17. Hukuk Dairesi 2020/1026 E. , 2020/5795 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının kabulüne ilişkin hükmün davalı vekili tarafından temyizi üzerine, temyiz isteminin süre yönünden reddine dair verilen ek karar, davalı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalının trafik sigortacısı olduğu aracın yaya davacıya çarpmasıyla oluşan kaza sonucu davacının ağır biçimde yaralandığını, sürekli olacak biçimde maluliyete uğradığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL. maluliyetten doğan tazminatın dava tarihinden işleyecek faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; 25.06.2015 tarihli ıslah dilekçesiyle, taleplerini 24.184,80 TL"ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davanın kabulü ile 24.184,80 TL. tazminatın dava tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiş; 17.10.2018 tarihli ek kararla, verilen kesin sürede eksik temyiz harcının tamamlanmadığı gerekçesiyle, davalı vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiş; bu kararın temyizi üzerine de, 29.11.2018 tarihli ek kararla, temyiz isteminin süre yönünden reddine karar verilmiş; bu ek karar da, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davalı şirketin dosyada vekaleti bulunan vekilinin karardan önce vekalet görevinin son bulduğu dikkate alınarak, harç muhtırasının temyizde vekaletname sunan yetkili vekile tebliği için verilen Dairemizin geri çevirme kararı üzerine, davalının yetkili vekiline muhtıranın tebliğ edildiği; davalı vekilinin eksik harcı yasal sürede tamamladığı; usuli eksikliklerin Dairemizin geri çevirme kararı üzerine tamamlandığı; davalının yetkili vekili tarafından, ek kararın
yasal sürede temyiz edildiği anlaşıldığından, mahkemenin 17.10.2018 tarihli ve 29.11.2018 tarihli ek kararlarının kaldırılması ile işin esasının incelenmesi gerekmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; davacının kazadaki yaralanmasından kaynaklanan maluliyet oranının, eksik kalan tedavi belgeleri de toplandıktan sonra alınan 27.05.2015 tarihli uzman bilirkişi heyeti raporuyla, kaza tarihinde yürürlükte olan mevzuat hükümlerine uygun biçimde saptanmış ve bu raporun hükme esas alınmış olmasına göre; davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davacı taraf dava dilekçesinde, davacının kazadaki yaralanmasından kaynaklanan sürekli işgöremezlik tazminatını talep ettiğini açıkça belirtmiş; davacının geçici işgöremezliğe uğradığı yönünde bir iddiada ve bu sebebe dayalı tazminat isteminde bulunmamıştır. Buna rağmen, hükme esas alınan 24.06.2015 tarihli bilirkişi raporunda, davacı için 3 aylık süreye ilişkin 2.418,90 TL. geçici işgöremezlik tazminatının da hesaplanıp toplam tazminata eklendiği ve mahkeme tarafından, bu bedelin de hüküm altına alındığı görülmektedir.
6100 sayılı HMK"nun 26/1. maddesindeki "Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir" düzenlemesi göz önünde bulundurulduğunda; davacı tarafın talebi aşılarak, talep edilmeyen 3 aylık geçici işgöremezlik tazminatına hükmolunması doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA; peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 19/10/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.