17. Hukuk Dairesi 2018/5164 E. , 2020/4890 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki ölümlü trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hüküm, davacılar vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, davalıların işleteni, sürücüsü ve trafik sigortacısı olduğu aracın, davacılar yakınının sürücüsü olduğu motorsiklete çarpmasıyla ölümlü kaza meydana geldiğini, davacıların ölenin desteğinden yoksun kaldığını, davalı sigortacının 16.168,00 TL. ödediğini; ancak bu bedelin gerçek zararı karşılamadığını, davalı ... ile imzalanan ibraname başlıklı belge nedeniyle herhangi bir ödeme yapılmadığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak ve davalı sigorta şirketi sadece maddi tazminattan sorumlu olmak kaydıyla, 5.000,00 TL. destekten yoksun kalma tazminatı ile 15.000,00 TL. manevi tazminatın, kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsilini talep etmiş; 05.03.2012 tarihli ıslah dilekçesiyle, toplam maddi tazminat taleplerini 54.844,23 TL"ye yükseltmiştir.
Mahkemece, kararda yazılı gerekçelerle ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kısmen kabulü ile davacı ... için 14.858,74 TL, ... için 1.107,22 TL, ... için 1.890,28 TL, ... için 2.482,01 TL. destekten yoksun kalma tazminatının yasal faiziyle birlikte tüm davalılardan müteselsilen tahsiline, tazminata davalı sigorta şirketi yönünden dava ve diğer davalılar yönünden kaza tarihinden
faiz işletilmesine; davacıların manevi tazminat istemlerinin kısmen kabulü ile davacı ... için 4.000,00 TL. ile diğer davacılar için 1.500,00 TL"nin kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte sigorta şirketi dışındaki davalılardan müteselsilen tahsiline dair verilen hükmün, davacılar vekili, davalı ...Sigorta A.Ş. vekili ve davalı ... vekili tarafından temyizi üzerine, Dairemizin 23.01.2017 tarih, 2014/22914 Esas ve 2017/387 Karar sayılı ilamı ile; "mahkeme tarafından, KTK"nun 111. maddesi üzerinde durulmuş olmakla birlikte, davacılar için güncel verilere göre hesaplanan tazminat ile davalı sigortacının ödediği miktarın doğrudan mukayesesiyle ve davacıların hak ettiği miktarın, ödenenin bir misli olduğu kabulü ile ibranamenin geçersiz olduğu sonucuna varıldığı; hükme esas alınan 12.12.2013 tarihli raporda, doğrudan güncel verilere göre hesap yapıldığı; oysa, ödeme yapıp ibraname alan tarafın ödeme yaptığı tarih itibariyle, yapılan ödemenin yetersiz olup olmadığının belirlenmesinin gerektiği; bunun için de ödeme tarihi verileri dikkate alınarak yapılacak hesaplamayla bulunacak tutar ile ödeme miktarı karşılaştırılarak, ödemenin yeterli bulunması halinde ibra nedeni ile davanın reddine karar verilmesi, ödemenin yetersiz olduğu anlaşıldığında ise bu kez karar tarihine en yakın veriler dikkate alınarak tazminatın hesaplanıp davalının yaptığı ödeme güncellenerek tazminatın belirlenmesinin gerektiği; bu ilkelere uygun hesaplamaları içermeyen yetersiz rapora göre karar verilmesinin doğru görülmediği" gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılamada toplanan delillere göre; davalı sigorta şirketi tarafından davadan önce yapılan ödeme ve SGK tarafından davacılara yapılmış ödemeyle davacıların tüm zararının karşılandığı, davacıların başkaca maddi tazminat talep hakkı bulunmadığı gerekçesiyle, maddi tazminat istemlerinin reddine; davacı Faima için 4.000,00 TL. ile diğer davacılar için 1.500,00"er TL. manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte sigorta şirketi dışındaki davalılardan müteselsilen tahsiline, fazla isteğin reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davacılar vekilinin, hükmedilen manevi tazminatlara ilişkin temyiz talebi yönünden; 6100 sayılı HMK"nun geçici 3. maddesi delaletiyle mülga 1086 sayılı HUMK"nun 427. maddesinde öngörülen temyiz kesinlik sınırı 01.01.2018 tarihinden itibaren 3.560,00 TL"ye çıkarılmıştır.
İhtiyari dava arkadaşı olan davacılar aleyhine reddolunan manevi tazminatlara ilişkin karar, anılan tarihten sonra verildiğinden kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece karar verilebileceği gibi 1.6.1990 gün 3/4 sayılı YİBK uyarınca Yargıtay"ca da karar verilebileceğinden, davacılar vekilinin, temyiz isteminin bu yönden reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davacılar vekilinin diğer yönlere ilişkin temyiz talebi yönünden; dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince toplanan delillerin takdirinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; dava dışı ... Başkanlığı tarafından davacılara ödenen ve temyiz incelemesinden geçerek kesinleşen İş Mahkemesi kararıyla davalılardan rücuen tahsiline karar verilen bedellerin, hesaplanan tazminatlardan düşülmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına; davalı sigorta şirketinin ödeme yaptığı (davadan önce) tarihteki verilere göre ve ... ödemesi düşülerek usulünce yapılan hesaplama sonunda, davacıların karşılanmamış maddi zararı kalmadığının saptandığı, uzman bilirkişi raporunun hükme esas alınmasında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre; davacılar vekilinin temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz isteminin, mahkeme hükmünün belirtilen yönden kesin olması nedeniyle REDDİNE; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin diğer yönlere ilişkin tüm temyiz itirazlarının reddi ile hükmün ONANMASINA; aşağıda dökümü yazılı 18,50 TL kalan onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına 07/09/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.