Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/1643
Karar No: 2019/1413
Karar Tarihi: 13.02.2019

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2016/1643 Esas 2019/1413 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2016/1643 E.  ,  2019/1413 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacı vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 12.02.2019 Salı günü davalı ... vekili Av. ... geldi. Davacı ve diğer davalı tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davalı ... vekili dinlendikten sonra vaktin darlığından dolayı işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmış olup dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    -K A R A R-
    Davacı vekili dava dilekçesinde; borçlu hakkında icra takibi yaptıklarını hacze kabil malının bulunamadığını, maliki bulunduğu gayrımenkulü düşük bedel ile davalı ..."a devrettiğini, ..."ın gayrımenkulün kiracısı olduğunu gayrımenkulü satın alacak gücünün bulunmadığını, satış işleminden sonra adi sözleşme ile dava konusu gayrımenkulün 1/2 hissesinin davalı borçlunun eşine devredildiği, yapılan işlemlerin mal kaçırma kasdı ile yapıldığı gerekçesi ile davanın kabulü ile tasarrufun iptaline, icra dosyası üzerinden cebri icra yetkisi verilmesi talep edilmiştir.
    Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; davalı ... ile aynı iş kolunda faaliyet gösterdiğini, iş ortaklıklarının olduğunu, ortak iş yapmaları sebebi ile davalı ... den alacaklı olduğunu, davalı ... ile hiçbir zaman kira ilişkisi kurulmadığını, dava konusu gayrımenkulün karşılığında davalı ..."e senetler verildiğini, ödemelerin yapıldığını ancak davalı ... tarafından senetlerin iade edilmemesi sebebi ile aleyhine icra takibi başlatıldığını, senetlerin tahrif edildiği iddiası ile davalı ... aleyhine
    ... 1. İcra Hukuk Mahkemesi"nin 2013/70 sayılı dosya ile dava açıldığını, davalı ..."in başlattığı icra takiplerinden feragat ettiği, davalı ... ile aralarında husumet bulunduğunu beyan ile davanın reddini talep etmiştir.
    Davalı ..."ya usulüne uygun tebligat yapılmasına rağmen davaya cevap vermediği, duruşmalara da iştirak etmediği anlaşılmıştır.
    Mahkemece toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre borçlunun taşınmazını borcun doğumundan sonra davalı ..."e devredildiği, taraf beyanları ile tanık ifadelerinden binanın gerçek satış bedelinin 120.000,00 TL olduğu, bilirkişi tarafından tasarruf tarihi itibari ile tespit edilen değer arasında fahiş fark bulunmadığı, davalı ... ile davalı ..."nın eşi arasında imzalanan sözleşmeye dayanarak satışın muvazaalı olduğu ispat edilse bile alacaklı ile borçlunun hısım olup borç ilişkisinin gerçekçi bulunmadığı, ..., ... ve ... arasında gerçekleşen bu alım satım sürecinin başka bir davanın konusunu oluşturabileceği, bu sözleşmenin davacının davasının ispat için yeterli olmadığı, davalılar arasındaki satışın gerçek satış olmadığı yönünde şüpheden uzak, somut deliller sunması gerektiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava İİK 277 ve devamı maddelerine göre açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
    İİK"nun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz yada iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, tasarruf konusu mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve tasarruf konusu taşınmaz mal ise, davalı üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir (İİK.md.283/1). Bu yasal nedenle iptal davası, alacaklıya alacağını tahsil olanağını sağlayan, nispi nitelikte, yasadan doğan bir dava olup; tasarrufa konu malların aynı ile ilgili değildir.
    Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır.
    Tasarrufun iptali davalarının dinlenebilmesi için davacının borçludaki alacağının gerçek olması, dava ön koşulu olup mahkemece res"en araştırılmalıdır. Dava koşulu gerçekleşmediği takdirde işin esası hakkında hüküm kurulamaz.
    Somut olayda; mahkeme davacının davalı borçlu ..."nın eski kayınbiraderi olduğu, bu sebeple aralarındaki alacağının gerçek olmadığı ve taraflar arasındaki tasarruf işleminin muvazaalı olmadığı nedeniyle davanın reddine karar verilmişse de yapılan araştırma inceleme hüküm kurmaya yeterli değildir.
    Mahkemece davacı alacaklı ile davalı borçlu arasındaki alacağın gerçek bir alacak olup olmadığını araştırmaksızın, davacının davalı borçlunun eski kayınbiraderi olduğu gerekçesi ile aralarında gerçek bir alacak olmadığı kabul edilerek hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
    İcra talebi kesinleşmiş olup dava konusu icra takibinin dayanağı olan 21.08.2012 tanzim, 20.10.2012 vedeli 180.000,00 TL bedelli senet alacağı ile ilgili davacının ne iş yaptığı davalı borçluya borç, verebilecek mali gücünün olup olmadığı, davacının alacağının gerçek bir alacak olup olmadığı araştırılmaksızın davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Söz konusu araştırmalar neticesinde davacı ile davalılar arasında gerçek bir alacak-borç ilişkisi olduğunun anlaşılması halinde davanın esasına girilerek davalılar arasındaki ilişki değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir.
    Kabule göre mahkemece alacağın gerçek olmadığı ve davalılara rasında muvazaanın ispatlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmişse de mahkemece hem usulden hem de esastan red kararı verilemez. Mahkemece alacağın gerçek olmadığı yönünde hüküm kurması sebebi ile davalılar yararına maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi de doğru görülmemiştir.
    SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, duruşmada vekille temsil olunmayan davacı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 13/02/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi