17. Hukuk Dairesi 2018/5076 E. , 2020/5928 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili; müvekkili ... dava dışı ... ve davalı ... alacaklı olduğunu, İstanbul 7.İcra Dairesince 2004/15940 sayılı dosya ile takip yapıldığını, müvekkilini zarara uğratmak amacı ile hissedarı olduğu ... Ticaret Anonim Şirketinde bulunan hisselerini muvazaalı olarak senet borcunun doğduğu keşide tarihinden daha sonraki bir tarihte paylarını üçüncü kişilere devir ettiğini, şirketin ilgili karar ve pay defterlerinin denetimi tam olarak yapılmadığını beyan ederek davalı ... Tığlı"nın yapmış olduğu şirketteki pay devirlerinin sonucu tasarrufun iptali ile durumun eski hale iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ..., ... ve ... vekili ve davalı borçlu vekili davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere göre davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, İİK 277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra
takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Özellikle İİK.nun 278. maddesinde akdin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği ve yasanın bağışlama hükmünde olarak iptale tâbi tuttuğu tasarrufların iptali gerektiğinden mahkemece ivazlar arasında fark bulunup bulunmadığı incelenmelidir. Aynı maddede sayılan akrabalık derecesi vs. araştırılmalıdır. Keza İİK.nun 280. maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği hususu düzenlendiğinden yapılan işlemde mal kaçırma kastı irdelenmelidir. Öte yandan İİK.nun 279.maddesinde de iptal nedenleri sayılmış olup bu maddede yazılan iptal nedenlerinin gerçekleşip gerçekleşmediği de takdir olunmalıdır.
Mahkemece davacı taraf alacağının dayanağı olduğunu iddia ettiği alacaklısı "...", borçluları "..." ve "...", ödeme tarihinin "10.08.2004" olduğunu belirttiği 320.000 Amerikan Doları alacağa ilişkin bononun mahkemeye sunulamadığı, bono aslının bulunduğu belirtilen İstanbul 7. İcra Müdürlüğü"nün 2004/15940 Esas sayılı, İstanbul 10. İcra Hukuk Mahkemesi"nin 2009/394 sayılı ve Eğirdir Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2011/336 Esas sayılı dosyası ile bu dosyanın birleştiği belirtilen 2008/101 Esas sayılı dosyaları için ayrı ayrı yazılan müzekkerelere bila ikmal yanıt verilmiş olduğu, bono aslının belirtilen dosyalar içerisinde ve icra dairesi kasasında olmadığının belirtilmesi karşısında tasarrufun iptali davası açısından İcra ve İflas Kanunu 277. maddesinde belirtilen ön şart olan takip konusu alacağın, iptali istenen tasarruftan önce doğması şartının gerçekleştiği davacı tarafından ispat edilememiş olmasından dolayı davanın reddine karar verilmişse de varılan sonuç dosya kapsamına uygun değildir.
Her ne kadar mahkemece davanın dayanağı olan bono aslının davacı tarafından ibraz edilememesi gerekçesi ile davanın reddine karar verilmişse de alacaklı, bir kambiyo senedine bağlı alacağı için mutlaka kambiyo senetlerine özgü takip yollarından birine başvurmak zorunda olmadığı gibi, ../...
alacaklı, borçlusu iflasa tabi kişilerden değilse, onun aleyhine kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takibe başvurmak yerine, dilerse genel haciz yolu ile takibede başvurma hakkına sahiptir. Alacaklının borçlusu aleyhine kambiyo senedine özgü gerek haciz gerekse iflas yolu ile başvurabilmesi için, alacağının bir kambiyo senedine dayanması gerekir. İcra müdürü, takip talebiyle birlikte ibraz edilen senedin (İİK 167/II) kambiyo senedi vasfını haiz olduğunu görürse, borçluya ödeme emri gönderir .(İİK 168/I, 171/I). İcra müdürü, takip dayanağı senedin kambiyo senedi olup olmadığını, re’sen takdir ve tayin eder. İcra müdürü, senedin kambiyo senedi olduğunu takdir ve tayin eder ve bunun üzerine borçluya ödeme emri gönderirse (İİK 168/I, 171/I), borçlu, senedin bu vasıfta olmadığı iddiasında ise, bunu zaten icra mahkemesi nezdinde şikayet yolu ile ödeme emrinin tebliğinden itibaren beş gün içinde ileri sürebilir. Kambiyo senedine dayanan alacaklı, İİK 167/II uyarınca takip talebine, kambiyo senedinin aslını ve borçlu adedi kadar onaylı (tasdikli) örneğini eklemek zorundadır. İcra Müdürlüğü’de İcra İflas Yönetmeliği’nin 3. madde/g bendi gereğince “kıymetli evrak ve değerli şeylerin kaydına ilişkin defterine” senet aslına ilişkin bilgiler kayda alınmalıdır.
Somut olayda; davacı tarafından davalı ... Tığlı aleyhine İstanbul 7. İcra Müdürlüğü’nün 2004/15940 sayılı dosya ile kambiyo senetleri hakkındaki usule uygun takibe geçildiği, ödeme emri ve eklerinin davalı borçluya tebliğ edildiği ve takibin davalı borçlu tarafından itiraz edilmeksizin kesinleştiği, icra müdürlüğü tarafından davacı alacaklının talebine istinaden haciz taleplerinin yerine getirildiği anlaşılmıştır.
Bu durumda mahkemece geçerli bir kambiyo takibi yapıldığı, kabul edilerek, davacı ve davalının ticari defterleri incelenerek davacı ile davalı borçlu arasında ticari ilişkinin ne zaman başladığının araştırılması, dava konusu alacağın dayanağının hangi ticari iş sebebi ile ortaya çıktığının da belirlenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı olarak hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 21/10/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.