17. Hukuk Dairesi 2016/4601 E. , 2019/265 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında görülen tazminat davasının yapılan yargılaması sonucunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalılar ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, 26/06/2007 tarihinde davalıların sürücüsü, maliki ve zorunlu trafik sigortacısı olduğu aracın müvekkilin kullandığı plakasız motosiklete aniden çarpması neticesinde müvekkilinin yaralandığını beyanla, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 11.000,00 TL maddi ve manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren yasal ticari faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiş; davalı ... Sigorta A.Ş. yönünden davadan feragat ettiğini beyan etmiş, ıslah talebini 70.508,78 TL ye yükseltmiştir.
Davalılar vekili davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre davanın kısmen kabulü ile; davalı ... Sigorta A.Ş. yönünden açılan maddi tazminat davasının feragat nedeni ile reddine; 22.394,15 TL sürekli ve geçici iş göremezlik zararının, 5.000,00 TL manevi tazminatın 26/06/2007 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ... ve ...’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; karar davalılar ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalılar ... ve ... vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü veya Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
Somut olayda dava tarihinden önce 18.09.2008 tarihinde Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı tarafından tanzim edilen sağlık kurulu raporunda, davacının %7 oranında tüm vücut fonksiyon kaybının olduğu bildirilmiş, yargılama aşamasında Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesinin 22.06.2011 tarihli raporda ise, davacının aynı yaralanmaya bağlı olarak Çalışma ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Tespit İşlemleri Yönetmeliği (SSK Sağlık İşlemleri Tüzüğü)’ne göre %20 oranında tüm vücut fonksiyon kaybı olduğu bildirilmiştir. 26.6.2007 kaza tarihi itibari ile haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü veya Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.(HGK 17.06.2015 tarih, 2013/17-2423 esas, 2015/1661 karar sayılı ilamı)
Mahkemece, davacının kaza nedeniyle meydana gelen işgücü kaybı hususunda Adli Tıp 3. İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen ve davacının %20 maluliyeti olduğunu belirten raporu hükme esas alınmış ise de bu rapor, Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı tarafından tanzim edilen sağlık kurulu raporunda %7 maluliyet oranına ilişkin 18.9.2008 tarihli raporuyla çelişki arz etmektedir.
Dosya içinde davacının maluliyetine ilişkin çelişkili iki rapor bulunmaktadır. Kaza, 26/6/2007 tarihinde gerçekleşmiş olup maluliyet oranının tespiti açısından kaza tarihi itibari ile yürürlükteki Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü"ne uygun şekilde ATK 3. İhtisas Kurulundan usulüne uygun, denetime ve hüküm kurmaya elverişli olacak şekilde, davacının maluliyeti bulunup bulunmadığı ve bulunuyor ise oranının belirlenmesi amacıyla rapor alınıp sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
3-Kabule göre; davacı tam teselsülde olduğu gibi, bütün zararının tazminini müteselsil borçlulardan her ikisinden isteyebileceği gibi, birisinden de isteyebilir. Borçlar Kanunu’nun 145. maddesi hükmüne göre, sorumlulardan birinin zararı ödemesi halinde, diğerleri bu oranda borçtan kurtulurlar. Ancak müteselsil borçluların borçtan tamamen veya kısmen kurtulabilmeleri, alacaklının bilfiil tatmin edilmiş olması halinde söz konusudur. Bunun aksinin kabul edilebilmesi için ya alacaklının teselsülden açıkça feragat etmiş olması yahut da böyle bir feragatin durumdan kesin olarak anlaşılması lazımdır. Yine, Borçlar Kanunu’nun 147. madde hükmüne göre, rücu hakkından yararlanan müteselsil borçlulardan her biri ödediği miktar oranında alacaklının haklarına halef olacağına ve alacaklının diğerleri zararına, müteselsil borçlulardan birinin durumunu iyileştirdiği takdirde bu fiilin neticelerini şahsen tahammül edeceğine dair hükmüne havidir.
Somut olayda davacı cismani zararı nedeniyle, kendisine çarpan aracın sürücüsü, maliki ve zorunlu trafik sigortacısından müştereken ve müteselsilen maddi tazminat talebinde bulunmuştur. Yargılama devam ederken davalı ... Sigorta A.Ş. tarafından toplam 68.240 TL maddi tazminatın davacı vekiline ödendiği; davacının 27.07.2012 tarihli ıslah dilekçesi ile diğer davalılar hakkında bu miktarı aşan maddi ve manevi zararlardan dolayı hakkı saklı tutularak talebini 70.508,78 TL"ye çıkardığı anlaşılmaktadır.
Mahkemece hükme esas alınan hesap bilirkişi raporunda davalı sigorta şirketince yapılan ödeme belirlenen tazminattan mahsup edilerek maddi tazminatla ilgili olarak davalı ... Sigorta A.Ş. yönünden feragat nedeniyle davanın reddine, davalılar ... ve ...’a karşı açılan davada 22.394,15 TL geçici ve sürekli iş göremezlik zararının bulunduğu bu zararını kusuru ile kazaya sebebiyet veren davalı araç sürücüsü ve malikinden isteyebileceği
kabul edilmiş 22.394,15 TL geçici ve sürekli iş göremezlik zararının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline ve davacıya verilmesine hükmedilmiştir.
Yukarıdaki açıklamalar ışığında mahkemece davacı tarafça ibraname sunularak 60.000,00 TL poliçe limiti olan davalı ... Sigorta A.Ş. yönünden davanın reddinin talep edilmesinin diğer temyiz eden davalı ... ve ...’a sirayet edip etmeyeceği ve bu davalıların durumunu ağırlaştırıp ağırlaştıramayacağı üzerinde durulmaksızın, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
4-Bozma neden ve şekline göre davalılar ... ve ... vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar ... ve ... vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA; (4) nolu bentte açıklanan nedenlerle bozma neden ve şekline göre davalılar ... ve ... vekilinin sair temyizlerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılar ... ve ..."a geri verilmesine 16/01/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.