17. Hukuk Dairesi 2016/5603 E. , 2019/1033 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalıların sürücüsü olduğu araçların sebep olduğu kazada ağır biçimde yaralanan davacının işgöremez hale geldiğini ve manevi zarara uğradığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak ve davalı ... sadece maddi tazminattan sorumlu olmak kaydıyla 1.000,00 TL. maddi ve 50.000,00 TL. manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek ticari faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsilini talep etmiş; 27.11.2015 tarihli ıslah dilekçesiyle, davalı ... ve Yapı Kredi Sigorta A.Ş. yönünden maddi tazminat taleplerini 62.835,00 TL"ye yükseltmiştir.
Davalı ... vekili ve davalı ..., davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davanın kısmen kabulü ile 62.584,00 TL. işgöremezlik tazminatının davalı ... yönünden dava ve ... yönünden kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline; 5.250,00 TL. manevi tazminatın davalı ..."tan ve 1.750,00 TL. manevi tazminatın ise davalı ..."dan kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline, fazla isteğin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; davacının maddi tazminat alacağının, konusunda uzman bilirkişi tarafından düzenlenen raporla usulünce hesaplanmış ve bu raporun hükme esas alınmış olmasına göre; davacı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı taraf, dava konusu kaza sonucu yaralanmasından duyulan üzüntü nedeniyle, 50.000,00 TL. manevi tazminat isteminde bulunmuş; mahkemece, talebin kısmen kabulüne karar verilerek hükümde belirtilen miktarda manevi tazminata karar verilmiştir.
6098 sayılı TBK"nun 56. maddesi hükmüne göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
O halde mahkemece; meydana gelen trafik kazası sonucu, davacının cismani zarara uğraması nedeniyle duyduğu acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla; tarafların sosyal ve ekonomik durumları, % 36 oranında sürekli malul kalacak biçimde yaralanan davacının zararının ağırlığı, davacının kazada hiçbir kusurunun bulunmadığı hususları gözönünde tutularak, olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen, davacı için hak ve nasafet kuralları çerçevesinde daha yüksek manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, somut olay ile bağdaşmayan, düşük miktarda manevi tazminata hükmedilmesi isabetli değildir.
3-Davacı taraf, 1.000,00 TL. maddi tazminatın tüm davalılardan müteselsilen tahsili istemiyle dava açmış; kazadaki kusur oranları ile maddi tazminat alacağının hesabı için bilirkişi raporlarının alınmasından sonra verdiği 27.11.2015 tarihli ıslah dilekçesiyle, dava açılırken talep ettikleri 1.000,00 TL"nin 750,00 TL"lik kısmını davalılardan ... ile onun sigortacısı olan davalı şirketten ve 250,00 TL"lik kısmını davalı ..."dan talep ettiklerini belirterek, sadece ... ve sigorta şirketi yönünden taleplerini 62.835,00 TL"ye yükseltmiş; davalı ... yönünden talep artırımında bulunmamıştır.
Davacı yanın ıslah dilekçesi doğrultusunda maddi tazminattan davalı ... ve sigortacısı sorumlu tutulmuş olup davalı ... yönünden olumlu ya da olumsuz hüküm kurulmamış olması doğru değildir. Diğer yandan, adı geçen davalıdan talep edilen (ve ıslahla da artırılmayan) maddi tazminat miktarı 250,00 TL. olduğu halde (bu davalı için sorumluluk hükmü kurulmadığından talebin zımnen reddedildiği kabulü halinde) AAÜT"nin 13/1-2. maddeleri gereği, davalı lehine hükmedilecek vekalet ücretinin 250,00 TL"yi geçemeyeceğinin gözetilmeyişi de doğru olmamıştır.
SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE; (2) ve (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 06/02/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.