17. Hukuk Dairesi 2016/3946 E. , 2019/8 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki, trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, davanın kabulüne ilişkin verilen hüküm, davalı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, sürücüsü ve plakası tespit edilemeyen aracın, davacının idaresindeki motorsiklete çarpmasıyla oluşan kazada davacının ağır biçimde yaralanıp işgöremez hale geldiğini, kazada meçhul araç sürücüsünün tam kusurlu olduğunu ve davalının zarardan sorumlu olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL işgöremezlik tazminatının dava tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; 06.10.2015 tarihli ıslah dilekçesiyle, taleplerini 86.166,20 TL"ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, davaya konu olayın meçhul araç çarpmasıyla gerçekleşen trafik kazası olup olmadığının araştırılması gerektiğini, meçhul araç sürücüsünün kusuru oranında ve kaza tarihindeki limitle sınırlı biçimde zarardan sorumlu olduklarını, davacı kask takmama nedeniyle müterafik kusurlu olduğundan tazminattan indirim yapılması gerektiğini, kusur ve zarar ile maluliyet konularında yetkili kurullardan rapor alınması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davanın kabulü ile 86.166,20 TL. işgöremezlik tazminatının dava tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; davaya konu olaya ilişkin olarak yürütülen ceza soruşturması kapsamında düzenlenen olay yeri terk tutanağı ve davacının olay tarihine ait hastane giriş kayıtları; ... C. Başsavcılığı"nın 2014/4468 Soruşturma sayılı dosyası ile, plakası ve sürücüsü tespit edilemeyen aracın, davacının idaresindeki motorsiklete çarptığının tespit edildiği gözetildiğinde, davacının yaralanmasının davalının sorumluluğunu gerektiren trafik kazası şeklinde gerçekleştiğinin anılan delillerle saptanmış olmasına göre; davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle geçici işgöremezlik ve sürekli işgücü kaybı tazminatı istemine ilişkindir.
Davacının kaza sonucu çalışma gücünde oluşan azalma nedeniyle uğradığı zarar, geleceğe ilişkin olduğundan, davacının muhtemel yaşam süresinin usul ve uygulamaya uygun olarak belirlenmesi önem kazanmaktadır. Mahkemece hükme esas alınan 05.10.2015 tarihli bilirkişi raporunda, davacının muhtemel bakiye yaşam süresinin TRH 2010 Yaşam Tablosu"na göre tespiti suretiyle hesaplama yapıldığı görülmektedir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 1989/4-586 Esas, 1990/199 sayılı Kararı ve Dairemiz"in yerleşik içtihatları gereği, Population Masculine Et– Feminine (PMF 1931) Tablosu esas alınarak davacının muhtemel yaşam süresinin belirlenmesi gerekirken, anılan biçimdeki tespite göre hesap yapan bilirkişi raporu, hükme esas almaya elverişli bir rapor değildir.
Yine, anılan bilirkişi raporunda, davacının işlemiş döneme ilişkin tazminatının hesaplanmasında herhangi bir iskontoya tabi tutulmayan geliri üzerinden doğru biçimde hesaplama yapılmış olmasına rağmen; işleyecek (bilinmeyen) dönem tazminatının hesabında, hesaba esas gelirin belirlenmesi bakımından gelirin her yıl %10 oranında artırılması ve %10 oranında iskonto edilmesi suretiyle hesaplama yapılması gerekirken, yerleşik uygulamalara aykırı şekilde, artırım ve iskonto oranının % 5 olarak kabulü de hatalı hesaplama niteliği taşımaktadır.
3-Davaya konu kazada yaralanan ve işgücü kaybına uğrayan davacının, kaza tarihi itibariyle 19 yaşında ve ilkokul mezunu olduğu anlaşılmakta olup, davacının yaşına ve eğitim durumuna göre askerlik çağında olduğu görülmektedir.
Mahkemenin hükme esas aldığı aktüerya raporunda, davacının askerlikte geçecek süresini de kapsar biçimde bakiye ömür süresinin tamamı için tazminat hesaplaması yapılmış; davacının kazadaki yaralanmasından kaynaklanan % 14,3 oranındaki maluliyetinin askerliğe engel teşkil edip etmeyeceği konusunda da herhangi bir araştırma yapılmamıştır. Bu yönden gerekli araştırmanın yapılmayışı, eksik inceleme niteliği taşımaktadır.
Açıklanan vakıalar karşısında mahkemece; davacının kazadan kaynaklanan % 14,3 oranındaki maluliyetinin derecesi ve niteliğine göre, maluliyetinin askerliğe engel teşkil edip etmeyeceğinin (maluliyet raporu eklenerek yazılacak yazı ile) ilgili askerlik şubesinden sorulması; anılan maluliyetin askerliğe engel teşkil etmediğinin saptanması halinde, askerlikte geçireceği sürede gelir elde edemeyecek olan davacı için askerlik süresi dahil edilmeden hesaplama yapılması; yine, davacının muhtemel bakiye yaşam süresinin PMF 1931 Yaşam Tablosu"na göre belirlenmesi ve işleyecek (bilinmeyen) devre hesabının yukarıda ifade edilen biçimde yapılmasıyla davacının talep edebileceği tazminat miktarının hesaplanması için, rapor düzenleyen bilirkişiden ek rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE; (2) ve (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 14/01/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.