Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/5720
Karar No: 2020/3231
Karar Tarihi: 08.06.2020

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2019/5720 Esas 2020/3231 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Davacı, dava dışı aracın müvekkilinin motosiklete çarpması sonucu kalıcı maluliyet oluştuğunu ve gerçek zararın altında ödeme yapıldığını iddia ederek, 7.800 TL maddi tazminat ve faizi talep etti. İslah dilekçesi ile davası 12.815,43 TL olarak ıslah edildi. Mahkeme, davacının maluliyet oranının %14,3 olduğunu belirledi ve davalıdan toplam tutarın faiziyle birlikte ödenmesine karar verdi. Ancak davalı, davacının önce sigorta şirketinden ödeme aldığını ve ibra ettiğini belirterek davanın zamanaşımı nedeniyle reddi gerektiğini savundu. Gerekçe olarak, 2918 sayılı KTK’nın 111. maddesi gösterildi ve anlaşmaların yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli ise iki yıl içinde iptal edilebileceği belirtildi. Bu nedenle, ibranamenin geçerliliğinin tartışılması ve davalının sorumluluğunun sona erip ermediğinin değerlendirilmesi gerektiği vurgulandı. Kanun maddesi, hukuki sorumluluğu kaldıran veya daraltan anlaşmaların geçersiz olduğu ifade ediyor ve tazminat miktarlarına ilişkin yetersiz veya fahiş anlaşmaların iptal edilebileceği belirtiliyor.
17. Hukuk Dairesi         2019/5720 E.  ,  2020/3231 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasında görülen tazminat davasının yapılan yargılaması sonucunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı vekili, dava dışı ..."ün sevk ve idaresindeki davalı ... şirketine sigortalı bulunan aracın müvekkilinin sevk ve idaresindeki motosiklete çarpması sonucu davacının kalıcı maluliyeti oluşacak şekilde yaralandığını, davalı ... şirketine müracaat edildiğini, ancak sigorta şirketince ödenen miktarın gerçek zararın çok altında olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 7.800TL maddi tazminatın başvuru tarihini müteakip 8 işgününün bitim tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 18.6.2015 havale tarihli ıslah dilekçesi ile bilirkişi raporunda belirlenen 12.815,43 TL değer üzerinden davasını ıslah ettiği anlaşılmıştır.
    Davalı vekili, işbölümü itirazında bulunduklarını, davada Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğunu, davaya konu kaza nedeniyle davacının davadan önce müvekkili şirkete başvurusu üzerine davacıya 17/03/2009 tarihinde 3.633,00 TL ödeme yapıldığını, davacının bu ödeme ile müvekkili şirketi ibra etmesi ve fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmamış olması nedeniyle dava ile istediği miktarı talep etme hakkının olmadığını, hiçbir ihtirazi kayıt ileri sürülmeden tazminat miktarı alındığından davanın 2 yıllık süre geçtikten sonra açılması nedeniyle reddinin gerektiğini, sigortalı araç
    sürücüsünün kusurunu ve davacının tespit edilen maluliyet oranını kabul etmediklerini bildirerek açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kabulü ile 12.815,43.-TL"nin 17/03/2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, dair karar verilmiş, hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
    Dosya kapsamından; davacının ... Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Sağlık Kurulu tarafından düzenlenen 06.02.2009 tarihli rapora göre %15 oranında malul olduğu, bu rapora göre davalı ... şirketine yapılan başvuru üzerine sigorta şirketince 17.03.2009 tarihinde 3.633,00 TL ödeme yapıldığı, 18.03.2009 tarihinde davalı ... şirketinden toplam 3.633,00 TL tazminat karşılığı ibraname verdiği, bu ibranamenin içeriğine göre davacının davalı ... şirketinden aldığı bu tazminat karşılığında artık hiçbir alacağı kalmadığını beyan ve tasdik ettiği ve davalıyı ibra ettiği, davacının, eldeki bu davayı 02.06.2011 tarihinde açarak cismani zararı nedeniyle uğradığı zararın daha fazla olduğunu ileri sürerek tazminat isteminde bulunduğu, maluliyetin belirlenmesi amacıyla yine ... Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığından alınan 05.03.2015 tarihli raporda davacının meslekte kaza gücünden azalma oranının %14,3 olduğunun belirtildiği, mahkemece, Av. ... tarafından hazırlanan 07.06.2015 tarihli ek hesap raporu dikkate alınarak, anılan ibraname üzerinde durulmaksızın ödenen paranın mahsubu ile bakiye miktardan davalının sorumluluğuna karar verildiği anlaşılmaktadır.
    Davalı ... şirketi davacıya ödeme yapılarak ibra edildiğini, bu nedenle davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini savunmaktadır.
    2918 sayılı KTK’nın 111. maddesinde “Bu kanunla öngörülen hukuki sorumluluğu kaldıran veya daraltan anlaşmalar geçersizdir. Tazminat miktarlarına ilişkin olup da, yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar yapıldıkları tarihten başlayarak iki yıl içinde iptal edilebilir.” biçiminde düzenleme getirilmiştir.
    O halde, yerel mahkemece, olayın meydana geldiği tarih, ibranamenin düzenlendiği tarih ve davanın açılış
    tarihleri arasında geçen süreler ile birlikte ödenen tazminat miktarı gözetilerek, yukarıda açıklanan yasa maddesi kapsamında söz konusu ibranamenin geçerliliğinin tartışılması ve bu surette davalının sorumluluğunun sona erip ermediğinin değerlendirilmesi ve varılacak uygun sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, bu yönler üzerinde durulmadan eksik değerlendirme ile ödenen miktarın güncellenerek tazminat miktarından indirilip bakiye miktara karar verilmesi doğru görülmemiş ve kararın bozulması gerekmiştir.
    2-Bozma neden ve şekline göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 08/06/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.














    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi