Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/4473
Karar No: 2020/5175
Karar Tarihi: 07.10.2020

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2019/4473 Esas 2020/5175 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Davalı şirketin icra takibi nedeniyle tasfiyeye gideceğini öğrenen davacı, şirketin muvazaalı bir şekilde başka bir şirket ortağına devrettiği Restoran ve Kafe'nin tasarrufunun temlikinin iptalini ve cebri icra hakkı satışı için dava açtı. Mahkeme, davacının alacağına dayanak olan çeklerin tasarruf tarihinden önceki ticari ilişkiye dayandığını ispatlamayan davacının dava şartının gerçekleşmediğine karar vererek davayı reddetti. Ancak Yargıtay, davacının ticari defterlerinin incelenmesi ve borcun daha önce doğduğunun ispatlanması gerektiği, davacının temyiz itirazlarının kabul edilerek hükmün bozulmasına ve sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmemesine karar verdi. Kararda, İİK 277 ve izleyen maddeleri ile tasarrufun iptali davalarının amaç ve koşulları açıklandı.
17. Hukuk Dairesi         2019/4473 E.  ,  2020/5175 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    -K A R A R-
    Davacı vekili, davalı ... Turizm İletişim Danışmanlık Gayrımenkul Değ. Müh Hizmet Yazılım İnşaat Otomotiv San Tic. Ltd. Şti’nden alacaklı olduğunu, davalı aleyhine icra takibi başlattığını, davalı şirketin tasfiyeye gideceğini öğrendiklerini ve şirketin haczi kabil bir malının bulunmadığını, şirket tarafından ticari işletme olan ... Restoran ve Kafenin davalı şirket ortağı ..." e devredildiğini, davalı ..." in de borçlu ve davalı şirketin ortağı ve hissedarı olduğunu, borçlu ile diğer şirket ortağı arasında alacakları zarara uğratmak kastıyla muvazaalı tasarruf işlemi yapıldığını, devredilen işletmenin aynı isim ve unvan altında faaliyetini sürdürdüğünü iddia ederek öncelikle; ... Restoran ve Kafenin tasarrufunun temlikinin iptali ile 93.874,00TL cebri icra hakkı satış ve yetkisini, bunun mümkün olmaması halinde ise,BK 19 md gereğince muvazaa nedeniyle tasarrufun iptalini dava ve talep etmiştir.
    Davalılar davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Mahkemece toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre icra takibine dayanak olan çeklerin keşide tarihlerinin, dolayısıyla borcun doğumunun tasarruf tarihi olan 01.11.2013 tarihinden sonra olduğu, gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dava, İİK 277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. İİK"nun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, tasarruf konusu mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve tasarruf konusu taşınmaz mal ise, davalı üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir (İİK.md.283/1). Bu yasal nedenle iptal davası, alacaklıya alacağını tahsil olanağını sağlayan, nispi nitelikte, yasadan doğan bir dava olup; tasarrufa konu malların aynı ile ilgili değildir.
    Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır.
    Tasarrufun iptali davalarının dinlenebilmesi için borcun, iptali istenen tasarruftan önce doğması dava ön koşulu olup mahkemece res"en araştırılmalıdır. Dava koşulu gerçekleşmediği takdirde işin esası hakkında hüküm kurulamaz. Somut uyuşmazlıkta; Davacının alacağına konu olan çekler 30.10.2013- 30.11.2013- 30.12.2013 ve 28.02.2014 keşide tarihli olup; iptali istenen tasarruf ise 01.11.2013 tarihinde yapılmıştır. Davacının alacağına dayanak çeklerin keşide tarihine göre( sadece 30.10.2013 tarihli çekin keşide tarihi tasarruf tarihinden önce olduğu görülmüştür) iptali istenen tasarruftan sonra düzenlediği anlaşılmakta ise de bu durumun gerçekten tasarruftan sonra doğmuş bir borç ilişkisini mi yoksa daha önce yapılmış bir ticari ilişkiden kaynaklanan vadeli çek uygulaması olarak da bilinen bir vakıayı mı gösterdiği hususu yeterince araştırılmamıştır.
    Davacı dava konusu alacağın dayanağı olan çeklerin davalı borçlu ile arasındaki mal alış verişine dayalı olduğunu, çeklerin ileri tarihli olarak düzenlendiği, aslında 17.05.2013- 23.06.2013- 03.08.2013 ve 17.09.2013 tarihli ticari ilişkiye dayandığını beyan etmesine göre, davacı ve davalının ticari defterleri incelenmeksizin, eksik inceleme
    ve araştırmaya dayalı olarak, davacının alacağının tasarruf tarihinden sonra doğduğu yönünde yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
    Bu sebeple, mahkemece mali müşavirlerden oluşan bir heyetten rapor alınarak ve davacı alacaklının davalı borçlunun 2012 ve 2013 yıllarını kapsar şekilde ticari defterleri üzerinde inceleme yapılarak davacı alacaklı ile davalı borçlu arasındaki ticari ilişkinin tasarruf tarihinden önceye dayalı olup olmadığının tespiti yapılması, borcun daha önce doğduğu ispatlandığı takdirde işin esasına girilerek iptal nedenlerinin oluşup oluşmadığı araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetli değildir.
    Kabule göre de mahkemece borcun doğum tarihinin tasarruf tarihinden sonra olmasına göre dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir. Davacı tarafından alacağın dayanağı olarak ibraz edilen çeklerden birinin keşide tarihinin(30.10.2013) tasarruf tarihinden önce olduğu hususu gözardı edilerek hüküm kurulması da doğru görülmemiştir.
    2-Dosyadaki bilgi ve belgelere göre davalı borçlu şirketin tasfiyesine karar verildiği, tasfiye memuru olarak da şirket ortağı ...’in atandığı anlaşılmaktadır. Şirketin tasfiye akıbetinin de araştırılarak davaya etkisi üzerinde durularak sonuca göre karar verilmesi gerekmektedir.
    3-Bozma neden ve şekline göre davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
    SONUÇ:Yukarıda (1) ve (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 07/10/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi