilerin (tanık, bilirkişi gibi) açıklamaları açısından da önemlidir. Bilgilenme hakkının usulüne uygun kullanımı ile tarafların haklarında öğrendikleri isnat ve iddialara karşı beyanda bulunabilme, davaya yönelik bilgi ve belge verebilme yani açıklama yapma hakkı da hukuki güvenceye bağlanmaktadır. Böylece davanın her iki tarafına eşit şekilde açıklama yapma hakkı tanınması ile adaletin görünür kılınması sağlanacaktır. Açıklamada bulunma hakkı, tarafların, yazılı veya sözlü şekilde iddia ve savunmalara karşı itirazda bulunabilme, davaya ilişkin beyanda bulunmalarını sağlar.
    Diğer taraftan; 6100 sayılı HMK."nun yazılı yargılama usulünde (5) aşamaya yer vermiştir. Bunlar; davanın açılması ve dilekçeler aşaması, ön inceleme, tahkikat, sözlü yargılama ve hüküm aşamalarıdır.
    Tahkikatın sona ermesi 6100 sayılı HMK.’nun 184. maddesi"nde düzenlenmiş olup, buna göre;
    (1)Hakim, tarafların iddia ve savunmalarıyla toplanan delilleri inceledikten sonra, duruşmada hazır bulunan taraflara tahkikatın tümü hakkında açıklama yapabilmeleri için söz verir.
    (2)Mahkeme; tarafların tahkikatın tümü hakkındaki açıklamalarından sonra, tahkikatı gerektiren bir husus kalmadığını görürse, tahkikatın bittiğini taraflara tefhim eder.
    Yukarıda belirtildiği gibi, savunma hakkı Anayasa"nın 36. maddesinde güvence altına alındığı gibi; 6100 sayılı HMK."nun 27. maddesi hükmüne göre de; davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup,
    başka bir anlatımla; taraflara dosya içerisindeki bilgi ve belgelere karşı savunma hakkını kullanma olanağı verilmeden hüküm kurulamaz. Aksi halde savunma hakkı kısıtlanmış olup, bu husus kamu düzenine ilişkindir.
    Buna göre, somut olayda; ilk derece mahkemesinin 19/02/2019 tarihli ilk duruşmasında ön inceleme yapılarak tahkikat aşamasına geçildiği, takip eden 30/04/2019 tarihli duruşmadan önce davalı vekilinin bilirkişi raporuna karşı itirazlarını yazılı olarak sunduğu, davalı vekilinin bu itirazları hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmeden ve tahkikatın sona ermesine ilişkin HMK."nun 184. maddesindeki düzenlemeye uyulmadan davalı vekilinin yokluğunda karar verildiği, bu şekildeki uygulamanın savunma hakkının kısıtlanması niteliğinde olduğu anlaşıldığından, adil yargılama hakkı ve hukuki dinlenilme hakkına aykırıdır. Mahkemenin bu şekildeki uygulaması esaslı bir usul hatası olup mutlak kaldırma nedenidir (benzer nitelikte Yargıtay 19. Hukuk Dairesi"nin 24/05/2012 tarihli 2012/900 - 2012/8762 sayılı ve 11. Hukuk Dairesi"nin 23/06/2014 tarihli 2014/5516 - 11892 sayılı ilamları).
    Kabule göre de;
    Gerçek zarar, aracın kaza tarihindeki 2. el değerinden sovtaj değeri çıkarılarak bulunması gerekirken, aracın güncel değerinden sovtaj değerinin çıkarılarak sonuca gidilmesi de doğru değildir.
    Davacının adresinin gerekçeli karar başlığında yazılmaması HMK."nun 297-(2) maddesine aykırı olup, bu husus mahallinde düzeltilebilir bir eksiklik ve hata olarak değerlendirilerek kaldırma nedeni yapılmamış, bu hususa eleştiri getirilmekle yetinilmiştir." gerekçesiyle davalının ilk derece mahkemesinin kararına ilişkin istinaf başvurularının 6100 sayılı HMK."nun 353-(1)-a)-6)-3) maddesi gereğince; yukarıda açılanan hususlara ilişkin olmak üzere esastan kabulüne, 6100 sayılı HMK."nun 353-(1)-a)-6)-3) maddesi gereğince; Düzce 3. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin (Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla) 30/04/2019 tarih, 2018/317 Esas ve 2019/158 sayılı kararının kaldırılmasına, dosyanın açıklanan eksikliklerin giderilmesi için 6100 sayılı HMK."nun 353-(1)-a-)-6)-3) maddesi gereğince Düzce 3. Asliye Hukuk Mahkemesi"ne (Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla) gönderilmesine, davalının diğer istinaf nedenlerinin kararın kaldırılması nedenine göre bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, 6100 sayılı HMK."nun 353-(1)-b)-1) maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda Yargıtay
    İlgili Hukuk Dairesi"ne temyiz yasa yolu açık olmak üzere karar verilmiştir.
    Öncelikle, bölge adliye mahkemesince verilen bu karara karşı temyiz yoluna başvurulmasının mümkün olup olmadığı, ön sorun olarak incelenmiştir. Bu bağlamda;
    Bölge adliye mahkemesinin dosyayı geri gönderme kararının yasal dayanağı 6100 sayılı HMK"nun 353. maddesidir.
    Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353. maddesinde Bölge Adliye Mahkemesince duruşma yapılmadan verilecek kararlar şu şekilde belirtilmiştir.
    Madde 353 -(1)“ Ön inceleme sonunda dosyada eksiklik bulunmadığı anlaşılırsa;
    a)Aşağıdaki durumlarda bölge adliye mahkemesi, esası incelemeden kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye veya kendi yargı çevresinde uygun göreceği başka bir yer mahkemesine ya da görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesine duruşma yapmadan kesin olarak karar verir:
    1)Davaya bakması yasak olan hâkimin karar vermiş olması,
    2)İleri sürülen haklı ret talebine rağmen reddedilen hâkimin davaya bakmış olması,
    3)Mahkemenin görevli ve yetkili olmasına rağmen görevsizlik veya yetkisizlik kararı vermiş olması veya mahkemenin görevli ya da yetkili olmamasına rağmen davaya bakmış bulunması veyahut mahkemenin bölge adliye mahkemesinin yargı çevresi dışında kalması,
    4)Diğer dava şartlarına aykırılık bulunması,
    5)Mahkemece usule aykırı olarak davanın veya karşı davanın açılmamış sayılmasına, davaların birleştirilmesine veya ayrılmasına, merci tayinine karar verilmiş olması,
    6)(Değişik:22/7/2020-7251/35 md.) Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş olması ya da talebin önemli bir kısmı hakkında karar verilmemiş olması.
    b) Aşağıdaki durumlarda davanın esasıyla ilgili olarak;
    1)İncelenen mahkeme kararının usul veya esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığı takdirde başvurunun esastan reddine,
    2)Yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında,
    3)Yargılamada bulunan eksiklikler duruşma yapılmaksızın tamamlanacak nitelikte ise bunların tamamlanmasından sonra yeniden esas hakkında, duruşma yapılmadan karar verilir.
    Bölge Adliye Mahkemesince davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile eksik inceleme sebebiyle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair hüküm kurulduğundan HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca karar verildiği görülmektedir.
    HMK"nun 353/l-a-6 maddesinde ise, İlk derece mahkemesince, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş olması ya da talebin önemli bir kısmı hakkında karar verilmemiş olması halinde, esasa ilişkin inceleme yapılmadan kararın kaldırılmasına kesin olarak karar verileceği düzenlenmiştir.
    Yukarıda belirtilen hükümler ile Bölge Adliye Mahkemesinin kararı birlikte değerlendirildiğinde; Bölge Adliye Mahkemesince Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/l-a-6 maddesi kapsamında eksik hususların ikmali için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair verilen kararın kesin olduğu anlaşılmaktadır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekili ile davalı vekilinin temyiz istemlerinin (dilekçelerinin) HMK"nun 362/1-g maddesi uyarınca REDDİNE, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesi"ne gönderilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ve davalıya geri verilmesine 22/10/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi