Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/1748
Karar No: 2020/5947
Karar Tarihi: 21.10.2020

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2019/1748 Esas 2020/5947 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2019/1748 E.  ,  2020/5947 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki hayat sigortasından kaynaklanan alacak davasının yapılan yargılaması sonunda kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    -K A R A R-
    Davacılar vekili; davacılar murisi müteveffa ..."ın 10/06/2011 tarihinde ... ... Şubesi"nden kredi çektiğini, kredi çekilmesi sırasında müteveffaya uzun süreli kredi hayat sigorta poliçesi düzenlendiğini, davacılar murisinin 06/11/2011 tarihinde vefat ettiğini, davalı tarafından ödeme yapılmaması üzerine kredi borcunun davacılar tarafından kapatıldığını belirterek 42.000,00 TL ölüm teminatının 22/12/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesini talep etmiştir.
    Davalı vekili; poliçenin lehdarının ... ... Şubesi olarak gösterildiğini, ilgili şubenin icazeti olmadan herhangi bir davanın açılamayacağını, davacıların aktif dava ehliyetine haiz olmadığını, poliçe tanzim tarihinden önce sigortalının beyan yükümlülüğüne aykırı olarak hastalığını ve tedavilerini gizlediğini, davalının yasal sürede cayma fesih hakkını kullandığını ve poliçenin hükümsüz olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini beyan etmiştir.
    Mahkemece, hayat sigortası poliçesinde lehtarın ... A.Ş"nin olduğu, poliçenin dayanak noktası olarak lehtar şirketin icazeti olmadan herhangi bir davanın açılamayacağı, bu icazetin de dava açılırken alınmadığı gerekçesiyle davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 12/12/2016 gün ve 2014/9284 Esas 2016/11400 karar sayılı ilamı ile "yargılama aşamasında dava dışı bankanın 25.07.2013 tarihli cevap yazısında kredinin kapanması nedeniyle davacıların borcunun bulunmadığı, poliçede bulunan rehin alacağının davacılara tazminat olarak ödenmesine muvafakat ettiklerinin bildirmiş olmasına ve davacıların dava açarken borcu kapattıklarını bildirir dekont sunmuş olmalarına göre davanın esasına girilerek bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile yazılı şekilde husumetten reddine karar verilmesinin doğru olmadığı" gerekçesiyle karar bozulmuş ve mahkemece bozma ilamına uyulmuştur.
    Bozma sonrası yapılan yargılama sonrasında mahkemece, murisin ölüm nedeninin kanser olduğunun kanıtlanamaması nedeniyle davacıların davasının kabulü ile 42.000,00 TL ölüm teminatının 22/12/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacılara ödenmesine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre; davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    2-Dava, hayat sigortası poliçesine dayalı tazminat istemine ilişkindir.
    Davacılar murisi ... ile davalı sigorta şirketi arasında 10.06.2011 tarihli beş yıllık hayat sigorta poliçesi düzenlenmiş; poliçenin düzenlenmesinden sonra, 06.11.2011 tarihinde sigortalı vefat etmiştir.
    Müteveffanın mernis ölüm belgesinde, ölüm sebebinin kardiopulmoner arrest, hipovolemi, cilt ca olduğu ve otopsi yapılmadığı belirtilmiş olup, davalı taraf, davacı murisinin poliçe tanziminden önce mevcut olan kanser hastalığını (ayak parmağı yatağındaki) bildirmeyip sözleşmenin kurulması sırasında beyan yükümlülüğüne aykırı davrandığı, bu aykırılık nedeniyle de zararın teminat dışı kaldığı savunmasında bulunmuştur.
    Yargılama sırasında alınan 08/11/2017 tarihli Adli Tıp Kurumu 1.Adli Tıp İhtisas Kurulu raporunda "kişiye 09/02/2010 ... Üniversitesi ...Uygulama ve Araştırma Hastanesinde biyopsi yapıldığı ve burada Skuamöz hücreli karsinom tanısını almış olduğu, kişinin ölüm anına ait ölüm sebebi ve mekanizmasını açıklayacak EKG, laboratuar ve röntgen tetkikleri gibi herhangi bir tıbbi belge bulunmadığı, zamanında otopsi yapılarak dokularda makroskobik, histopatolojik ve toksikolojik araştırma yapılmadığı, kişinin kesin ölüm sebebinin mevcut belgelerle bilinemediği cihetle kişide mevcut squamöz hücreli karsinom hastalığı ile ölümü arasında illiyet bağı hususunda değerlendirme yapılmadığı" bildirilmiştir.
    Yine davalı vekilinin itirazları üzerine düzenlenen 19/07/2018 tarihli Adli Tıp Kurumu Üçüncü Üst Kurulu raporunda da "tanısı konulan Squamöz hücreli karsinom hastalığının klinik seyri dikkate alındığında ölümün bu hastalık sonucu meydana gelmiş olabileceği, ancak ölümün evde gerçekleşmesi, ölüm anına ait ölüm sebebi ve mekanizmasını açıklayacak EKG, laboratuar ve röntgen tetkikleri gibi herhangi bir tıbbi belge bulunmaması, zamanında otopsi yapılarak dokularda makroskobik, histopatolojik ve toksikolojik araştırma yapılmaması nedeniyle kesin ölüm sebebinin mevcut belgelerle bilinemediği cihetle kişide mevcut Squamöz hücreli karsinom hastalığı ile ölümü arasında illiyet bağı hususunda değerlendirme yapılamadığı" bildirilmiştir.
    Mahkemece, ölüm sebebinin kanser olduğunun davalı tarafça kanıtlanamaması nedeniyle davacıların davasının kabulüne karar verilmiştir.
    Sigorta sözleşmeleri iyi niyet sözleşmeleri olup, taraflar sözleşme kurulması aşamasında birbirlerini aydınlatma yükümlülüğü altındadır.
    Poliçenin tanzim edildiği tarih itibariyle yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK"nın 1290. maddesine göre, sigorta ettiren sigortacıya doğru bilgi vermekle yükümlüdür. Hayat Sigortası Genel Şartları C-2 sözleşmenin yapılması sırasındaki beyan yükümlülüğü başlığı altında yer alan 2.2 maddesinde de doğru bilgi verme yükümlülüğü açıklanmış ve yükümlülüğe aykırı davranışın müeyyideleri belirlenmiştir.
    TTK"nun md.1290 ile Hayat Sigortası Genel Şartları"nın C-2.2. Maddesi düzenlemesine göre, sigortalı, sözleşmenin
    yapılması sırasında kendisinin bildiği ve sigortacının sözleşmeyi yapmamasını veya daha ağır şartlarla yapmasını gerektirecek bütün halleri sigortacıya bildirmekle yükümlüdür.
    Sigortalı tarafından imzalanan sağlık beyan formunda, kendisinin herhangi bir rahatsızlığın olmadığı bildirilmiş; poliçeden önce mevcut "skuamöz hücreli karsinom" rahatsızlığı bildirilmemiştir. Bu itibarla; doğrudan ölüm sebebi olmasa da, ölümle sonuçlanan önceki kronik hastalıkların, riskin kapsamı konusunda değerlendirme yapma hakkı bulunan sigortacıya bildirilmesi gerektiği açıktır.
    Buna göre murisin bildirmediği hastalık ile ölüm arasında doğrudan illiyet bağı bulunmadığının anlaşılması halinde, poliçe tanzimi sırasındaki beyan yükümlülüğü kasten ihlal edilmemiş olup davanın tümden reddi gerekmez ise de sigortalının kasıtlı olarak sağlık durumunu gizlemesi haricinde eğer sigortacının sorumluluğunu ağırlaştıran ve daha fazla prim almasını gerektiren bir halin varlığında teminatın indirilmesi gerektiğinden, murisin bu hastalığının belirtilmesi halinde ödenmesi gereken prime göre proporsiyon hesabı yapılarak tazminat hesabının yapılması gerekmektedir.
    SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 21/10/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi