17. Hukuk Dairesi 2019/2221 E. , 2020/4844 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ...Ş. vekili, davalı ... vekili ile davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Davacılar vekili; meydana gelen kazada müvekkilinin eşinin ve oğlunun öldüğünü, davalıların ise zarara neden olan her iki aracın işletenleri, sürücüleri ve zorunlu mali mesuliyet sigortacıları olduğunu, meydana gelen kazada yeterli aydınlatmanın yapılmaması sebebi ile davalı ... Müdürlüğünün de kusurlu olduğunu açıklayıp oğlunun ölümü sebebi ile 10.000,00 TL maddi, 50.000,00 TL manevi tazminatın, eşinin ölümü sebebi ile 10.000,00 TL maddi, 40.000,00 TL manevi tazminatın tahsiline karar verilmesini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile talebini 86.579,87 TL"ye yükseltmiştir.
Davalılar davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davalılar ... ve ... aleyhine açılan davanın reddine, diğer davalılar aleyhine açılan davanın kısmen kabulü ile davacının eşinin ölümü nedeni ile 86.579,87 TL maddi, 10.000,00 TL manevi tazminatın, davacının oğlunun ölümü sebebi ile 4.294,81 TL maddi, 10.000,00 TL manevi tazminatın tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı ...Ş. vekili, davalı ... vekili ile davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davalı ... yönünden yapılan temyiz incelemesinde;
1-Dava, trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalmaya dayalı tazminat istemine ilişkindir.
Davaya konu olayda, yolda gerekli ve yeterli aydınlatmanın yapılmadığı, bakım ve gözetim yükümlülüğünün gereği gibi yerine getirilmemiş olması nedeniyle kazanın meydana geldiği iddiası ile davalı ... aleyhine husumet yöneltilmiştir.
Davalı ... kamu tüzel kişisi olup görmekle yükümlü bulunduğu kamu hizmeti sırasında verdiği iddia olunan zararlardan dolayı sorumluluğu özel hukuk hükümlerine tabi değildir. Kamu tüzel kişilerinin yasalar tarafından kendilerine verilen görev ve yetkileri kullanırken oluşan zararlar niteliği itibariyle hizmet kusurundan kaynaklanmakta olup bu zararların tazmini amacıyla anılan idarelere karşı hizmet kusurlarına dayanılarak İdari Yargılama Usul Kanunu 2. madde hükmü uyarınca idari yargı yerinde tam yargı davası ikamesi gerekmektedir. (11.2.1959 günlü ve 17/15 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı)
Somut olayda, davacı vekili, hizmet kusuru bulunduğunu ileri sürerek davalı ... yönünden hizmet kusuruna dayalı olarak dava açmıştır.
Buna göre, görev-yargı yolu yargılamanın her aşamasında resen dikkate alınacak hususlardan olduğundan, mahkemece davalı ... hakkındaki dava yönünden idari yargının görev alanına giren uyuşmazlıkta yargı yolu caiz olmadığından HMK 115/2 maddesi gereğince dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davalı ... yönünden esas girilerek kusuru bulunmadığından davanın reddi yönünde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Davalı ...Ş. vekilinin temyiz itirazları yönünden yapılan incelemede;
2-Hükmü temyiz eden davalı ...Ş. vekilinin 28.12.2015 tarihli dilekçe ile temyiz isteğinden feragat ettiğini bildirdiği anlaşıldığından temyiz isteminin (dilekçesinin) reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı vekili ile davalı ... vekilinin temyiz itirazları yönünden yapılan incelemede;
3-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekili ile davalı ... vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı ... vekilinin temyiz itirazları yönünden;
4-Dava, trafik kazası nedeni ile ölüme dayalı tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili, müvekkilinin eşi olan desteğin meydana gelen kazada öldüğü açıklayıp zarar sorumlusu davalılardan destekten yoksun kalma tazminatı talebinde bulunmuş, mahkemece davacının ve eşi olan desteğin bakiye yaşam süresi boyunca destekten yoksun kalma tazminatı hesaplanarak karar verilmiştir.
TBK"nun 53. maddesi gereği, ölüm neticesi olarak diğer kimseler müteveffanın yardımından mahrum kaldıkları takdirde, onların bu zararını da tazmin etmek lazım gelir. Yasa metninden de anlaşılacağı gibi destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların, desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir.
Destekten yoksun kalma tazminatının mahiyeti ve amacı, ölenin eylemli yardımını alanların, desteğin ölümünden sonra da bu yardımdan mahrum kalmaması olduğuna göre; destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilebilmesi için, her şeyden önce, destek alma hakkı olan kişinin destek alma ihtiyacının devam etmesi gerekir.
Bu itibarla; ölenden eş sıfatıyla destek alan kişinin yeniden evlenmesi halinde, bu kişinin desteğinden yararlandığı kişinin yardımından yoksun kaldığından bahsedilemeyeceği ve desteği olan eşinden dolayı destek tazminatına hak kazanamayacağı açıktır.
Somut olaya bakıldığında; davacının, ölen eşinin desteğinde yoksun kaldığı iddiası ile tazminat talep ettiği; ancak, davacının dava devam ederken (21.12.2018 tarihinde) yeniden evlenmiş olduğu, mahkemenin hükme esas aldığı hesap raporunda ise, davacının muhtemel bakiye ömür süresinin tamamı için tazminat hesabı yapıldığı ve bu miktar tazminata karar verildiği anlaşılmaktadır.
Oysa, destekten yoksun kalma tazminatının yukarıda ifade edilen amaç ve kapsamı karşısında; somut gerçeğin bulunduğu durumda varsayımlara dayalı hesaplama yapılamayacağı; destek alacaklısı olan davacının ancak eşinin ölüm tarihi ile kendisinin yeniden evlendiği tarih aralığı için tazminata hak kazanabileceği gözetilip hesaplama yapılmalıdır.
Buna göre mahkemece davacı için, davaya konu kaza tarihi ile davacının yeniden evlendiği tarih arasındaki süre için tazminatın hesaplanması hususlarında, daha önce rapor düzenleyen bilirkişiden hükme esas alınan rapordaki veriler kullanılarak ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli bir rapor alınıp oluşacak sonuca göre (kazanılmış haklar da gözetilmek suretiyle; güncel asgari ücretler kullanılmayarak ve işlemiş/işleyecek dönem hesabında yeni tarihler esas alınmayarak ) karar verilmesi gerekirken, hatalı tespit ve hesaplama içeren rapor benimsenerek, eksik incelemeyle hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.
Davacı vekilinin temyiz itirazı yönünden yapılan incelemede;
5-Davacı vekili, müvekkilinin oğlunun meydana gelen kazada öldüğünü açıklayıp destekten yoksun kalma tazminatı talebinde bulunmuştur.
Somut olayda desteğin annesi de aynı kazada ölmüş olup geriye destek alacaklısı olarak davacı babası kalmıştır.
Tazminat hesabına yönelik olarak alınan raporda desteğin davcaı babasına ayıracağı payın 1/3 oranında olacağı kabul edilerek hesaplama yapılmış ve anılan hesaplamaya göre karar verilmiştir.
Hükme esas alınan tazminat raporu, davacıya/babaya ayrılan pay oranları yönünden hatalıdır. Şöyle ki;
Dairemizce kabul görmüş pay esasına göre; bekar ve çocuksuz olan desteğin, ileride evleneceği ve en az iki çocuk sahibi olacağı kabul edilerek, desteğin evleninceye kadar gelirinin yarısını kendi ihtiyaçları yarısını da anne ve babası için ayıracağı varsayılarak bu dönemde desteğe iki anne ve babaya birer pay vermek suretiyle desteğin tüm gelirine oranlandığında evlenmeden önceki dönem içinde anne ve babanın her birine %25 pay verilmesi gerektiği, desteğin ileride evlenmesi ile birlikte desteğe iki eşe iki anne ve babaya birer pay verilerek, yine desteğin tüm gelirinin oranlanarak anne ve babaya %16 şar pay ayrılması, desteğin bir çocuğunun olması durumunda iki pay desteğe, iki pay eşe bir pay çocuğa ve birer pay anne ve babaya ayrılmak suretiyle desteğin tüm gelirine oranlandığında anne ve baba için %14 er pay verilmesi daha sonra ikinci çocuğun doğacağı varsayılarak bu kez desteğe iki, eşe iki, çocukların her birine birer ve anne ve babaya birer pay verilerek desteğin tüm gelirine oranlanarak anne ve babaya 12,5 er pay verilmesinin uygun olacağı, daha sonra anne ve babadan yaşam tablosuna göre hangisi destekten çıkacaksa kalan kişiye diğerinin payının ilave edilerek destek tazminatlarının varsayımsal hesabının yapılması gerekmektedir.
Buna göre mahkemece, bilirkişiden alınacak ek rapor ile desteğin annesinin de öldüğü gözetilerek desteğin annesine ayıracağı payın babasının/davacının payına eklenerek hesaplama yapılmak ve hasıl olacak sonuca göre karar verilmek üzere kararın bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ...Ş. vekilinin temyiz dilekçesinin REDDİNE, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekili ile davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (4) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile (1) ve (5) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ile davalılar ... Sigorta A.Ş., Ankara ... Türk Sigorta Şirketine geri verilmesine 16/07/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.