Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/3271
Karar No: 2020/4884
Karar Tarihi: 07.09.2020

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2019/3271 Esas 2020/4884 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Davacı, sigortalı aracının tek taraflı bir kaza yapması sonucu oluşan zararlarını, yol sathında gevşek malzeme ile çukurlar bulunması ve trafik uyarı işareti konulmayışı nedeniyle asli kusurun davalı idarede olduğunu belirterek talep etmiştir. Mahkeme, benimsenen bilirkişi raporlarına ve delillere dayanarak davanın kısmen kabulüne karar vermiş, daha sonra yapılan temyizler sonucu davada idari yargının yetkili olduğuna karar verilmiştir. Sonuç olarak, davalıdan kazanın meydana geldiği tarihten itibaren yasal faiziyle birlikte ödeme yapması istenmiştir.
İdari Yargılama Usulü Hakkındaki Kanun'un 2. maddesi, kamu hizmeti görmekle yükümlü olan davalıların, hizmet kusuru sebebiyle açılan davaların tam yargı olarak idari yargıda görülmesi gerektiğini düzenler. Hüküm, davalının temyizi üzerine Daire tarafından bozulmuştur. HMK'nun 114/1-b ve 115/2. maddeleri, idari yargının görev alanı dışındaki davalarda adli yargının görevli olduğunu belirtir.
17. Hukuk Dairesi         2019/3271 E.  ,  2020/4884 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki rücuen tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hüküm, davalı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    -K A R A R-

    Davacı vekili, kasko poliçesi ile sigortaladıkları aracın .... karayolunda tek taraflı kaza yaptığını, kazanın yol sathında gevşek malzeme ile çukurlar bulunması ve bu alana trafik uyarı işareti konulmayışı nedeniyle oluştuğunu, davalı idarenin asli kusurlu olduğunu, sigortalılarına 23.000,00 TL. hasar bedeli ödediklerini, sovtaj bedeli düşüldükten sonra bakiye 16.330,00 TL. zararlarının bulunduğunu belirterek, davalının kusur oranına göre belirlenen 12.247,50 TL"nin ödeme tarihinden işleyecek reeskont faiziyle davalıdan tahsilini talep etmiştir.
    Davalı vekili, kusur ve tazminata itiraz ederek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, kararda yazılı gerekçelerle ve benimsenen bilirkişi raporlarına göre; davanın kısmen kabulü ile 5.715,50 TL"nin ödeme tarihinden işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline dair verilen hükmün, davalı idare vekili tarafından temyizi üzerine, Dairemizin 25.01.2016 tarih, 2015/10854 Esas ve 2016/830 Karar sayılı ilamı ile; "kamu hizmeti görmekle yükümlü olan davalı ..."nün, kamu hizmeti sırasında verdiği zararlardan dolayı özel hukuk hükümlerine tabi olmadığı ve hizmet kusurundan dolayı açılan davaların İdari Yargılama Usulü Hakkındaki Kanun"un 2. maddesi uyarınca tam yargı davası olarak ikame edilmesi gerektiği, davada idari
    yargının görevli olduğu gözetilerek, dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek hüküm verilmesinin doğru görülmediği" gerekçesiyle karar bozulmuştur.
    Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; davada idari yargı görevli olduğundan HMK"nun 114/1-b ve 115/2. maddesi gereği dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmiş; bu karar, Dairemizce onanmış; idari yargıda açılan davada da görevsizlik kararı verilmesi üzerine, dosyanın gönderildiği Uyuşmazlık Mahkemesi tarafından, davada adli yargının görevli olduğuna karar verildiği bu sefer, mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulü ile 5.715,50 TL"nin ödeme tarihi olan 30.07.2012"den işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, fazla isteğin reddine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; oluşa ve dosya kapsamına uygun olarak düzenlenen rapordaki kusur oranları ile zararın belirlenmesi için konusunda uzman bilirkişi tarafından düzenlenen raporun benimsenmesinde bir usulsüzlük görülmemesine göre; davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile hükmün ONANMASINA, 492 Sayılı Harçlar Yasasının 13/j maddesi uyarınca davalıdan harç alınmamasına, 07/09/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi