Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/3370
Karar No: 2020/9036
Karar Tarihi: 24.12.2020

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2018/3370 Esas 2020/9036 Karar Sayılı İlamı

(Kapatılan)17. Hukuk Dairesi         2018/3370 E.  ,  2020/9036 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 35.


    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün temyizen tetkiki davacı vekili ile davalılar ..., ..., ... ve ... vekili tarafından talep edilmiş, davacı vekilince de duruşma istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 13.10.2020 Salı günü davacı vekili Av. ... ile davalılar ..., ..., ... ve ... vekili Av. ... geldi. Diğer davalı tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar vekilleri dinlendikten sonra vaktin darlığından dolayı işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmış olup dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    -K A R A R-
    Davacı vekili, müvekkiline sigortalı iş yerinde yangın nedeniyle hasar meydana geldiğini, yangının; davalıların maliki oldukları binanın elektrik sistemindeki kusurdan kaynaklandığını, davalıların maliki oldukları taşınmazda sigortalının kiracı olarak faaliyet gösterdiğini, davalı bina maliklerinin zarardan sorumlu olduklarını açıklayıp sigortalıya ödenen 520.000,00 TL’nin ödeme tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalılar, yangının çıkmasında kusurlarının bulunmadığını, zarardan sorumlu olmadıklarını, zarardan sorumlu oldukları kabul edilse dahi herkesin payı oranında sorumlu olduğunu savunarak davanın reddini istemişlerdir.
    Mahkemece, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulü ile 312.000,00 TL’nin 21/02/2014 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılardan dava konusu taşınmazdaki 24/01/2014 tarihindeki arsa payları oranında tahsiline karar verilmiş, hüküm, davacı vekili ile davalılar ..., ..., ... ve ... vekilince temyiz edilmiştir.
    1-Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine açılan davada mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın görevsizlik nedeniyle reddine dair verilen 03.03.2016 günlü karara karşı Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce temyiz yoluna başvurulmuş ve Dairenin 28.12.2016 gün, 2016/16580-12022 Karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmiş olduğundan, 6100 Sayılı HMK"nın geçici 3. maddesinin 2. fıkrası gereğince istinaf başvurusuna konu kararı inceleme görevi Bölge Adliye mahkemesine ait olmadığı 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklik öncesi 1086 sayılı HMK"da düzenlenen temyize ilişkin hükümler uygulanacağından davacı vekili ile davalılar vekilinin istinaf başvuru dilekçelerinin temyiz dilekçesi olarak kabulü ile ... Bölge Adliye Mahkemesi 35.Hukuk Dairesinin 14/03/2018 tarih, 2018/473 -473 sayılı kararının ve 25.04.2018 tarihli temyiz başvurusu değerlendirilmesine ilişkin ek kararın kaldırılarak davacı vekilinin ve davalılar ..., ..., ... ve ... vekilinin ... 9. Sulh Hukuk Mahkemesinin kararına yönelik temyiz isteminin incelenmesi gerekmiştir.
    2-Davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
    Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, kusur oranlarına ilişkin tespitin hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    3-Davalılar ..., ..., ... ve ... vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
    Davacı vekili, kat mülkiyetine tabi, davalıların maliki olduğu ana gayrimenkulde sigortalı olarak bulunan iş yerinin çıkan yangın nedeni ile zarar gördüğünü, yangının, davalıların maliki olduğu binanın elektrik sisteminin
    kusurundan kaynaklandığını açıklayıp sigortalıya ödenen tazminatın davalılardan tahsilini talep etmiş, mahkemece 312.000,00 TL’nin 21/02/2014 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılardan dava konusu taşınmazdaki 24/01/2014 tarihindeki arsa payları oranında tahsiline karar verilmiştir.
    Hüküm bu hali ile infazı kabil değildir.
    1086 sayılı HUMK.’nun 381.- 389. maddelerinde (6100 sayılı HMK m. 294-297), hükmün tefhimi, nasıl tesis edileceği ve sonrasında kararın nasıl yazılacağı etraflıca düzenlenmiştir.
    HMK 297/II. maddesinde; hüküm sonucu kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında birer birer, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin zorunlu olduğu açıklanmıştır. Başka bir anlatımla, tesis edilen hüküm, infazı kabil ve uygulanabilir olmalıdır.
    Bu hükümler yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereği ve kamu düzeni ile ilgili olup, yasanın aradığı anlamda oluşturulacak kısa ve gerekçeli kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar, kararın gerekçesinin de, sonucu ile tam bir uyum içinde, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıkta olması zorunludur.
    Yargıtay"ın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için de ortada usulüne uygun şekilde oluşturulmuş bir hükmün bulunması gerektiği açıktır.
    Somut olayda; sigortalının bulunduğu ve davalıların malik olduğu taşınmazın kat mülkiyetine tabi olduğu, yangının ortak alandaki elektrik tesisatında çıktığı, yangın sebebi ile sigortalı iş yerinin hasara uğradığı dosya kapsamından anlaşılmaktadır.
    Kat Mülkiyeti kanununa göre, kat malikleri, anagayrimenkulün ortak yerlerine arsa payları oranında malik olurlar. Bu nedenle ortak yerden kaynaklanan zarara da arsa payları oranında katlanmakla yükümlüdürler. Diğer bir deyişle, davaya konu olay yönünden davalı kat malikleri arasında mecburi dava arkadaşlığı bulunmayıp davalılar orta alandan kaynaklanan zarardan arsa payları oranında sorumludurlar.
    Buna göre, mahkemece yapılacak iş; tapu fen memuru veya mühendisi sıfat ve yeteneğini taşıyan bilirkişiden yangın tarihi itibari ile arsa paylarının belirlenerek, davalılar
    arasında mecburi dava arkadaşlığı bulunmadığından her bir kat malikinin arsa payı oranında ayrı hüküm kurulmasından ibarettir.
    Yukarıda yazılı nedenlerle, mahkemece infazda tereddüt yaratacak nitelikte karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, ... Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesinin 14/03/2018 tarih, 2018/473 -473 sayıl kararının ve 25.04.2018 tarihli temyiz başvurusu değerlendirilmesine ilişkin ek kararın KALDIRILMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının REDDİNE, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar ..., ..., ... ve ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile ... 9. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2017/200-959 sayılı kararının BOZULMASINA, işlem yapılmak üzere dosyanın ... 9. Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, 2.540,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davalılar ..., ..., ... ve ..."ya verilmesine, aşağıda dökümü yazılı 18,50 TL kalan onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılar ..., ..., ... ve ..."ya geri verilmesine, 24/12/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi