Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/6427
Karar No: 2020/5366
Karar Tarihi: 08.10.2020

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2018/6427 Esas 2020/5366 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2018/6427 E.  ,  2020/5366 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde asıl ve birleşen davada davacılar vekili, davalılar ... ve ... vekili ile davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
    - K A R A R -
    Davacılar vekili asıl davada, davalı şirkete ait kepçenin 13/02/2013 tarihinde davacıların oğulları ..."un sevk ve idaresindeki motosiklete çarparak ..."un hayatını kaybetmesine neden olduğunu, kepçeyi kullanan davalı ..."nın olayda ağır kusuru bulunduğunu, aynı kazada vefat eden diğer kişinin de davacı ..."un yeğeni olduğunu, kazaya neden olan iş makinesinin olay tarihinde
    zorunlu trafik sigorta poliçesinin mevcut olmadığını, tazminat ödenmesi için davalı ... Hesabına başvuruda bulunulması üzerine, hasar dosyası açıldığını ancak, davacıların zararının çok altında (9.000,00 TL) tazminat ödenmesinin teklif edildiğini, bu teklifin davacılarca kabul edilmediğini belirtilerek davacıların fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla her biri için 5.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tüm davalılardan, her bir davacı için 60.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ... dışındaki davalılardan müteselsilen tahsiline,
    Birleşen davada davacılar vekili; müvekkillerinin murisi ..."un davalı şirket ... Ltd. Şti."ne ait kepçenin çarpması sonucu hayatını kaybettiğini, kepçenin zorunlu trafik sigortasının olmadığını, murisin ailenin tek çalışanı olduğunu ve müvekkillerinin madden ve manen çökmüş olduklarını, toplamda (her biri için 5.000 TL) 15.000,00 TL maddi tazminatın tüm davalılardan ve 150.000,00 TL manevi tazminatın (baba, anne için 60.000’er TL kardeş için 30.000 TL) kaza tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte ... dışındaki davalılardan müteselsilen alınarak davacıya ödenmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalılar vekilleri davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan delillere göre; asıl davanın kısmen kabulü ile davacı ..."un 24.608,48 TL maddi tazminat, davacı ..."un 23.026,30 TL maddi tazminat alacağının dava tarihiden itibaren yasal faiz yürütülmek suretiyle davalılardan müştereken ve müteselsiren tahsiline, davacı ... yönünden 10.000,00 TL, davacı ... yönünden 10.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihiden itibaren yasal faiz yürütülmek suretiyle davalı ... ve ... Elektirik Tarım ve Tarım Aletleri İmalatı Taşımacılık İnş.San.Tic.Ltd.Şti."den müştereken ve müteselsiren tahsiline, birleşen davanın kısmen kabulü ile davacı ..."un 25.103,86 TL maddi tazminat alacağını, davacı ..."un 19.153,87 TL maddi tazminat alacağının dava tarihiden itibaren yasal faiz yürütülmek suretiyle davalılardan müştereken ve müteselsiren tahsiline, davacı ... yönünden 10.000,00 TL, davacı ... yönünden 10.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihiden itibaren yasal faiz yürütülmek suretiyle davalı ... ve Elektro Market Elektirik Tarım ve Tarım Aletleri İmalatı Taşımacılık İnş. San. Tic. Ltd. Şti."den müştereken ve müteselsiren tahsiline, davacı ...
    Atasoy"un davasının reddine karar verilmiş; hüküm, asıl ve birleşen davada davacılar vekili, davalılar ... ve ... vekili ile davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan
    asıl ve birleşen davada davacılar vekili, davalılar ... ve ... vekili ile davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
    Davacı taraf, asıl dava davacılarının desteğinin sevk ve idaresindeki, birleşen dava davacıları desteğinin yolcu olduğu motosikletin karıştığı kazada ölümleri nedeniyle ve zarar gören 3. kişi sıfatıyla destekten yoksun kalma tazminatı isteminde bulunmaktadır.
    Mahkeme tarafından yaptırılan kusur incelemesinde, asıl davada davacılar desteği motosiklet sürücüsünün kazada %30 ve kazaya karışan kepçe sürücüsünün %70 oranında kusurlu olduğu saptanmış; aktüer bilirkişi tarafından destek motosiklet sürücüsü ve destek yolcu için kusur indirimi yapılarak hesaplama yapılmış, mahkemece rapor doğrultusunda tazminata karar verilmiştir.
    Davacıların uğradıkları zarara bağlı olarak talep ettikleri hak, salt miras yoluyla geçen bir hak olmayıp, bilimsel ve yargısal içtihatlarda kabul edildiği üzere destekten yoksun kalanın şahsında doğrudan doğruya doğan, asli ve bağımsız bir talep hakkıdır.
    Davacıların talebi ve iddia ettiği zarar, ölenlerin mirasçısı sıfatına değil, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatına dayanmaktadır. Dolayısıyla, davacının ölenin mirasçısı sıfatına dayanmayan, doğrudan davacı üzerinde doğan destekten yoksunluk zararının oluşumundaki desteğin kusuru davacıya yansıtılamayacak ve desteğin kusuru onun desteğinden yoksun kalan davacıyı etkilemeyecektir (HGK"nun 15.6.2011 gün ve 2011/17-142 Esas-411 Karar, HGK"nun 22.2.2012 gün 2011/17-787 Esas- 2012/92 Karar, HGK"nun 16.1.2013 gün ve 2012/17-1491 Esas- 2013/74 Karar sayılı ilamları uyarınca). Bu durum karşısında; davacıların, zarar gören 3. kişi sıfatına dayanan zarar giderim talebi nedeniyle, motosiklet sürücüsü davacılar desteğinin kazadaki kusurunun davacılara yansıtılamayacağı, kazaya karışan karşı aracın sürücüsü,
    maliki ve ZMSS poliçesi bulunmadığından davalı ... Hesabının zarardan sorumlu olduğu gözetilerek değerlendirme yapılması gerekir.
