Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/1955
Karar No: 2020/4257
Karar Tarihi: 01.07.2020

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2019/1955 Esas 2020/4257 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Taraflar arasındaki tazminat davasında, bir aracın sebep olduğu trafik kazasında ölen kişinin ailesi, zorunlu koltuk ferdi kaza sigorta poliçesinin yapılmaması nedeniyle davacı aleyhine icra takipleri başlatmıştır. İcra dosyalarına yapılan tazminat ödemesinin, ödeme tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan talep edilmesi amacıyla açılan dava ilk derece mahkemesince kabul edilmiş, ancak davalı vekili tarafından zamanaşımı def'i ileri sürülerek istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Bölge Adliye Mahkemesi'nin esastan reddine karar verdiği istinaf başvurusu davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi ise, davanın zamanaşımı nedeniyle reddedilmesi gerektiğini belirtmiş ve kararı bozmuştur.
Kanun maddeleri açıklamaları:
- 2918 Sayılı KTK.’nun 109/4. maddesi: Motorlu araç kazalarında tazminat yükümlülerinin birbirlerine karşı rücu haklarının, kendi yükümlülüklerini tam olarak yerine getirdikleri ve rücu edilecek kimseyi öğrendikleri günden başlayarak iki yılda zamanaşımına uğrayacağı hüküm altına alınmıştır.
- 6098 Sayılı TBK 154. maddesi: Zamanaşımını kesen nedenler gösterilmiştir. Aynı
17. Hukuk Dairesi         2019/1955 E.  ,  2020/4257 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
    İLK DERECE
    MAHKEMESİ : Hatay 3. Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan istinaf incelemesi sonunda;kararda yazılı nedenlerden dolayı,davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair verilen kararın süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    -K A R A R-

    Davacı vekili; 20.08.2007 tarihinde davalı şirket adına kayıtlı ve ..."ün sevk ve idaresindeki aracın tek taraflı sebebiyet verdiği trafik kazasında araçta yolcu olarak bulunan ...’ün vefat ettiğini, kazada sürücü ..."ün %100 kusurlu olduğunu, davalının yaptırmak zorunda olduğu zorunlu koltuk ferdi kaza sigorta poliçesini yaptırmadığı için, ... Yönetmenliğine göre müteveffa ...’ün annesi ve babası tarafından poliçe limitinin tahsili için davacı aleyhine icra takipleri başlatıldığını,lgili icra dosyalarına 02.05.2010 tarihinde toplam 80.000,00 TL tazminat ödenmiş olduğunu beyan ederek, ödenen tazminatın,ödeme tarihi olan 02.05.2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
    Davalı vekili zamanaşımı def"i de bulunarak,davanın reddini savunmuştur.
    İlk derece Mahkemesince iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davanın kabulü ile 80.000,00 TL"nin 02.05.2010 tarihinden itibaren itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm aleyhine davalı vekilince istinaf yoluna başvurulması üzerine;Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi"nce;ilk Derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK"nın 353/1-b.1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiş, karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dava, zorunlu koltuk ferdi kaza sigortasından kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir.
    2918 Sayılı KTK.’nun 109/4. maddesinde motorlu araç kazalarında tazminat yükümlülerinin birbirlerine karşı rücu haklarının,kendi yükümlülüklerini tam olarak yerine getirdikleri ve rücu edilecek kimseyi öğrendikleri günden başlayarak iki yılda zamanaşımına uğrayacağı hüküm altına alınmıştır.
    Davacı ve davalının zarardan müşterek ve müteselsilen sorumlu oldukları mahkemenin de kabulündedir.
    Zamanaşımı, alacak hakkının belli bir süre kullanılmaması yüzünden dava edilebilme niteliğinden yoksun kalmasını ifade eder. Bu tanımdan da anlaşılacağı üzere zamanaşımı, alacak hakkını sona erdirmeyip sadece onu "eksik bir borç" haline dönüştürürve "alacağın dava edilebilme özelliği"ni ortadan kaldırır.
    6098 Sayılı TBK 154. maddesinde (818 sayılı BK. 133) zamanaşımını kesen nedenler gösterilmiştir. Aynı maddenin 2.fıkrası uyarınca, dava açılması veya icra takibi yapılması zamanaşımını kesen nedenlerdendir. Kanunun 156. maddesi ise, zamanaşımının kesilmesi halinde yeni bir sürenin işlemesi gerektiğini açıkça belirtmiştir.
    6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 155. maddesi hükmü, "Zamanaşımı müteselsil borçlulardan veya bölünemeyen borcun borçlularından birine karşı kesilince, diğerlerine karşı da kesilmiş olur." kuralını içermektedir. Bu maddeye göre, müteselsil borçlulardan birine karşı zamanaşımının kesilmesi diğer müteselsil borçlulara karşı da zamanaşımını keser. (818 sayılı BK. Mad.134)
    Somut olayda;davalı şirket adına kayıtlı aracın 20.08.2007 tarihinde yaptığı kaza nedeniyle, zarara uğrayanların açtığı dava sonunda, davacının tazminatı 02.05.2010 tarihinde hak sahiplerine ödediği;zarardan sorumlu olan davalıya karşı rücuya ilişkin eldeki davayı 02.12.2013 tarihinde açtığı; davalı vekilinin, yasal süresi (esasa cevap süresi) içinde zamanaşımı def"ini ileri sürdüğü; Bölge Adliye Mahkemesince her ne kadar,"davacının ödemenin rücusu için şirket davalı şirkete karşı takip başlatması sonucunda 2 yıllık zamanaşımı süresinin takip talebi ile kesildiği, davacı Hatay 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/299 Esas 2011/356 Karar sayılı dosyasında 04.08.2010 tarihinde açtığı itirazın iptali davasının 27/12/2011 tarihinde rededildiği ve onama ile kesinleştiği, bu davanın açılmasıyla kesilen ve başlayan zamanaşımı süresinin BK 157/1. maddesi gereğince 27/12/2011 karar tarihi ile yine kesildiği ve yeniden başladığı, eldeki davanın ise 02/12/2013 tarihinde KTK 109. maddesinde gösterilen ve 27.12.2011 tarihinden itibaren başlayan 2 yıllık zamanaşımı süresi dolmadan açıldığı" gerekçesiyle davalı vekilinin talebin zamanaşımına uğradığına yönelik istinaf sebebi yerinde görülmemiş ise de;davacı taraf davaya konu alacağın rücuen tahsiline yönelik olarak davalı aleyhine işbu davanın açılmasından önce icra takibi başlatmamış olduğu,ödeme tarihi olan 02.05.2010 tarihinden itibaren iki yıllık süre geçtikten sonra eldeki dava açılmış ve davalı tarafından süresinde zamanaşımı definde bulunulmuş olduğu gözönüne alınarak davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği halde, işin esasına girilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
    2-Bozma ilamının kapsam ve şekline göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına; dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğininde Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 01/07/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi