17. Hukuk Dairesi 2018/5583 E. , 2020/5319 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen kararın süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, müvekkillerinin murisi ...’nin içinde yolcu olarak bulunduğu ve davalı ...Ş"ne ZMSS poliçesi ile sigortalı araç nedeniyle meydana gelen kazada murisin vefat ettiğini belirterek, anne, baba, eş ve çocuk için 5.000"er TL destekten yoksun kalma tazminatının müracaat tarihinden itibaren işleyecek faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini, ıslahla birlikte toplam 158.934,02 TL tazminatın davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, 20.05.2014 tarihinde, uyulmasına karar verilen bozma kararına, iddia, savunma ve toplanan delillere göre; davanın kabulü ile; ... için 62.889,17 TL, ... için 17.306,04 TL, ... için 37.971,55 TL, ... için 40.767,26 TL maddi tazminatın ilk başvuru tarihi olan 10/06/2011"den 8 iş günü sonrasından başlamak üzere işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine, davacılar kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T"ye göre hesaplanan 34.032,16 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacılara verilmesine karar verilmiş; hüküm taraflarca temyiz edilmemiştir.
Somut olayda, 20.05.2014 tarihli karar ile kabul edilen miktar yönünden davacılar yararına 34.032,16 TL vekalet ücretine hükmedilmişken, daha sonra davalı vekilinin talebi üzerine 16.06.2014 tarihli tavzih kararı ile davacılar yararına hükmedilen vekalet ücreti 14.736,04 TL olarak değiştirilmiş, tavzih kararı, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiş ve Dairenin 07.04.2015 tarihli ve 2014/22689E.-2015/5468K. sayılı ilamı ile kararın belirtilen şekilde düzeltilmesinin, davalılara yüklenen borçların daraltılması ve değiştirilmesi niteliğinde olduğu belirtilerek, mahkemenin usul ve yasaya aykırı tavzih kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bu defa 30.12.2015 tarihinde, uyulmasına karar verilen bozma ilamına göre, davanın kabulü ile; ... için 62.889,17 TL, ... için 17.306,04 TL, ... için 37.971,55 TL, ... için 40.767,26 TL maddi tazminatın ilk başvuru tarihi olan 10/06/2011"den 8 iş günü sonrasından başlamak üzere işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine, davacı kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T"ye göre hesaplanan 34.032,16 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacılara verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Daire’nin 11.10.2017 tarihli ve 2016/11732E.-2017/8924K. sayılı ilamı ile, “Taraflarca 20.05.2014 tarihli davanın kabulü kararına karşı temyiz yoluna başvurulmadığına göre, hükmün bozma kapsamı dışında kalan yönleri, temyiz süresinin sona erdiği tarihte kesinleşmiştir. Bozulmasına karar verilen hususlar yönünden yeniden yapılan yargılamada, kesinleşen kısımlar hakkında hüküm kurulamaz. Bu nedenle, bozmadan sonra, tavzih kararının bozma ilamının dışına çıkılarak ilk kararda hükmedilen, temyize konu edilmeyerek kesinleşen hususlar yönünden yeniden hüküm kurularak karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Yalnızca bozulan kısımlar hakkında inceleme yapılarak hüküm kurulması gerekir. Zira bozmanın kapsamı dışında kalarak usulen kesinleşmiş ve bu yönler taraflar bakımından usuli kazanılmış hak oluşturmuştur. Mahkemece, bu husus dikkate alınmaksızın kesinleşen hususlar yönünden yeniden karar verilmesi doğru görülmeyip, bozmayı gerektirmiştir.” şeklindeki gerekçesi ile karar bozulmuş, Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde açılan davanın kabulü ile; vekalet ücreti dışında kalan kısımlar Yargıtay tarafından onanarak kesinleştiğinden bu hususlar yönünden karar verilmesine yer olmadığına, davacılar kendini bir vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde
yürürlükte bulunan A.A.Ü.T"ye göre hesaplanan
15.464,72 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacılara verilmesine, karar verilmiş, hüküm davacılar vekilince temyiz edilmiştir.
Taraflarca 20.05.2014 tarihli davanın kabulü kararına karşı temyiz yoluna başvurulmadığına göre, hükmün bozma kapsamı dışında kalan yönleri, temyiz süresinin sona erdiği tarihte kesinleşmiştir. Bozulmasına karar verilen hususlar yönünden yeniden yapılan yargılamada, kesinleşen kısımlar hakkında hüküm kurulamaz. Zira bozmanın kapsamı dışında kalarak usulen kesinleşmiş ve bu yönler taraflar bakımından usuli kazanılmış hak oluşturmuştur. Bu hukuksal olgular önceki bozma ilamlarında açık biçimde belirlenmiştir. Somut olayda, 20.05.2014 tarihli karar ile kabul edilen miktar yönünden davacılar yararına 34.032,16 TL vekalet ücretine hükmedilmiş, karar taraflarca temyiz edilmeyerek vekalet ücreti yönünden de kesinleşmiştir. Mahkemece, bu husus dikkate alınmaksızın kesinleşen bu husus yönünden yeniden karar verilmesi doğru görülmeyip, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine, 08/10/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.