Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/1110
Karar No: 2020/4955
Karar Tarihi: 08.09.2020

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2020/1110 Esas 2020/4955 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2020/1110 E.  ,  2020/4955 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hüküm davalılar ..., ... ve ... vekillerince temyiz edilmiş, davalı ... vekilince de duruşma talep edilmiş olmakla duruşma için tayin edilen 26.11.2019 Salı günü davalı ... ve vekili Av. ... geldi. Davacı ve diğer davalılar tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davalı ... ve vekili dinlendikten sonra eksiklik nedeniyle iade edilen dosya ikmal edildikten sonra tekrar gelmekle incelendi, gereği düşünüldü:
    -K A R A R-
    Davacılar vekili, 21.11.2009 tarihinde, davalıların sürücüleri, işletenleri ve zorunlu mali mesuliyet sigortacıları oldukları araçların karıştığı çift taraflı kaza sonucu, müvekkillerinin çocuğu/eşi/babası ..."ın vefat ettiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile davacı anne ... ve baba ... için 1.000,00"er TL, eş ... için 40.000,00 TL ve çocuklar için 30.000,00"er TL destekten yoksun kalma tazminatının olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte sigorta şirketleri dışındaki davalılardan sürücülerin
    kusurları oranında, davalı ... Sigorta A.Ş"den 20.000,00 ve Ak Sigorta A.Ş"den 40.000,00 TL"nin olay tarihinden yasal faiziyle birlikte; davacı anne ve baba için 20.000,00"er TL eş ve çocuklar için 30.000,00"er TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan sürücülerin kusurları oranında, tahsiline karar verilmesini talep etmiş; 25.11.2014 tarihinde eş için talebini 82.777,70 TL"ye yükseltmiştir.
    Davalılar, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davacı anne Keziban ve baba Osman"ın destekten yoksun kalma davalarının reddine; davacı eş ... ve çocuklar ... ile ..."ın destekten yoksun kalma davalarının kısmen kabulü ile 79.388,55 TL"nin davalı ... şirketlerinden dava diğer davalılardan kaza tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte müteselsilen; manevi tazminat davalarının kısmen kabulü ile davacı anne ve baba için 7.000,00"er TL, eş ve çocuklar için 10.000,00"er TL"nin olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte sigorta şirketleri dışındaki davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmiş, hüküm; davalı ... vekili, davalı ... vekili ve davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı ... vekilinin ve davalı ..."ın yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
    2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
    Davalı ... vekili müvekkilinin kazaya karışan aracı 06.05.2009 tarihinde takas yoluyla ve aynı tarihli araç alım sözleşmesi ile ihbar olunan ... Otomotiv Ser. Tic. A.Ş"ye 9.500,00 TL"ye sattığını, firmanın talebi ile de ... Noterliğinin 05990 yevmiye numaralı vekaletnamesi ile ihbar olunanın personellerine aracın satışı için vekalet verdiğini, o tarihten beridir müvekkilinin işleten sıfatının olmadığını iddia ederek ...Noterliğinin 06.05.2009 tarih ve 05990 yevmiye numaralı vekaletname örneğini sunmuştur.
    İşleten tanımı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu"nun 3. maddesinde “Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehni gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak
    ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır” şeklinde yapılmıştır. 2918 sayılı KTK"nın 3. maddesinde işleten sıfatının belirlenmesinde şekli ve maddi ölçüt olmak üzere iki ayrı ölçüden yararlanılmıştır. Şekli ölçüye göre trafik sicilinde malik görülen kişi işletendir. Maddi ölçüye göre ise, trafik sicilinde adı geçen kişinin önemi bulunmamakta olup önemli olan araç üzerindeki fiili hakimiyet, araçtan ekonomik yarar sağlama, masraf ve rizikolara katlanma gibi ölçütlerdir. İşletenin belirlenmesinde doktrin ve Yargıtay"ın kabul ettiği görüş maddi ölçüdür.
    Bu yasal düzenleme karşısında, kazaya karışan araçların meydana getirdikleri zararlardan araç sahiplerinin hukuken sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiş ise de, bu araçların sahipleri tarafından herhangi bir sebeple yararlanılmasının bir başka kimseye devir edilmesi halinde (çok kısa bir süre olmaması kaydıyla), artık üzerindeki fiili hakimiyetin kalmaması ve bu sebeple ekonomik yönden de bir yararlanma olanağının kalktığı durumlarda, o aracı kaza sırasında fiili hakimiyeti altında bulunduran ve ondan iktisaden yararlanan kimsenin işleten sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu tutulması gerekip, bunun sonucu olarak da araç malikinin sorumlu tutulmaması gerekecektir. Gerek doktrinde, gerekse Yargıtay"ın uygulamalarında, işleten sıfatının belirlenmesinde araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma unsurlarının birlikte bulunması ve fiili hakimiyetin uzun süreli olması gerekmektedir. Ancak bu konuda getirilecek delillerin üçüncü kişileri bağlayabilecek nitelikte ve güçte olması, özellikle zarara uğrayanların haklarını halele uğratacak bir sonuç yaratmaması şarttır.
    Diğer yandan, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu"nun 104. maddesi gereğince, motorlu araçlarla ilgili mesleki faaliyette bulunan kişiler, bu tür araçların gözetim, onarım, bakım, alım-satım, araçta değişiklik yapılması amacı ile veya benzeri amaçla kendisine bırakıldığı durumlarda, aracın fiili hakimiyetlerinde bulunduğu zamanda sebep olduğu zararlardan dolayı işleten gibi sorumludur. Bu madde uyarınca galericinin gerçek işleten malik yerine farazi işleten olarak sorumlu tutulabilmesi için, araç üzerindeki eylemsel egemenliğin kesin biçimde bu yere geçtiğinin ortaya konulması gerekmekte olup, Hukuk Genel Kurulu"nun 06.05.2015 tarih,
    Esas ve 2015/1302 Karar sayılı içtihadında da belirtildiği üzere, bu eylemsel egemenliğin geçişi de aracın satışı için verilmiş özel vekaletname ve aracın galeriye teslim edildiğine dair yazılı herhangi bir belge ile ispat edilebilecektir.
    Somut olayda; davalı tarafça aracın satışı için verilen vekaletname örneği sunulmuş ise de aracın teslim edildiğine dair herhangi bir yazılı belge sunulmadığı gibi, davalının vekalet verdiği kişilerin galeri işiyle uğraşıp uğraşmadığı da dosya kapsamından anlaşılamamaktadır. O halde mahkemece H.G.K. Kararında açıklanan ilkeler de gözönüne alınarak davalı ... tarafından aracın teslim edildiğine dair teslim belgesinin, davalının aracı vekaletle devrettiği kişilerin galeri işiyle uğraşıp uğraşmadığının, devrin ticari defterlerine işlenip işlenmediğinin, devirden sonraki vergi ve idari para cezalarının kim tarafından ödendiğinin araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
    3-Davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin ve davalı ..."ın tüm temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 2.037,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davalı ..."e verilmesine, aşağıda dökümü yazılı 4.214,30 TL kalan onama harcının temyiz eden davalılar ... ve ..."dan alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ..."e geri verilmesine 08/09/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi