Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/617
Karar No: 2020/5184
Karar Tarihi: 07.10.2020

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2019/617 Esas 2020/5184 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2019/617 E.  ,  2020/5184 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
    -K A R A R-
    Davacı vekili; davalı ...’dan alacaklı olduğunu, davalı borçlu aleyhine ... 2. İcra Müdürlüğü’nün 2012/8463 sayılı dosya ile icra takibi yapıldığını, takibin kesinleştiğini, davalı borçlunun adına kayıtlı gayrımenkulü davalı ...’a devredildiğinin öğrenildiğini, davalı ...’nin davalı borçlunun kayınpederi olduğunu, tasarrufun kötü niyetli yapıldığını beyan ederek taşınmaz satışının muvazaalı olması nedeni ile icra dosyasındaki tüm alacak miktarı kadar İİK 277 maddesine göre iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı ... vekili davanın reddini talep etmiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere göre; davanın kabulü ile satışın muvazaalı olması nedeniyle icra dosyasındaki tüm alacak miktarı kadar İİK 277 maddelerine göre iptaline karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava dilekçesindeki ileri sürülüşe göre dava İİK"nın 277 ve devamı maddelerine göre açılmıştır.
    Yüzeysel bakıldığında iptal davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir. İİK"nın 277. maddesinde sözü edilen iptal davaları borçlu tarafından geçerli olarak yapılmış bazı tasarrufların hükümsüz kılınması için açılır. Oysa muvazaa davası borçlunun
    yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tespit ettirmeyi amaçlar. Kural olarak muvazaa nedeniyle hakları ihlal olunan ve zarar gören 3. kişiler tek taraflı veya çok taraflı hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilirler.
    İİK"nın 277 ve devamı maddelerine dayalı açılmış tasarrufun iptali davaların dinlenebilmesi için,davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Özellikle İİK.nun 278.maddesinde akdin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği ve yasanın bağışlama hükmünde olarak iptale tâbi tuttuğu tasarrufların iptali gerektiğinden mahkemece ivazlar arasında fark bulunup bulunmadığı incelenmelidir. Aynı maddede sayılan akrabalık derecesi vs. araştırılmalıdır. Keza İİK.nun 280.maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği hususu düzenlendiğinden yapılan işlemde mal kaçırma kastı irdelenmelidir. Öte yandan İİK.nun 279.maddesinde de iptal nedenleri sayılmış olup bu maddede yazılan iptal nedenlerinin gerçekleşip gerçekleşmediği de takdir olunmalıdır.
    BK"nun 19 muvazaa hukuksal nitelemesine dayalı davalarda ise; 3.kişinin danışıklı işlem ile hakkının zarar gördüğünün benimsenebilmesi için onun danışıklı işlemde bulunandan bir alacağının var olması ve bu alacağın ödenmesinin önlemek amacıyla danışıklı bir işlem yapılması gerekir. Davacının bu davadaki amacı alacağını tahsil edebilmek için muvazaa nedeniyle temelde geçersiz olan işlemin hükümsüzlüğünü sağlamaktır. Muvazaaya dayalı davalarda davacının icra takibine geçmesi ve aciz belgesi almasına gerek yoktur. Çünkü yukarıda açıklandığı gibi İİK"nın 277 ve izleyen maddelerinde iptal davasına konu tasarruflar özünde geçerli olmasına rağmen kanunun icra hukuku yönünden iptaline imkan verdiği tasarruflardır. Muvazaaya dayalı iptal davasında ise davacı muvazaalı işlemle kendisinin zararlandırıldığını ileri sürmektedir. İİK"nın 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen
    iptal davası açma hakkı davacının genel hükümlere, muvazaaya dayanarak dava açmasına engel değildir. Davacının iddiasını kanıtlaması halinde ise iddianın taşınmazın aynına ilişkin olmadığı,alacağın tahsiline yönelik bulunduğu da gözetilerek İİK"nın 283/1,2. maddesi kıyasen uygulanarak iptal ve tescile gerek olmaksızın davacının taşınmazların haciz ve satışını isteyebilmesi yönünden hüküm kurulması gerekecektir. Ancak bu tür davaların görülebilmesi içinde diğer dava koşularının yanında davacıların borçlulardan alacaklı olmaları yani hukuki yararlarının olması gerekir.
    Somut olayda; davacı, davalı ...’dan altın borcu sebebi ile alacaklı olduğunu, davalı aleyhine Karşıyaka 2. İcra Müdürlüğü’nüğün 2012/8463 sayılı dosyaları ile takip yapıldığını beyan etmiştir. Mahkemece davanın hukuki nitelendirmesinin İİK"nın 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali olarak nitelendirmesi durumundaki; mahkemece tasarruf İİK. 277. Md. Uyarınca iptal edildiği belirtilmiştir. O halde; mahkemece İİK 277 ve devamı maddelerine uygun olarak tasarrufun iptali dava şartlarının olup olmadığı (davacının alacağının gerçek olması, takibin kesinleşip kesinleşmediği, icra dosyasından usulüne uygun alınmış aciz vesikası olup olmadığı, borcun doğumun tasarruf tarihinden önce olup olmadığı) irdelemeksizin gerekçede 278-279-280 md. tartışılmadan karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    2-Bozma neden ve şekline göre davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ..."a geri verilmesine 07/10/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi