17. Hukuk Dairesi 2019/762 E. , 2020/4282 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili; davalıya trafik sigortalı aracın sürücüsünün kusurlu hareketi ile gerçekleşen kazada müvekkillerinin yaralandıklarını ve malul kaldıklarını açıklayıp 3.000,00 TL"nin tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, davanın reddine karar verilmiş; karar davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarara dayalı maddi tazminat istemine ilişkindir.
6098 sayılı TBK"nun 50.maddesi hükmü uyarınca, "zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa, hakim olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri gözönünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler."
Somut olayda; 06.06.2012 tarihinde kazanın meydana geldiği ve davacıların bu kaza nedeni ile yaralandıkları, Kızıltepe ve Nusaybin Devlet Hastanelerinde tedavi görükleri sabittir.
Davacılar vekili kaza sonucu müvekkillerinin malul kaldığı iddiasıyla tazminat talebinde bulunmuş, mahkemece maluliyet raporu alınması için davacıların adli tıp kurumuna sevk edilmesine karar verilmiş, kesin süreye rağmen davacılar hazır edilmediğinden ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.
Dosyadaki belgelere göre davacı tarafın zarar miktarının tam olarak ispat edilemediği hallerde BK"nun 50. maddesi gereğince, mahkeme hakkaniyete uygun olarak zararı tespit eder.
Kesin süreye rağmen davacının maluliyetine ilişkin rapor alınması için davacı hazır edilmediğinden, bu konuda davacı tarafa yeniden süre verilemez ise de, tedavi gördüğü hastaneden tüm tıbbi belgeleri, film, grafi v.s. getirilmiş olmasına göre, mağdur hazır olmaksızın ATK 3. İhtisas Dairesinden, Adli Tıp Kurumu Şube Müdürlüklerinden veya Üniversitelerin Adli Tıp Anabilim dallarından davacıların maluliyet durumuna ilişkin rapor alınması gözönünde bulundurulmamıştır. Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz.
Mahkemece, verilen ara karar gereğinin kesin süre içerisinde yerine getirilmemesi üzerine davanın mevcut delillerle sonuçlandırılmasına karar verilmesi bazı somut olayda yerinde olmakla birlikte eldeki davada dosyada bulunan diğer deliller incelenmeden karar verilmesi doğru görülmemiştir. Zira maluliyet raporu alınması için davacının bizzat başvurmasının mutlak zorunluluk olduğu belirlenmiş değildir. Diğer bir anlatımla davacı bizzat muayene edilmeden, diğer delillerle dosya üzerinden maluliyet raporu alınması olasıdır.
Taraflarca dayanılan bir delilin sunulmasına ve buna dair eksikliklerin giderilmesine ilişkin işlemlerin yerine getirilmemesi sadece o delile dayanmaktan vazgeçilmiş sayılması sonucu doğurmakta olup bu durum diğer deliller açısından da aynı sonucu doğurmaz. Davacı tarafça delil olarak Kızıltepe ve Nusaybin Devlet hastanesi kayıtlarına da dayanıldığından artık bu delillerinde 6100 sayılı Kanunun ilgili hükümlerine göre toplanması gerekir.
Bu durumda mahkemece, kazayla ilgili tüm tedavi evrakları ve ceza dosyası getirtilerek yukarıda belirtilen açıklamalar ışığında bilirkişi raporu alınarak maluliyet olup olmadığı, varsa ne oranda olduğunun belirlenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 02/07/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.