Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/2327
Karar No: 2020/3156
Karar Tarihi: 03.06.2020

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2019/2327 Esas 2020/3156 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2019/2327 E.  ,  2020/3156 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki hakem kararına itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı itirazın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    -K A R A R-

    Davacı vekili, 28.10.2008 günü davalıya zorunlu karayolu taşımacılık sigorta poliçesi ile sigortalı araçta bulunan davacının meydana gelen çift taraflı trafik kazasında yaralandığını, müvekkiline eksik maluliyet tazminat ödemesi yapıldığını, bu başvurunun sadece eksik ödenen sürekli maluliyete ilişkin olmayıp müvekkilinin bakıcı ve tedavi giderlerini de kapsadığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 40.100,00 TL bakıcı ve tedavi gideri, 900,00 TL sürekli sakatlık tazminatı olmak üzere toplam 41.000,00 TL maddi tazminatın tahsilini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile talebini 175.331,16 TL’ye artırmıştır.
    Davalı ... vekili, başvurunun reddini savunmuştur.
    Uyuşmazlık Hakem Heyetince, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre; KTK"nın 111. maddesinde belirtilen hak düşürücü sürenin geçirildiği gerekçesi ile başvurunun reddine karar verilmiş; karara, davacı vekili tarafından itiraz edilmiştir. İtiraz Hakem Heyetince, davacı vekilin itirazının kabulü ile hakem heyeti kararının kaldırılmasına, başvuru sahibinin 175.331,16 TL tazminat talebinin kabulüne karar verilmiş; itirazın kabulüne dair karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazının reddi gerekmiştir.
    2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan daimi maluliyet ve bakıcı gideri zararı nedeni ile maddi tazminat istemine ilişkindir. Dava dayanağı zorunlu karayolu taşımacılık sigorta poliçesi limiti kişi başına ölüm/sakatlanma bakımından 125.000,00 TL, tedavi gideri bakımından 125.000,00 TL olup dava dayanağı sigorta poliçesinde tedavi gideri ve sakatlık olarak iki ayrı teminat limiti bulunmaktadır. Kazanın gerçekleştiği tarih itibari ile bakıcı gideri, tedavi gideri limiti kapsamında karşılanması gereken bir zarar kalemidir. Davacı ... tarafından imzalanan tarihsiz fakat ibraname içeriğinde bahsedilen ödemenin yapıldığı 05.10.2011 tarihli dekont ile sabit olduğu üzere davalı tarafından davacıya 74.668,84 TL ödenmiş bunun karşılığında davacı, maluliyet tazminatına ilişkin olan alacağından dolayı davalı ... şirketini gayri kabili rücu, şartsız ve kesin olarak ibra etmiştir. KTK"nın 111. maddesinde belirtilen hak düşürücü sürenin geçirildiği gerekçesi ile başvurunun reddine dair Uyuşmazlık Hakem Heyetince verilen kararın davalı vekilinin itirazı üzerine İtiraz Hakem Heyetince her ne kadar dava konusu olay için uzamış ceza zaman aşımının uygulanması gerektiği gerekçesi ile kaldırılmasına karar verilmiş ise de; KTK"nın 111. maddesinde düzenlenen 2 yıllık süre hak düşürücü süre olup uzun ceza zaman aşımı süresinin dava konusu olayda uygulanması mümkün değildir. Ancak, İtiraz Hakem Heyetince bakıcı gideri yönünden gerekçesi itibari yanlış karar verilmiş ise de; davacı tarafından verilen ibranemenin daimi maluliyete ilişkin olduğu, bakıcı giderini kapsamadığı, dava dayanağı poliçede tedavi gideri ve daimi maluliyet olmak üzere iki ayrı limitinin bulunduğu, bakıcı giderinin tedavi gideri kapsamında değerlendirilmesi gerektiği hususları birlikte değerlendirildiğinde; İtiraz Hakem Heyetince, Uyuşmazlık Hakem Heyetinin bakıcı gideri yönünden hak düşürücü süreden red kararının yanlış olduğuna dair verilen karar sonuç itibari ile doğrudur.
    İtiraz Hakem Heyetince, Uyuşmazlık Hakem Heyetinin daimi maluliyet tazminatı yönünden hak düşürücü süreden red kararının kaldırılmasına dair karar yönünden davalı temyiz itirazlarının incelemesine gelince;
    KTK"nun 111. maddesi uyarınca, tazminat miktarlarına ilişkin olup da yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar yapıldıkları tarihten itibaren 2 yıl içinde iptal edilebilirler. Yasa’nın bu hükmünden yararlanmak için ibra belgesinin iptalinin açıkça ve ayrıca istenmesine gerek olmayıp, dava sırasında bu husus ileri sürülebileceği gibi, yapıldığı tarihten itibaren 2 yıl içinde hükümlerinin kabul edilmediğine ilişkin bir irade açıklaması da yeterlidir. Yasada belirtilen 2 yıllık süre hak düşürücü süre olup, mahkeme hakimince re’sen dikkate alınması gerekir.
    Somut olaya bakıldığında; davacı ...’a poliçe hükümleri gereğince davadan önce 05.10.2011 tarihinde 74.668,84 TL ödeme yapıldığı, taraflar arasında tarihsiz (05.10.2011 ödeme dekontu) ibraname imzalandığı anlaşılmaktadır. Bu husus davacının da kabulündedir. Aksi davacı tarafından ispat edilememiştir. Bu itibarla, davacı tarafından imzalı ibraname bulunmasına ve eldeki başvurunun 19.01.2015 tarihinde yapılmış olmasına göre, KTK"nın 111. maddesinde öngörülen 2 yıllık hak düşürücü sürenin daimi maluliyet tazminatı bakımından geçirildiği gözetilmek suretiyle davacının daimi maluliyet tazminat talebinin, hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle, yazılı şekilde Uyuşmazlık Hakem Heyetinin daimi maluliyet bakımından hak düşürücü süreden red kararının kaldırılmasına dair hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
    3-Sorumluluğu doğuran olayın, zarar görenin vücut bütünlüğünü ihlal etmesi hali BK m. 46/I’de özel olarak hükme bağlanmıştır. Bu hüküm gereğince “Cismani bir zarara düçar olan kimse külliyen veya kısmen çalışmaya muktedir olamamasından ve ileride iktisaden maruz kalacağı mahrumiyetten tevellüt eden zarar ve ziyanını ve bütün masraflarını isteyebilir”. Bu hüküm gereğince, vücut bütünlüğünün ihlali halinde mağdurun malvarlığında meydana gelmesi muhtemel olan azalmanın ve dolayısıyla maddi zararın türleri; masraflar, çalışma gücünün kısmen veya tamamen kaybından doğan zararlar ve ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan zararlar şeklinde düzenlenmiştir. Borçlar Kanunu"nun 46. maddesinde belirtilen “bütün masraflar” deyimi çok geniş kapsamlıdır. Bu giderlere zarara uğrayanın katlanmak zorunda kaldığı bütün giderler dahildir. Bu bakımdan zarara uğrayan, işlerini görememesi nedeniyle tutmak zorunda kaldığı yardımcı ya da hasta bakıcı için ödemek zorunda kaldığı giderleri de isteyebilir.
    Somut olayda; dosya kapsamındaki Malatya üniversitesi Tıp Fakültesi Engelli Sağlık Kurulunun 10.08.2011 gün 1444 sayılı raporuyla davacı ..."ın beden gücü kayıp oranı % 76 olarak belirlenmiş; ayrıca anılan sağlık kurulu raporunda “ağır özürlü” ve “sürekli” ibarelerine yer verilmiştir. Böylece, davacının ömür boyu bakıma muhtaç olup olmadığı değerlendirilmeksizin davacı lehine bakıcı giderine hükmedilmiştir. Kaza, 28.10.2008 tarihinde gerçekleşmiş olup maluliyet oranının tespiti açısından "Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği" yürürlüktedir. Bu durumda, trafik kazası nedeniyle işgücü kaybı oranının kesin olarak belirlenmesi için kaza tarihinde yürürlükte bulunan söz konusu Yönetmelik hükümlerine göre mahkemece Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesi’nden rapor aldırılarak; davacının işgücü kaybı oranının, davacının maluliyeti ile dava konusu kaza arasındaki illiyet bağının, kaza ile davacının maluliyeti nedeniyle bakıcı hizmetine ihtiyaç duyup duymayacağı, duyacaksa süresinin net olarak tespiti istenerek sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi doğru görülmemiş ve bozma nedeni yapılmıştır.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 03/06/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi