Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/3320
Karar No: 2020/4268
Karar Tarihi: 02.07.2020

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2019/3320 Esas 2020/4268 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2019/3320 E.  ,  2020/4268 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    (Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla)

    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    - K A R A R -

    Davacılar vekili, davacıların murisi ..."ın ... Bakasından 3 adet tüketici kredisi kullandığını, 26.10.2011 başlangıç tarihli 2.250,57 TL vefat teminat bedelli ... nolu poliçe ile sigortalanmış bir kredi, 04.04.2012 başlangıç tarihli 2.289,09 TL vefat teminat bedelli ... nolu poliçe ile sigortalanmış bir başka kredi, 15.08.2012 başlangıç tarihli 2.669,24 TL vefat teminat bedelli ... nolu poliçe ile sigortalanmış üçüncü bir kredi çekildiğini, ..."ın 18.04.2014 tarihinde vefat ettiğini, kişinin ölümünden sonra mirasçılarının ...ye başvurarak kalan taksitlerin ödenmesini talep ettiklerini, ancak ...nin tazminatı ödemediğini belirterek belirsiz alacak olarak 1.000,00 TL harca esas değer gösterip kredi güncel miktarının kredi kapsamındaki dain mürtehin bankaya, bakiye kalması durumunda bakiyenin davacılara verilmesini talep etmiştir.
    Davalı vekili, murisin hastalığını gizlediğini, beyan yükümlülüğüne aykırı davrandığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre; davanın kabulü ile davalı sigorta şirketince bilirkişi raporu doğrultusunda 5.840,45 TL"nin 09.05.2014 tarihinden itibaren işleyecek ticari reeskont faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden alınarak dain-i mürtehin sahibi ... Bankası Giresun Şubesine aktarılmasına, 1.368,45 TL"nin de davacılara sigorta şirketinin temerrüde düşmüş olduğu 09.05.2014 tarihinden itibaren işleyecek ticari reeskont faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden alınarak davacılara ödenmesine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, banka kredisi kapsamında düzenlenen hayat sigorta poliçesi tazminat istemine ilişkindir.
    Sigorta sözleşmeleri iyi niyet sözleşmeleri olup, taraflar sözleşme kurulması aşamasında birbirlerini aydınlatma yükümlülüğü altındadır.
    Riziko ve dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 Sayılı TTK’nın 1439. maddesinde "(1)Sigortacı için önemli olan bir husus bildirilmemiş veya yanlış bildirilmiş olduğu takdirde, sigortacı 1440. maddede belirtilen süre içinde sözleşmeden cayabilir veya prim farkı isteyebilir. İstenilen prim farkının on gün içinde kabul edilmemesi hâlinde, sözleşmeden cayılmış kabul olunur. Önemli olan bir hususun sigorta ettirenin kusuru sonucu öğrenilememiş olması veya sigorta ettiren tarafından önemli sayılmaması durumu değiştirmez.
    (2) Rizikonun gerçekleşmesinden sonra, sigorta ettirenin ihmali ile beyan yükümlülüğü ihlal edildiği takdirde, bu ihlal tazminatın veya bedelin miktarına yahut rizikonun gerçekleşmesine etki edebilecek nitelikte ise, ihmalin derecesine göre tazminattan indirim yapılır. Sigorta ettirenin kusuru kast derecesinde ise beyan yükümlülüğünün ihlali ile gerçekleşen riziko arasında bağlantı varsa, sigortacının tazminat veya bedel ödeme borcu ortadan kalkar; bağlantı yoksa, sigortacı ödenen primle ödenmesi gereken prim arasındaki oranı dikkate alarak sigorta tazminatını veya bedelini öder." düzenlemesi yer almaktadır.
    Yine poliçe ve riziko tarihinde yürürlükte bulunan Hayat Sigortaları Genel Şartları’nın C.2 maddesinde "Sözleşmenin Yapılması Sırasındaki Beyan Yükümlülüğü:
    2.1-Sigortacı, bu sözleşmeyi, gerek sigorta ettiren gerekse bilgisinin olduğu hallerde hayatı sigorta edilenlerin ve temsilci aracılığıyla sigorta yapılıyorsa temsilcinin de beyanını esas tutarak yapmıştır.
    2.2-Gerek sigorta ettiren gerekse sigortalı ve temsilci, sigorta sözleşmesinin yapılması sırasında kendisince bilinen ve sigortacının sözleşmeyi yapmamasını veya daha ağır şartlarla yapmasını gerektirecek bütün halleri bildirmekle yükümlüdür. Bu yükümlülüğün ihlali halinde, sigortacı durumu öğrendiği tarihten itibaren bir ay içinde sözleşmeden cayabilir veya sözleşmeyi yürürlükte tutarak sekiz gün içinde prim farkını talep edebilir. Ancak, sigortacının bildirilmemiş, eksik veya yanlış bildirilmiş olan hususları bilmesi veya ihbar etmemenin ya da yanlış ihbar etmenin kusura dayanmaması halinde cayma caiz değildir. Bu durumda rizikonun kabul edildiğinden daha yüksek olması nedeniyle daha fazla bir prim alınması gerekiyorsa sigortacı durumu öğrendiği tarihten itibaren sekiz gün içinde prim farkını talep edebilir.
    Sigorta ettiren, talep edilen prim farkını kabul ettiğini sekiz gün içinde bildirmediği takdirde sözleşmeden cayılmış olur. Ancak, prim farkının kabul edilmemesi nedeniyle sözleşmeden cayılması sigortacının gerçeğe aykırı veya eksik beyanı öğrendiği tarihten itibaren bir aylık süre içinde söz konusudur.
    Beyan yükümlülüğünün kasıtlı ihlalinde sigortacı riziko gerçekleşmiş olsa bile sözleşmeden cayabilir ve prime hak kazanır.
    Kastın söz konusu olmadığı durumlarda riziko; sigortacı durumu öğrenmeden önce veya sigortacının cayabileceği veya caymanın hüküm ifade etmesi için geçecek süre içinde gerçekleşirse, sigortacı tazminatı o tazminata ilişkin olarak tahakkuk ettirilen prim ile tahakkuk ettirilmesi gereken prim arasındaki orana göre öder.
    2.3-Cayma veya prim farkını talep etme hakkı süresinde kullanılmadığı takdirde düşer.
    2.4-Sözleşme akdedilmesinden itibaren aralıksız veya itirazsız olarak iki yıl süreyle yürürlükte kalmışsa artık sigortacı sözleşmeden cayamaz ancak durumu öğrendiği tarihten itibaren sekiz gün içinde prim farkını talep edebilir. Ancak, sigortalı talep edilen prim farkını kabul etmezse rizikoya ilişkin olarak alınan prim ile alınması gereken prim arasındaki oran çarpılır çıkan miktar tazminat olarak ödenir.
    2.5- Eksik ve yanlış beyan fazla prim alınmasına neden olmuşsa, fazla alınan miktar sigorta ettirene gün esası üzerinden iade olunur." hükmü düzenlenmiştir.
    Somut olayda, muris ile davalı sigorta şirketi arasında 26.10.2013-26.10.2014, 04.04.2014-04.04.2015, 15.08.2013-15.08.2014 tarihlerini kapsayan hayat sigorta sözleşmeleri düzenlenmiş, muris 18.04.2014 tarihinde vefat etmiştir. Davalı sigorta şirketi, tazminat ödenmesi başvurusunu murisin ölüm tarihinden beş yıl öncesinde "Kronik Lenfositik Lösemi" hastalığının bulunduğu ve hastalığın gizlendiği gerekçesiyle reddetmiştir. Dosya içerisinde bulunan sağlık beyan formunda sigortalı muris, sağlığına ilişkin tüm sorulara hayır cevabı vermiş ve bu formu imzalamıştır. Öncelikle davalıların murisi sigortalı ..."ın ölüm nedeni tespit edilmesi gerekmektedir. Ölüm belgesine göre davacılar murisinin ölüm nedeni “Kronik Lenfositik Lösemi” hastalığıdır. Mahkemece, murisin hastalıkları ile ölümü arasında illiyet bağı olup olmadığı konusunda doktor bilirkişiden alınan rapora göre; ölüm ile gizlenen hastalık arasında illiyet bağı olduğu tespit edilmiştir. Sigortalı murise ölümünden 5 yıl önce "Kronik Lenfositik Lösemi" konulmuş olmasına ve sigortalı murisin sağlık beyan formunda bu durumu gizlemiş olmasına, gizlenen durum ile ölüm nedeni olan "Kronik Lenfositik Lösemi" hastalığı arasındaki illiyet bağının bulunmasına göre davanın reddi gerekirken kabulü yönünde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 02/07/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi