17. Hukuk Dairesi 2016/4732 E. , 2019/389 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yargılaması sonunda, kararda yazılı nedenlerle davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı sigorta şirketi vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, 07.04.2012 tarihinde davalıların sürücü ve zorunlu mali sorumluluk sigortacısı bulundukları araç ile davacı idaresindeki motosikletin çarpışması sonucu davacının yaralandığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile, 5.000,00 TL maddi ve 30.000,00 TL manevi tazminatın (sigorta şirketi maddi tazminattan ve dava tarihinden itibaren yasal faizi ile sorumlu olarak) kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile davalılardan tahsilini talep etmiş, talebini ıslah etmiştir.
Davalılar vekilleri, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davanın kabulü ile, 16.140,56 TL geçici işgöremezlik ve 204.983,02 TL sürekli iş göremezlik tazminatının davalı ... yönünden kaza tarihi olan 07/04/2012 tarihinden itibaren, sigorta şirketi yönünden dava tarihi olan 09/01/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan (sigorta şirketi poliçe limiti ile sınırlı olarak) müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, kaza nedeni ile yapılan gider olan 500,00 TL maddi tazminatın dava tarihi olan 09/01/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal
faizi ile birlikte davalılardan (davalı sigorta şirketinin poliçe limiti ile sınırlı olarak) müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, manevi tazminata ilişkin talebinin feragat nedeni ile son bulduğunun tespitine karar verilmiş, hüküm davalı sigorta şirketi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı sigorta şirketi vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
Dava, cismani zarara dayalı maddi tazminat istemine ilişkindir.
2- Haksız fiil sonucu çalışma gücünde kayıp olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının tespiti açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşlarının çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikâyetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden kaza tarihi 11.10.2008 tarihinden önce ise Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 tarihi ile 01.09.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013 tarihinden sonra da Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
Mahkemece hükme esas alınan maluliyet raporunun kaza tarihinde yürürlükte olmayan Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü"ne göre ve tek Adli Tıp Uzmanı doktor tarafından düzenlendiği anlaşılmaktadır. Bu halde, az yukarıda yazılı bilgiler dikkate alınarak Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşlardan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre maluliyet raporu alınarak karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
3- Davacı vekili müvekkilinin meydana gelen kaza sebebi ile ayağından sakatlandığı ve uzun süre yatağa bağımlı kaldığını belirtmiş, yaptığı işle ilgili herhangi bir beyanda bulunmamıştır. Samandağ İlçe Emniyet Müdürlüğü tarafından yapılan araştırma sonucu düzenlenen 11.02.2013 tarihli tutanakta; “...davacının kaza tarihinden evvel yurt
dışında çalıştığı, ortalama 1.500,00-2.000,00 TL aylık gelirinin olduğu, kazadan sonra bir internet kafede arkadaşına yardım ettiği ve 400,00 TL aylık gelir aldığı...” belirtilmiş, hükme esas alınan hesap bilirkişi raporunda, davacının kaza tarihinde 1.750.00 TL geliri olduğu kabul edilerek hesaplama yapılmıştır.
Davacının gelirinin belirlenmesi tazminatın doğru tespitinde önemli bir yer tutmaktadır. Davacının kaza tarihindeki gelir durumuna ilişkin olarak dosyaya somut herhangi bir bilgi ve belge sunulmadığı ve mahkemece bu yönde yeterli bir araştırma ve inceleme yapılmadığı, öncelikle davacı yanın bu yöndeki delillerini ibrazının sağlanması, ilgili sosyal güvenlik, vergi vs. kayıt ve belgelerinin getirtilmesi, davacının kaza tarihi itibariyle sürekli ve net kazanç durumunun tereddüte yer vermeyecek şekilde belirlenmesi, kaza öncesi asgari ücret üzerindeki sürekli ve düzenli gelir olgusunun kanıtlanamaması halinde asgari ücrete göre hesap yapılması için bilirkişiden ek rapor alınıp varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, gelir durumu yönünden zabıta araştırması sonucu kaza tarihinden önce yurt dışında çalıştığı ve 1.500,00-2.000,00 TL gelirinin olduğu şeklindeki belirleme sonucu, kaza tarihinde asgari ücretin 2.753 katı oranındaki geliri esas alınarak hesaplama yapan bilirkişi raporuna göre hüküm kurulması isabetli değildir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı sigorta şirketi vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı sigorta şirketi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı sigorta şirketi yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ... Sigorta A.Ş."ye geri verilmesine 21/01/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.