17. Hukuk Dairesi 2016/4916 E. , 2019/935 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki, tazminat davasının yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hüküm, davacı ve davalı ... ve ... Kimya ve Gıda San. Tic Ltd. Şti vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili dava dilekçesinde, davalı ... idaresindeki aracın, davacıların murisi ... idaresindeki motosiklete çarpması sonucu ..."ın vefat ettiğini belirterek 5.000,00"er TL maddi, ... için 60.000,00 TL Saniye için 50.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Davalılar davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece davanın kısmen kabulü ile ... için 15.072,72 TL maddi, 40.000,00 TL manevi; ... için 1.861,34 TL maddi 30.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş, hüküm davacı ve davalı ... ve ... Karadeniz Kimya ve Gıda San. Tic Ltd. Şti vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davacı ve davalılar vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Bir insanın ölümü hukukî anlamda bir zarar olmamakla beraber, bu yüzden yine de bazı zararlar meydana gelmiş olabilir. İşte BK"nın 45/II. maddesinin (6098 sayılı TBK m. 53) öngörmüş olduğu hal, ölüm sonucu vukua gelen bir kısım zararların tazminini hükme bağlamaktadır. Destekten yoksun kalma tazminatı Borçlar Kanununun 45/II. maddesinde düzenlenmiş olup "ölüm neticesi olarak diğer kimseler müteveffanın yardımından mahrum kaldıkları takdirde onların bu zararını da tazmin etmek lazım gelir" şeklinde hükme bağlanmıştır.
Yasa metninden de anlaşılacağı gibi destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir. Yani haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kimse BK"nun 45/II. maddesine dayanarak uğradığı zararın ödetilmesini isteyebilir. Desteklenen (yardım gören) kimsenin BK. 45 gereğince tazminat isteme hakkının doğabilmesi için, destek sayılan kimsenin ya fiilen ilgiliye bir yardımda bulunması, bakması veya ileride böyle bir yardım veya bakma ihtimalinin ciddi olarak muhtemel olması lâzım ve yeterlidir. Bir kimseye kanun hükmü veya akdî bir mükellefiyet icabı ileride bakması çok muhtemel olanlar da destek sayılırlar. Doktrin bu tür desteklere “farazi destek” adını vermektedir. Bundan maksat, ölenin ölmemiş olması halinde davacıya bakma hususunda kanunî bir yükümlülük altında bulunmasıdır.
Destekten yoksun kalma tazminatının önemli şartlarından biri bakma unsurudur. Bir başkasına bakma, destek sayılmanın en önemli şartıdır. Bakma fiilen mevcut olabileceği gibi, ileride gerçekleşmesi kuvvetle muhtemel de bulunabilir. Bu anlamda tazminat talebi, ölenin bakım gücüne sahip olması şartına bağlıdır. Bu nedenle, ölümün gerçekleştiği anda veya ileride bakım gücü olmayan kişi, destek sayılamaz. Bu durumun ispatı da davacıya düşer. Ancak destek olunan kişiye ne şekilde yardımda bulunulduğu önemli değildir. Destek görene yapılan yardım, beslenme, giyinme veya barınmaya yönelik olabileceği gibi, eğitim, sağlık, kültür gibi alanlarda da olabilir. Bu anlamda yardımın para verilerek yapılması da şart değildir. Ayni yardımlar gibi hizmet edimleri de destek niteliği taşıyabilir (Gökyayla Kadir Emre, Destekten Yoksun Kalma Tazminatı, Ankara 2004, s. 102-107; Eren Fikret, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, B. 16, Ankara 2014, s. 759).
Yapılan açıklamalar dikkate alınarak somut olay değerlendirildiğinde, davalı ... vekili ile davalı ... Karadeniz Kimya ve Gıda Sanayi Ltd. Şti. vekili savunmasında ve temyiz itirazında davacıların desteği olduğu iddia edilen müteveffanın özürlü olduğunu ve davacılara desteğinin sözkonusu olamayacağını ileri sürmüştür. Bu iddiaya ilişkin olarak dosya kapsamında farklı tarihlerde alınmış, ... Atatürk Devlet Hastanesi, ... Devlet Hastanesi ve ... Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi sağlık kurulu raporlarına göre müteveffanın “kronik şizofreni” nedeni ile % 80 oranında çalışma gücü kaybı bulunduğu anlaşılmaktadır. Buna karşın davalı ... vekili ile davalı ... Karadeniz Kimya ve Gıda Sanayi Ltd. Şti. vekilinin bu yöndeki savunma ve itirazlarına yönelik her hangi bir değerlendirme yapılmadığı karar içeriğinden anlaşılmaktadır.
Bu bakımdan destek olduğu iddia edilen müteveffanın sözü edilen rapor içeriğine göre bakıma muhtaç olup olmadığı, bakıma muhtaç değil ise bakım gücüne sahip olup olmadığı ve yukarıda açıklandığı gibi müteveffanın davacılara hizmet edimleri de dahil olmak üzere destek olup olamayacağının ... Kurumu"ndan bu yönde rapor aldırılmak süretiyle araştıralarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırma ile yazılı olduğu şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
3-Somut olayda; hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacının muhtemel bakiye yaşam süresinin 1980 CSO Yaşam Tablosu esas alınarak yapıldığı, mahkemenin 1980 CSO Yaşam Tablosu"na göre yapılan hesaplamaya göre karar verdiği görülmektedir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 1989/4-586 esas,1990/199 sayılı kararı ve Dairemizin yerleşik içtihatları gereği, Population Masculine Et– Feminine (PMF 1931) Tablosu esas alınarak davacının muhtemel yaşam süresinin belirlenmesi gerekirken, anılan biçimdeki tespite göre hesap yapan bilirkişi raporundaki 1980 CSO Yaşam Tablosu esas alınarak yapılan seçenek, hükme esas almaya elverişli bir seçenek değildir.Bu durumda mahkemece; CSO 1980 yaşam tablosu esas alınarak yapılan hesaplamaya göre hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
4-Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile
birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, B.K.’nun 47. maddesindeki özel haller dikkate alınarak, hak ve nasafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, M.K"nun 4.maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nasafete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Yukarıda belirtilen hususlar, sosyal ve ekonomik durum araştırması dikkate alındığında, takdir olunan manevi tazminatların fazla olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı ve davalı ... ve ... Karadeniz Kimya ve Gıda San. Tic Ltd. Şti vekillerinin sair temyiz itirazlarının reddi, (2) ve nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... ve ... Karadeniz Kimya ve Gıda San. Tic Ltd. Şti vekillerinin, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı ve davalı ... ve ... Karadeniz Kimya ve Gıda San. Tic Ltd. Şti vekillerinin, (4) ve nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... ve ... Karadeniz Kimya ve Gıda San. Tic Ltd. Şti vekillerinin, temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ve davalılar ... ve ... Karadeniz Kimya ve Gıda San. Tic. Ltd. Şti."ye geri verilmesine 05/02/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.