17. Hukuk Dairesi 2016/69 E. , 2019/215 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiş, davalı vekilince de duruşma talep edilmiş olmakla duruşma için tayin edilen 15.01.2019 Salı günü davalı vekili Av. ... geldi.Davacı tarafından gelen olmadı.Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davalı vekili dinlendikten sonra vaktin darlığından dolayı işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmış olup dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, 17.09.2010 tarihinde davalı ... şirketine zorunlu trafik sigorta poliçesi ile sigortalı araçta yolcu olarak bulunan davacının meydana gelen tek taraflı kazada ağır şekilde yaralandığını ve davalıya başvuru yapılmasına rağmen ödeme yapılmadığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 9.000,00 TL"nin 08/11/2010 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili; 29.06.2015 tarihli dilekçe ile dava değerini 150.000,00 TL olarak ıslah etmiştir.
Davalı vekili; kazaya karışan aracın davalı ... şirketine mecburi mali mesuliyet sigortası ile sigortalı olup davalının limitle ve sigortalı aracı kullanan sürücünün kusuru bulunması halinde sorumluluğu olduğunu ve davacının müracatında eksik evraklar olduğu için dava tarihinden önce temerrüde düşmediklerini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davanın kabulü ile 150.000,00 TL alacağın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, alacağın 9.000,00 TL"lik kısmına temerrüt tarihi olan 08/11/2010 tarihinden
itibaren yasal faiz yürütülmesine, davacının avans faizine ilişkin talebinin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı vekilinin tüm ve davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece hükmedilen maddi tazminata, dava edilen "9.000,00 TL"lik kısım için temerrüt tarihinden faiz işletilmesine karar verilmiş, kalan kısıma ilişkin faiz başlangıç tarihi konusunda olumlu veye olumsuz hüküm verilmemiştir.
Somut olayda, davacı vekili dava dilekçesine konu ettiği alacak miktarı için davalının mütemerrit olduğu tarihten itibaren işleyecek avans faiziyle tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 29/06/2015 tarihli ıslah dilekçesiyle talebini toplam 150.000,00 TL’ye ıslah ettiğini beyan etmiştir.
6100 sayılı HMK’nin belirsiz alacak davasını düzenleyen 107. maddesinde "(1) Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir. (2) Karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda davacı, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın davanın başında belirtmiş olduğu talebini artırabilir.” hükmüne yer verilmiştir. Bu hükme göre belirsiz alacak davasının alacak miktarının veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenemediği ya da imkansız olduğu hallerde belirsiz alacak davası açılabilecektir.
Söz konusu davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasına göre davacının alacağının tamamına temerrüt tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerekmekteyken, ıslah edilen kısma yönelik faiz talebi hususunda olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiş olması doğru değil, bozma nedeni ise de; bu yanılgının giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden, davacının temyiz dilekçesindeki faiz talebi ile bağlı kalınarak 6100 sayılı HMK"nın geçici 3/II. maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK’nın 438/7. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm ve davacı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, hüküm fıkrasının 1. bendindeki "Açılan davanın kabulü ile 150.000,00 TL alacağın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, alacağın 9.000,00 TL"lik kısmına temerrüt tarihi olan 08/11/2010 tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine" ibaresinden hemen sonra gelmek üzere "kalan kısmına da ıslah tarihi olan 29.06.2015 tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine" ibaresinin eklenmesine ve hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, duruşmada vekille temsil olunmayan davacı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, aşağıda dökümü yazılı 7.684,87 TL kalan onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 16/01/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.