Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/5763
Karar No: 2020/5092
Karar Tarihi: 06.10.2020

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2018/5763 Esas 2020/5092 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Davanın konusu bir taşınmazın müvekkilinin cebri icra yetkisi tanınması için tapu kaydının iptali ve mal varlığı üzerine konulacak bir takibin sonuçsuz kalmamasıdır. İlk kararın temyizinde, Daire, borçlunun tek taraflı yaptığı tasarruf işleminin kadastro tutanakları ve tapu kayıtlarıyla kanıtlandığını belirtti ve davanın reddine karar verildi. Ancak davacı vekili tarafından yapılan ikinci temyizde, davalı eşinin hileli satış yoluyla taşınmazları elde ettiği iddia edildiği için karar bozuldu. Mahkeme, bu iddiaları araştırdı ve taşınmazları elde etme şekillerini detaylı bir şekilde ele aldıktan sonra, davanın kabul edileceği ya da reddedileceği konusunda karar vermeleri gerektiğini belirtti. Kararda İİK’nun 277, 278/3-1 ve 280/1. maddeleri açıklanarak borcun doğumundan sonra yapılan hibenin iptal edilecek nitelikte olduğu açıklandı.
17. Hukuk Dairesi         2018/5763 E.  ,  2020/5092 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Görele 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
    -K A R A R-
    Davacı alacaklı vekili, borçlu davalı ... hakkında takip başlatıldığını, borçlunun alacağı karşılayacak mal varlığı bulunmadığı ve haklarındaki takipleri sonuçsuz bırakmak için dava konusu taşınmazlarını kadastro tesbiti sırasında davalı eşi ... adına yazdırdığını ve kadastro tutunaklarının 24.12.2009 tarihinde kesinleştiğini belirterek oluşan tapu kayıtlarının iptali ile müvekkiline cebri icra yetkisi tanınmasına karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece verilen davanın reddine ilişkin ilk karar Dairemizin 25.05.2015 tarih 2014/1822 Esas, 2015/7646 Karar sayılı ilamı ile kadastro çalışmaları sırasında, borçlunun dahili ile oluşan tutanaklar ve buna bağlı olarak kesinleşen tapular borçlunun tek taraflı yaptığı tasarruf işlemi olarak değerlendirilmesinin Dairemizin yerleşmiş görüşlerinden olduğu, somut olayda, borçlunun dava konusu taşınmazların bir kısmında tam, bir kısmında hissedar olarak pay sahibi olduğu, borçlunun borcun doğumundan sonra 28.10.2009 tarihli itiraz dilekçesi ile dava konusu taşınmazların davalı eşine ait olduğu veya hissedar olduğuna ilişkin itirazı bulunduğundan, dava konusu taşınmazlara ilişkin kadastro tutanaklarının celp edilerek tesbit bilirkişilerini de dinlemek sureti ile taşınmazların davalı ... kendi
    babasından mı yoksa borçlunun kendisine vermesi nedeni ile mi tutunakların oluştuğunun saptanarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiğinden bahisle bozulmuş, bozma sonrasında mahkemece, tespit bilirkişilerinden ... ’nun yeminli beyanlarından, davalıların öz amca çocukları olduğu kök murislerinin aynı olduğu ve davalı ... ’nun davaya konu taşınmazı Hakkı ve ... kardeşlerden satın almış olduğunu bildiğini beyan ettiği, kadastro tutanakları ve toplanan tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde davaya konu taşınmazların davalı ... hileli satış yolu ile geçmediği kanaatine varıldığı gerekçesi ile yeniden davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava İİK’nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
    1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, bozmaya uygun olarak karar verilmiş bulunmasına, dava konularından 126 ada 12 parselin ilk tesbitinin davalı ... ceddinden intikalen üçüncü kişi adına tescil edildiği, borçlu tarafından yapılmış bir itiraz veya işlem ile tescilin bulunmamasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    2-Dava konularından 258 ada 4 parselin borcun doğumundan sonra 16.06.2009 tarihinde tutulan tesbit tutunağında, taşınmazın eşit hisseli olarak ... oğulları ..., ... ve ... ceddinden intikalen geldiği, taksimle 20 yıldır kullandıkları Vahit’in hissesini 2008 yılında eşi ...’ya, ... de eşi ...’ye hibe ederek zilyetliğini devrettiğinden 1/3 Yaşar, 1/3 Zehra ve 1/3 ... adına tesbit gördüğü ve buna göre tescil edildiğinin anlaşıldığı, dava dayanağı borcun 01.10.2007 tanzim tarihli bonodan kaynaklandığı, borcun doğumundan sonra 2008 yılında borçlu Selami tarafından eşine yapılan hibenin İİK’nun 278/3-1 maddesi ve İİK’nun 280/1. maddesi gereğince iptali gerekmektedir.
    126 ada 9 parsel 28.09.2009 tarihinde, 116 ada 8 parsel 18.05.2009 tarihinde tutulan ilk tesbit tutanaklarından, borçlu ...’nin ceddinden intikalen geldiğinden bahisle borçlu adına tesbit gördüğü, borçlunun daha sonra bu tutanaklara itiraz ederek, eşi ... adına tescil gördüğü, mahkemece dinlenen mahalli bilirkişiler ... ve ... ’nin bu parsellerin kimden geldiğini
    bilmediklerini ve 116 ada 8 parsel üzerindeki evin borçlu ... tarafından yapıldığını belirtmişlerdir, 126 ada 9 parsel ve 116 ada 8 parsel için borçlunun yaptığı itiraz dilekçesine, 272 ada 1 ve 4 parselle ilgili olarak tesbit tutanaklarının ise dosya içerisinde bulunmadığı görülmüştür.
    Yapılacak iş, dava konusu 258 ada 4 parselin borcun doğumundan sonra borçlu tarafından üçüncü kişi eşine yapılan hibe ile tesbit gördüğünden, bu parsel ile ilgili davanın kabulüne, dava konularından 126 ada 9 parsel ve 116 ada 8 parseller ile ilgili olarak borçlunun yaptığı tesbite itiraz dilekçesinin, 272 ada 1 ve 4 parseller ile ilgili olarak tesbit tutanaklarının temin edilerek, bu parsellerin hangilerinin davalı borçlu ve üçüncü kişinin hangisinin kök murisinden geldiği belirlenerek, borçlunun kök murisinden gelen ve daha sonra borçlunun talebi, hibesi veya satışı ile davalı ... adına tesciline karar verilenler yönünden davanın kabulüne, aksi durumda davalı ...’nin kök murisinden taksim vs. gibi hukuki sebeplerle gelenler yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekmektedir.
    Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 06/10/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi