Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/1760
Karar No: 2020/3242

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2019/1760 Esas 2020/3242 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2019/1760 E.  ,  2020/3242 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi

    Taraflar arasındaki maddi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı vekili; davacıya ait aracın davalı ... nezdinde kaza tarihini kapsayan poliçe ile sigortalı olduğunu, 02/02/2014 tarihinde ..."nın sevk ve idaresindeki araçla tek taraflı, yaralamalı maddi hasarlı kaza meydana geldiğini, kazanın meydana geldiğinde sürücünün alkolsüz olduğunu, müvekkilinin kazadan sonra mağduriyeti nedeniyle davalı ... şirketine şifahen başvurduğunu ancak olumlu bir yanıt alamadığını, aracında meydana gelen 32.000,00 TL maddi zararın davalı şirketten tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı vekili; müvekkili şirkete sigortalı aracın 02/02/2014 tarihinde yapmış olduğu tek taraflı kaza neticesinde pert olduğunu, müvekkili şirket tarafından yapılan araştırmada aracın rent a car olarak kullanıldığının tespit edildiğini, 22/07/2014 tarihinde davacı tarafa poliçe şartnamesi gereği araç bedelinin % 50 proporsisyonlu olarak 11.750,00 TL ödenmiş olduğunu, davacı tarafın sigorta şirketinden hiçbir hak ve alacağının bulunmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, kararda yazılı gerekçelerle ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kısmen kabul kısmen reddi ile 27.250,00 TL"nin dava tarihinden itibaren reeskont faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davaya konu... plakalı 2011 model, Ford marka, ... motor nolu aracın davacı tarafından davalıya iadesine, fazlaya ilişkin talebin reddine dair verilen karar davalı vekili tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
    1-Dava, kasko sigorta poliçesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
    Davacıya ait aracın davalı şirket nezdinde kasko poliçesi ile sigortalı olduğu ve dava dışı ... Tüketici Finansman A.Ş"nin dain ve mürtehin olarak poliçede gösterildiği anlaşılmaktadır.
    TTK.nun 1269. maddesi uyarınca, malı rehin alan kimse sıfatıyla o mal üzerindeki menfaatini kendi adına sigorta ettirebileceği gibi aynı Yasanın 1270. maddesi hükmü gereğince bir başkasının da rehin konusu malı rehin alan hesabına ve onun lehine sigorta ettirmesi mümkündür. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunun 879. maddesi gereğince, sigorta tazminatının öncelikle rehin hakkı sahibine verilmesi veya açık muvaffakatının alınması gerekmektedir.
    TTK"nun 1456/1. maddesinde "Sınırlı ayni hak ile takyit edilmiş bir mal üzerindeki, malike ait menfaat sigortalandığı takdirde, kanunda aksi öngörülmemişse, sınırlı ayni hak sahibinin hakkı sigorta tazminatı üzerinde de devam eder" düzenlemesine; 1456/2. maddesinde ise "Sigortacıya, mal üzerinde sınırlı ayni hak bulunduğu bildirildiği takdirde, ayni hak sahiplerinin izni bulunmadıkça, sigortacı sigorta tazminatını sigortalıya ödeyemez. Ayni hakkın sicille alenileştiği veya sigortacının bunu bildiği durumlarda bildirime gerek yoktur. Sigortalı menfaate konu malın tamiri veya eski hâline getirilmesi amacıyla ve teminat gösterilmesi şartıyla, tazminat sigortalıya ödenebilir" düzenlemesine yer
    verilmiştir. Ayrıca Türk Medeni Kanunu’nun 879. maddesi uyarınca, sigorta tazminatının öncelikle rehin hakkı sahibine verilmesi veya açık muvafakatının alınması gereklidir.
    Somut olayda, dain mürtehin sıfatı bulunan ve menfaati olan dava dışı bankadan, dava açmaya ve tazminatın davacıya ödenmesine muvafakatı olup olmadığı konusu araştırılmamıştır.
    Bu durumda mahkemece yapılacak iş, dava dışı bankadan, davanın açılmasına ve tazminatın davacıya verilmesine muvafakati olup olmadığı konusu araştırılmalı, muvafakati sağlandığı takdirde yargılamaya devam edilerek davanın sonuçlandırılması, aksi halde davanın aktif husumet ehliyeti yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması isabetli değildir.
    2-Kabule göre de; dava, kasko sigorta sözleşmesine dayanılarak açılan alacak istemine ilişkindir.
    Taraflar arasındaki uyuşmazlık, sigortacıdan pert olan araç bedelini isteyen davacının, araç sovtajını davalı ... şirketine teslim etmediği halde sovtaj bedelini de davalı ... şirketinden talep edip edemeyeceğine ilişkindir.
    Kasko Sigortası Genel Şartları"nın B.3.3.1.2 maddesinde "aracın tam hasara uğraması halinde, sigortacının azami sorumluluk haddini geçmemek üzere hasar anındaki sigorta değerinin ödeneceği, bu durumda aracın Karayolları Trafik Yönetmeliği"nin ilgili maddesi hükümleri doğrultusunda hurdaya ayrıldığına dair hurda tescil belgesi sigorta şirketine ibraz edilmeden araç sahibine sigorta tazminatının ödenmeyeceği, değeri tamamen ödenen araç ve aksamının talep ettiği takdirde sigortacının malı olacağı" düzenlenmiştir.
    Dosya içeriğinden; davalıya kasko sigorta poliçesi ile sigortalı aracın pert olduğu, aracın olay tarihindeki ikinci el piyasa rayiç değerinin 39.000,00 TL, sovtaj değerinin de 15.500,00 TL olduğu, davalı ... tarafından ödenen miktar olan 11.750,00 TL indirildiğinde, hasarlı aracın davacıda kalması durumunda davacının bakiye alacağının 11.750,00 TL olduğu, hasarlı aracın davalı ...Ş."de kalması durumunda davacının bakiye alacağının 27.250,00 TL olduğu, mahkemece davacı vekilinin hasarlı aracın raporda belirtildiği gibi davalı şirkette kalarak hesaplanan miktarın ödenmesini talep etmiş olmasına göre 27.250,00 TL tazminata hükmedildiği anlaşılmaktadır.
    Davacı hurda tescil belgesini ibraz etmediği gibi aracın sovtajını da davalı ... şirketine teslim etmiş değildir.
    Genel Şartların anılan hükmü gereğince sigorta şirketi araç bedelini tam ödemek şartıyla aracın hurdasını isteme hakkını kazanmaktadır. Genel Şartların anılan maddesi pert kabul edilen araca ilişkin tazminatın ödenmesinde izlenecek yöntemi bu şekilde belirlemesine rağmen bu hükmün uygulanması için öncelikle araç hurdasının sigortalı veya rehin hakkı sahibinin elinde bulunması gerekmektedir.
    Somut olayda araç sovtajı sigortalının elinde olmakla birlikte, rehin hakkı sahibi olan Türkiye Ekonomi Bankası tarafından İstanbul Anadolu 18. İcra Dairesi’nin 2014/11317 sayılı dosya üzerinden dava konusu araç hakkında rehnin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi başlatıldığı, aracın
    satışının talep edildiği, ancak aracın pert olması nedeniyle satış işleminden vazgeçildiği anlaşılmaktadır.
    Kasko sigorta poliçesinde ... Tüketici Finansman A.Ş"nin aracın üzerinde rehin alacaklısı sıfatıyla dain mürtehin kaydının bulunmasına ve Kasko Sigortası Genel Şartları’na göre davacı, sovtajın kendisinde kalmasını istemediğine göre, davacıya ait araç sigortacının malı olur. Ancak pert olan aracın trafikten çekilme belgesiyle birlikte ve üzerindeki takyidatlarıdan ari olarak davalı kasko sigortacısına mülkiyetinin geçirilmesi gerektiğinden mahkemece, öncelikle poliçede dain mürtehin kaydı bulunan ... Tüketici Finansman A.Ş"den dain mürtehin kaydının devam edip etmediği ile muvafakatı sorularak ve yukarıdaki açıklanan hususlar göz önüne alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi isabetli olmamıştır.
    SONUÇ: Yukarıda (1) ve (2) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 08.06.2020 tarihinde Üye ..."un karşı oyu ve oyçokluğuyla karar verildi.

    (Muhalif)


    -KARŞI OY-

    Davalı ... şirketinin temyizi üzerine Dairemizde yapılan incelemede;
    -Kasko poliçesinde sigorta tazminatı üzerinde ... Tüketici Finansman A.Ş. lehine daini mürtehin kaydının bulunduğu görüldüğünden dava dışı bankadan davaya ve tazminatın davacıya ödenmesine muvafakatı olup olmadığının sorulması gerektiği,
    -Kabule göre, Mahkemece aracın tam hasarlı kabul edilmesi ve sigortalının hurda aracın kendisinde kalmasını istememesi nedeniyle mülkiyeti sigorta şirketine geçecek aracın trafikten çekme belgesiyle ve üzerindeki takyidatlardan âri olarak devredilmesinin gerektiği gerekçeleriyle ve oyçokluğuyla kararın bozulmasına karar verilmiş ise de, mahkeme kararının aşağıdaki gerekçeyle bozulması gerektiği düşüncesiyle Sayın Çoğunluğun düşüncesine iştirak edemiyorum.
    Türk Medeni Kanunu’nun 879. maddesinde;
    “Muaccel olan sigorta tazminatı, malike ancak bütün rehinli alacaklıların rızasıyla ödenebilir.
    Sigorta tazminatı taşınmazın eski hâle getirilmesi için harcanacaksa, malik tarafından yeterli bir güvence gösterilmesi koşuluyla kendisine ödenir.” hükmü bulunmakta, benzer bir düzenleme Türk Ticaret Kanunu’nun 1456. maddesinde;
    “(1) Sınırlı ayni hak ile takyit edilmiş bir mal üzerindeki, malike ait menfaat sigortalandığı takdirde, kanunda aksi öngörülmemişse, sınırlı ayni hak sahibinin hakkı sigorta tazminatı üzerinde de devam eder.
    (2) Sigortacıya, mal üzerinde sınırlı ayni hak bulunduğu bildirildiği takdirde, ayni hak sahiplerinin izni bulunmadıkça, sigortacı sigorta tazminatını sigortalıya ödeyemez. Ayni hakkın sicille alenileştiği veya sigortacının bunu bildiği durumlarda bildirime gerek yoktur. Sigortalı menfaate konu malın tamiri veya eski hâline getirilmesi amacıyla ve teminat gösterilmesi şartıyla, tazminat sigortalıya ödenebilir.” şeklinde yer almaktadır.
    Her iki kanun maddesi sigortacıya maddede gösterilen haller dışında rehinli alacaklının muvafakati olmadan sigorta tazminatını sigortalıya ya da lehdara ödememe yükümlülüğü getirmiştir. Buradan hareketle herhangi bir sebeple sigortacıyla ihtilafa düşen sigorta ettirenin açacağı davada sınırlı aynî hak sahibinin rızasının dava şartı olarak kabul edilmesi doğru değildir. Zira, Kanun maddelerinin metninde açıkça ödeme aşamasında alınması gereken bir rızadan bahsedilmiştir. Bu nedenle TMK’nın 879 ve TTK’nın 1456. maddelerinin gerekleri hükümde ve hükmün infazı aşamasında yerine getirilmelidir. Şöyle ki, mahkeme sigortacıyı mahkûm ettiği tazminatın ödenmesinden önce sınırlı aynî hak sahibinin rızasının alınması şartını hüküm fıkrasına dercettiğinde hem sigorta ettirenin haklılığı belirlenmiş hem de sınırlı aynî hak sahibinin hakkı korunmuş olacaktır.
    Sigorta şirketinin ödemeyi reddettiği veya sigortalının/sigorta ettirenin/lehdarın talep ettiği şekilde ödemeyi reddettiği tazminatın ne şekilde ödeneceği hususunun yargı mercii önüne getirilebilmesi ve karara bağlanabilmesi gerekir. Kanunun amacına aykırı olarak, yorum yoluyla dava şartı ihdas edilmesi suretiyle davacının tam hasara uğrayan aracının sigorta bedelinin eksik ödenmesi nedeniyle bu davayı açabilmesini poliçede lehine daini mürtehin kaydı bulunan bankanın muvafakatına bağlamak ve bu muvafakatı aktif dava ehliyetinin bir şartı olarak kabul etmek sigorta ettirenin poliçeden doğan dava hakkının elinden alınması sonucunu doğurur.
    Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın “Hak arama hürriyeti” başlıklı 36. maddesine göre “Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir.” Maddenin lafzından da açıkça anlaşılacağı üzere her kademedeki yargı mercii önünde bireyin hukukî dinlenilme hakkının korunması gerekir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Hukukî dinlenilme hakkı” başlıklı 27 nci maddesinde bu hak şu şekilde ifade edilmiştir;
    “ (1) Davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler.
    (2) Bu hak;
    a) Yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını,
    b) Açıklama ve ispat hakkını,
    c)Mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içerir.”
    Birey için son derece önemli alanlara temas eden hukukî dinlenilme hakkı Anayasayla teminat altına alınan ve uluslararası antlaşmalarla da (AİHS 6 ncı madde) temin edilen bir hak olduğundan, kanunî düzenleme ile ortadan kaldırılması mümkün olmadığı gibi kanun maddelerinin yorumlanması yoluyla da kullanılması engellenemez. Muvafakat engelinin, varsa banka borcunun bütün ferileriyle sonucu önceden kestirilemeyen davadan önce ödenerek aşılabileceği söylenebilir ise de, bunun borcun miktarı ve sigortalının/sigorta ettirenin/lehdarın ekonomik imkânlarıyla sınırlı olması nedeniyle yargıya erişimi engelleyici etkisi bulunmaktadır.
    Mahkemece tam hasarlı kabul edilen aracın kimin uhdesinde bırakılacağı hususunda tercih hakkı sigortalıya aittir. Sigortalı, hasarlı aracın kendisinde kalmasını istemediği sürece, sigortacı sovtaj değerinin indirilmesini isteyemez. Ancak sigortalının da hasarlı aracı trafikten çekme belgesiyle, takyidatlardan âri şekilde sigortacıya teslim etme yükümlülüğü bulunmaktadır. Edimler karşılıklı
    olup, bir taraf edimini yerine getirmedikçe karşı taraftan edimini yerine getirmesini bekleyemez.
    Bu açıklamalara göre Mahkemece,
    1)... Tüketici Finansman A.Ş.’nin daini mürtehin kaydına esas rehinli alacağın devam edip etmediği ve miktarının ilgili bankadan sorularak, devam ettiğinin bildirilmesi halinde hükmedilecek tazminatın, TTK’nın 1456. maddesi gereğince daini mürtehin banka şubesinin izninin alınması kaydıyla ödenmesine,
    2)Kazalı aracın kendisinde kalmasını istemediğini beyan eden davacının hasarlı aracın trafikten çekme belgesiyle ve üzerindeki takyidatlardan âri (temiz) olarak davalı sigortacıya teslimi kaydıyla belirlenen tazminatın davacıya ödenmesine,





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi