17. Hukuk Dairesi 2016/5121 E. , 2019/1047 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili ve davalı ... adına Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, Jandarma er ..."ın kullandığı ve ... İl Jandarma alay komutanlığına ait askeri araç ile diğer sürücü ..."un kullandığı motosikletin çarpışması sonucunda motorsiklette yolcu olan müvekkilinin hayati tehlike geçirdiğini ve ağır yaralandığını, müvekkilinin iş kaybı oluştuğunu, iki yıl okula gidemeyerek hayata geç başladığını, müvekkilinin anne ve babası olan diğer davacıların da psikolojik travma geçirdiklerini, belirterek her biri için ayrı ayrı 10.000,00 TL"den 20.000,00 TL manevi tazminatın, vücut bütünlüğünün bozulması nedeni ile uğranılan iş güç kaybının, iki yıl okula gidilememesi nedeni ile uğranılan maddi kaybın, yaralanma nedeni ile yapılan masrafların ve diğer her türlü maddi zararların karşılığı olarak harca esas değer olmak ve fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak koşuluyla ve olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte 7.000,00 TL maddi tazminatın, davacılardan Ali için olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte 75.000,00 TL manevi tazminatın müştereken müteselsilen davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, toplanan delillere göre davacıların davasının kısmen kabulüne, kısmen reddine,
a)Davacı ..."ın maddi tazminat talebinin kabulü ile 94.323,81 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ... ve İçişleri Bakanlığından müştereken ve müteselsilen alınarak davacı ..."a verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
b)Davacı ..."ın maddi tazminat talebinin kabulü ile, 31.474,61 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte itibaren davalı ..."tan alınarak davacı ..."a verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, c) Davacı ..."ın manevi tazminat talebinin kabulü ile 25.000,00 TL manevi tazminatın tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacı ..."a verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, d) Davacı ... Köte"nin manevi tazminat talebinin kabulü ile 5.000 TL manevi tazminatın tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacı ..."a verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, e) Davacı ..."ın manevi tazminat talebinin kabulü ile 5.000,00 TL manevi tazminatın tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacı ..."a verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili ve davalı ... adına Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre,davacılar vekili ve davalı ... adına Hazine vekilinin aşağıdaki bentler dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar sebebi ile maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece hükme esas alınan ATK 3. İhtisas Kurulundan alınan 14.09.2012 tarihli raporda olay tarihli tıbbi belgelerde femur, tibia kırığı tarif edilmediği cihetle, anılan arızaların olay tarihli kazaya bağlı meydana geldiğinin mahkemece kabulü halinde davacı ..."ın humerus, kafatası, femur, tibia kırıklarına neden olan arızası sebebiyle %26 oranında maluliyeti olduğu, iyileşme süresinin 05.08.2007 tarihinden itibaren 9 aya kadar uzayabileceği belirtilmiş olup mahkemece olay tarihli tıbbi belgelerde yer almayan femur, tibia kırığının kaza ile ilgisi olup olmadığı hususunda araştırma ve inceleme yapılmadan, söz konusu hususun tartışılmadan, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
3-Davacı vekili tarafından, davacının yolcu olduğu araç ile askeri aracın karıştığı kaza nedeniyle, her iki aracın sürücüsü ile ..."ndan müştereken ve müteselsilen tazminat talebinde bulunulmuş olmasına rağmen; mahkemece, davalıların kusuru oranında indirim yapılarak davacıların tazminat alacaklarının belirlendiği görülmektedir. Karayolları Trafik Kanunu"nun 88. maddesinde "Bir motorlu aracın katıldığı bir kazada, bir üçüncü kişinin uğradığı zarardan dolayı, birden fazla kişi tazminatla yükümlü bulunuyorsa, bunlar müteselsil olarak sorumlu tutulur" düzenlemesine yer verilmiş olup; motorlu araçların işletilmesi neticesi üçüncü kişinin zarar görmesi durumunda o aracın işleteni, aracın sürücüsü ve varsa teşebbüs sahibinin müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu; ayrıca, birden fazla kişinin zararı tazmin ile yükümlü olması durumunda, zarar görene karşı müteselsil sorumlu oldukları belirtilmiştir. Bu haliyle Karayolları Trafik Kanunu, trafik kazaları neticesi doğacak zarar sorumluluğunda müteselsillik esasını benimsemiştir.
Yine 6098 sayılı TBK"nun 61. maddesinde "Birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır" demekle birden çok kişinin zarardan aynı sebeple ya da çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu olabileceği vurgulanmıştır (818 sayılı BK"nun 51. maddesinde de paralel düzenleme mevcuttur). Bu durum iki veya daha çok kişinin şahsında sorumluluğun ya da herhangi bir tazminat yükümlülüğü şartlarının gerçekleşmesi halinde söz konusu olur. İşte bu tür durumlarda sorumlular hakkında müteselsil sorumluluk hükümleri uygulanacaktır.
Müteselsil sorumluluk, kanundan doğan bir sorumluluk türü olup müteselsil sorumluların birinden talepte bulunan hak sahibinin, tüm ilgililer bakımından müteselsil sorumluluğa dayandığını ifade etmesine de gerek yoktur. Müteselsil sorumluluk ilkesi gereği, araçta yolcu olarak bulunan davacının kazanın oluşumunda kusurunun bulunmamasına göre, zararın tamamını, isterse sorumluların tamamından isterse bir kısmından isteyebilir.
Somut olayda;Davacı vekili açıkça davalıların kusuru oranında sorumlu tutulmasını istemediğine, zararın tamamının tüm davalılardan müştereken müteselsilen tahsilini talep ettiğine göre, tüm davalıların müteselsil sorumluluk gereğince zarardan sorumlu tutulması gerekirken B.K.142 ve TBK 61. maddesine aykırı olarak davalıların kusurları gözetilerek karar verilmesi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
4-Zararın meydana gelmesinde veya artmasında zarar görenin de kusurunun bulunması halinde söz konusu olan müterafik kusur Borçlar Kanunu"nun 44. maddesinde (6098 sayılı TBK md. 52) düzenlenmiştir. Buna göre zarara uğrayan, zarar doğuran eyleme razı olmuş veya kendisinin sebep olduğu hal ve şartlar zararın meydana gelmesine etki yapmış veya tazminat ödevlisinin durumunu diğer bir surette ağırlaştırmış ise, hakim tazminat miktarını hafifletebilir.
Müterafik kusur indiriminde her somut olayın özelliğine göre olayın meydana geliş tarzı ve zararın artmasında zarar görenin kusurlu davranışının sonuca etkisi değerlendirilerek uygun oranda bir indirim yapılmasını gerektirir ve zarar görenin müterafik kusurunun tespiti halinde BK.nun 44. maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır.
Somut olayda; davacı ... motorsiklette yolcu olup, kaza tespit tutanağına göre kask takılmadığının tespit edildiği, kaza sonrası tıbbi belgelerde oksipitalde kırık olduğunun belirtildiği anlaşılmakla olayda davacının da müterafik kusuru söz konusudur. Mahkemece tazminat miktarı belirlenirken, Dairemiz uygulamalarına göre; davacının müterafik kusuru olması durumunda %20 oranında indirim yapılması gerektiği kabul edilmektedir.
Buna göre; mahkemece, bilirkişi tarafından davacı ... için belirlenen zarar miktarı üzerinden %20 oranında müterafik kusur indirimi yaparak tazminatın belirlenmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm verilmiş olması doğru görülmemiştir.
5-Bozma neden ve şekline göre davacılar vekilinin manevi tazminata yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekili ve davalı Hazine vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin, (3) ve (4) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı Hazine vekilinin temyiz istemlerinin kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (5) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin manevi tazminata yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine, 06/02/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.