    O halde mahkemece, davacıların kazada hayatını kaybeden destekleri sürücü ... ve yolcu ..."dan üçüncü kişi olarak tazminat talebinde bulunduklarından, destekten yoksun kalma zararı hesaplanırken uğranılan ve hesaplanan gerçek zarar miktarından sürücünün kusur indirimi yapılamayacağı gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması isabetli değildir.
    3-Birleşen davada davacılar vekilince kazada vefat eden ..."ın kardeşi ... için de manevi tazminat talebinde bulunulmuş, mahkemece; kardeşin manevi tazminat isteminin reddine karar verilmiştir.
    Kaza tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56. maddesi; “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Ağır bedensel zarar veya ölüm halinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir” şeklindedir. Öyleyse, bir kişinin cismani zarara uğraması/ölmesi sonucunda, onun (ana, baba, karı, koca, çocukları ve kardeşleri gibi) çok yakınlarından birinin de aynı eylem nedeniyle ruhsal bütünlüğü ağır şekilde bozulmuşsa, onların da manevi tazminat isteyebilecekleri kabul edilmelidir.
    Somut olaya gelince; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununda trafik kazası nedeniyle vefat eden ... kardeşi olan davacının da manevi tazminat talep etme hakkı bulunduğu hususunda tartışma bulunmamaktadır. Hal böyle olunca davacı kardeş için de uygun miktarda manevi tazminata karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile bu davacının manevi tazminat isteminin reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
    4-Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkında hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de göz önünde tutularak, hak ve nasafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, M.K.nun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nasafete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
    Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, asıl ve birleşen dava davacılar vekilinin temyiz itirazının kabulüyle davacılar için takdir olunan manevi tazminatın bir miktar düşük olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
    5-Davalılar ... ve ... vekili ile davalı ... vekilinin davacıların destekleri sürücü ve yolcunun motosiklet kullanırken kask takmamış olmasının kazanın sonucunu ağırlaştırdığı, bu nedenle tazminat tutarları belirlenirken ölenlerin kask takmayarak zararının artmasına neden olduğu gözetilerek karar altına alınan tazminat tutarlarından uygun bir indirim yapılması gerektiğini, yine davalı ... vekili motosiklet sürücüsünün kanında esrar bulunduğunu ve ölen sürücünün ehliyetsiz motosiklet kullanmasından dolayı hesaplanan tazminatlardan müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini savunmuş, mahkemece bu savunmalar üzerinde durulmayarak karar verilmiştir.
    Mahkeme, zarar görenin müterafik kusurunun tespiti halinde TBK"nun 52.maddesi uyarınca tazminattan mutlaka indirme yapmak zorunda değilse de, bunun dahi gerekçesini kararında tartışması ve nedenlerini göstermesi gerekir.
    Bu itibarla, davalıların savunması üzerinde durularak, ceza mahkemesi dosyasının getirilmesi, ölüm raporunun celbi, davalıların delillerinin toplanması ve müterafik kusurun olup olmadığı, indirim yapılması gerekip gerekmediği hususları değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken açıklanan hususlar araştırılmadan ve tartışılmadan karar verilmesi doğru değildir.
    6-Davalı ... vekili tarafından mahkemenin tazminat tutarında hatır taşıması indirimi yapılması gerektiği hususu temyiz edilmiştir.
    Hatır taşımaları bir menfaat karşılığı olmadığı cihetle bu gibi taşımalarda 6098 sayılı TBK’nin 51. maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır. Hakim tazminattan mutlaka indirim yapmak zorunda değilse de indirim yaptığı takdirde indirim oranını objektif ölçüler içinde takdir etmek zorundadır.
    Bu bakımdan hatır taşıma ilişkisinin değerlendirilmesinde taşıma ya da kullanmanın kimin çıkar ve yararına olduğunun saptanması önemlidir. Yarar ekonomik olabileceği gibi, ortak toplumsal değerleri de ilgilendirebilir. Ancak taşıma ve kullanmada işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin bir çıkarı veya yararının bulunması halinde hatır taşımasından söz edilemeyecektir. Ayrıca hakim tazminattan mutlaka indirim yapmak zorunda değilse de, bunun dahi gerekçesini kararında tartışması ve nedenlerini göstermesi, indirim yapacak ise de Dairemizin uygulamalarına göre %20 oranında hatır taşıması indirimi yapması gerekmektedir.
    Somut olayda, birleşen davada davacıların desteği muris ... kazaya karışan motosiklette bulunma sebebi araştırılmamıştır. Yukarıda yapılan açıklamalar dikkate alınarak taşımanın hatır için olup olmadığı, taşımanın kimin arzusu ve ne amaçla yapıldığı gibi olayın özel şartları gözönüne alınarak araştırma ve inceleme yapılması, sonrasında TBK"nun 51. madde hükmüne göre tazminattan indirim yapılıp yapılmayacağı kararının yerinde tartışılması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    7-Bozma neden ve şekline göre; davacılar vekilinin vekalet ücretine ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle taraf vekilllerinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2), (3) ve (4) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin, (5) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar ... ve ... vekili ile davalı ... vekilinin, (6) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (7) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin vekalet ücretine ilişkin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden taraflara geri verilmesine 08/10/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi