Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/2478
Karar No: 2020/8902
Karar Tarihi: 22.12.2020

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2019/2478 Esas 2020/8902 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2019/2478 E.  ,  2020/8902 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde asıl ve birleşen davada davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    - K A R A R -
    Davacı vekili; müvekkili nezdinde ... Deri Mamulleri Ltd. Şti. adına sigorta edilen iş yerinin davalıların maliki bulunduğu binanın 7. ve 2. katında bulunan pis su gider borularının 13/06/2011 tarihinde tıkanması sebebiyle su taşması ve taşan suların sigortalı yere sirayet etmesi sonucu hasarlandığını, bu hadise sebebiyle müvekkili sigorta şirketi tarafından sigortalısına eksper raporu ile tespit olunan 33.474,00 TL hasar tazminatının 02/08/2011 tarihinde ödendiğini, su basması hadisesinin davalıların maliki bulunduğu bina kusuru sebebiyle meydana geldiğinden sigortalılarına ödemek zorunda kaldıkları bedel olan 33.474,00 TL"nin ödeme tarihi olan 02/08/2011 tarihinden itibaren hesaplanacak T.C. Merkez Bankası avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiş, birleşen dava ile binanın diğer maliklerine karşı dava açarak 33.474,00 TL"nin arsa payları oranında ayrı ayrı rücuen tahsilini talep etmiştir.
    Asıl davada davalılar vekili; müvekkilinin 1 nolu bağımsız bölüm olan asma katlı dükkanın maliki olup, binanın tamamının maliki olmadığını, zarara neden olan olayın müvekkillerinin maliki olduğu daireden kaynaklanmadığını, zarara neden olan olayın binanın yağmur suyu tahliye borularının tıkanması nedeniyle meydana geldiği belirtildiğinden, somut olayda müvekkillerinin tek başına zarardan sorumlu olduğunun kabul edilemeyeceğini ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
    Birleşen davada davalılar vekili; hasarın binada bulunan pis su gider borularının bakımsızlık nedeniyle tıkanması sonucu olmadığını, su baskını mücbir sebepten kaynaklandığını, boruların bakımının davalılarca yaptırıldığını, açıkta bulunan su borularının plana aykırı olarak alçıpanla kapatıldığını bu nedenle hasarın artmasına sebebiyet verildiğini ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama, iddia, savunma, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; asıl dava yönünden davanın kısmen kabulü ile 1.327,27 TL rücuen tazminat alacağının ödeme tarihi olan 02.08.2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ve tahsilde tekerrüre sebebiyet vermemek kaydı ile davalılar ..., ... ve ...’den müştereken ve müteselsilen tahsiline, birleşen ... 19. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/284 Esas, 2012/98 Karar sayılı dava dosyası yönünden davanın kısmen kabulü ile davalıların arsa payları oranında hesaplanan 331.818,00 TL rücuen tazminat alacağının ödeme tarihi olan 02.08.2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ..., ..., ... ve ...’tan ayrı ayrı alınarak davacıya verilmesine, davalıların arsa payları oranında hesaplanan 663,63 TL rücuen tazminat alacağının ödeme tarihi olan 02.08.2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ..., ..., ..., ..., ... ve ...’den ayrı ayrı alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, asıl ve birleşen davada davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dava, işyeri sigortasından kaynaklanan sigortalıya ödenen hasar bedelinin rücuen tahsili istemine ilişkindir.
    Anayasa’nın 141. maddesi gereğince bütün mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olması gereklidir. Gerekçenin önemi Anayasal olarak hükme bağlanmakla gösterilmiş olup gerekçe ve hüküm birbirine sıkı sıkıya bağlıdır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297/1-c maddesi, bir mahkeme hükmünün kapsamının ne şekilde olması gerektiğini açıklamıştır. Buna göre bir mahkeme hükmünde, tarafların iddia ve savunmalarının özetinin, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususların, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delillerin, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesinin, sabit görülen vakıalarla, bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin birer birer, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde hükümde gösterilmesi gereklidir. Bu kısım, hükmün gerekçe bölümüdür. Gerekçe, hakimin (mahkemenin) tespit etmiş olduğu maddi vakıalar ile hüküm fıkrası arasında bir köprü görevi yapar.
    Bu hükümler yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereği ve kamu düzeni ile ilgili olup yasanın aradığı anlamda oluşturulacak kısa ve gerekçeli kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar, kararın gerekçesinin de sonucu ile tam bir uyum içinde, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıkta olması zorunludur. Yargıtay"ın hukuka uygunluk denetimi yapabilmesi için de ortada usulüne uygun şekilde oluşturulmuş bir hüküm bulunması gerektiği açıktır.
    Somut olayda hükmün gerekçesinde; 7.300,00 TL olan hasar tazminatının bilirkişi raporundaki gibi davalılara arsa payları oranında paylaştırılması yapıldığında; 1.460,00 TL"nin Nurullah Kunter mirasçıları olan davalılar ..., ... ve ...’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, 365,00"şer TL"nin davalılar ..., ..., ... ve ..."ten ayrı ayrı alınarak davacıya verilmesine, 730,00"şer TL"nin davalılar ..., ..., ..., ..., ... ve ...’den ayrı ayrı alınarak davacıya verilmesine şeklinde karar vermek gerektiği belirtilmiş, hüküm kısmında ise 1.327,27 TL’nin davalılar ..., ... ve ...’den müştereken ve müteselsilen tahsiline, 331,818 TL’nin davalılar ..., ..., ... ve ...’tan ayrı ayrı alınarak davacıya verilmesine, 663,63 TL’nin davalılar ..., ..., ..., ..., ... ve ...’den ayrı ayrı alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
    Bu şekilde gerekçe ile hüküm arasında uyumsuzluk oluştuğu ve bu hususun hükmü çelişkili hale getirdiği, hükmün bu haliyle infazda tereddüt yaratacak nitelikte olduğu açıktır. Bu durumda mahkemece, taraflara yükletilen ödevlerin ve bahsedilen hakların hiçbir kuşku ve tereddüt gerektirmeyecek şekilde çok açık ve icra (infaz) edilebilir nitelikte ve gerekçe ile hüküm arasındaki çelişki oluşmayacak şekilde hüküm kurulmak üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    2-Kabule göre; davacı taraf, davalıların maliki olduğu binanın zemin katında bulunan sigortalı işyerinin binanın pis su gider borularının tıkanması nedeniyle sigortalı iş yerinde hasar meydana geldiğini belirtmiş sigortalıya ödenen bedelin davalılardan tahsilini talep etmiştir.
    Davacı ... şirketince ... Sigorta Ekspertiz Hizm. Ltd. Şti."den alınan 21.07.2011 tarihli ekspertiz raporunda; hasar mahalindeki binanın yağmur suyu tahliye borusunun sigortalı mahallin asma kat duvarı içinden geçen bölümden tıkandığı, yağmur sularının asma kat dahiline yayılıp merdivenlerden ve tavandan giriş kata aktığı giriş kattan merdivenden bodrum kat dahiline yayıldığı, iş yerine yayılan suların tahliyesine çalışıldığı, giriş kat tavan alçıpanın ıslak olduğu muhtelif ayakkabı emtialarının da ıslandığının görüldüğü tespit edilmiştir. Hasarlı malların çokluğu nedeniyle sayımın mahalinde yapılamayacağının belirlendiği ve işyeri tarafından hasarlı mallar ayrılarak işyeri merkezine getirildiği, hasarlı ürürünlerin adetinin 3,00 TL karşığında pazarlıkla sigortalıya terk edildiğini belirterek sigortalı tarafından faturaları da sunulan 1070 adet ürünün 40.260,16 TL bedeli olduğu, bu rakamdan %10 outlet tenzili ve sovtaj tenzili yapılmak suretiyle dekorasyon hasarı eklenerek 33.474,14 TL hasar bedeli tespit edilmiştir.
    Mahkemece hükme esas alınan 14.01.2015 tarihli bilirkişi raporunda; eksper raporunda belirtilen davaya konu hasarlı mallar bulunmadığından incelenemediği, davaya konu olayın vukuu bulduğu bölümün incelendiği, hasarın oluştuğu mahalde gerekli incelemeler yapıldığı, hasara neden olan ana

    ../...


    - 5 -
    2019/2478
    2020/8902

    taşınmazın pis-su tesisatının tamirlerinin yapılarak yenilenmiş olduğu, mahallin iki ayrı noktadan su hasarına maruz kaldığının anlaşıldığını, birincisi konu edilen tamir edilmiş pis - su tesisatından; İkincisi, bodrum katta bulunan tuvaletten taşan sular sebebiyle oluştuğu anlaşıldığını, yapılan piyasa araştırmasında ve olayın vukuu bulduğu alanda yapılan tamiratın kadri marufunda olduğu kanı ve sonucuna varıldığını, olayın oluş şekli, yeri büyüklüğü ile sigortalı şirket çalışanları tarafından hasarlı mal olarak ayrılan ve sigorta şirketi merkezine götürüldükten sonra eksperin sigorta şirket merkezine giderek sigorta şirketine getirilen mallar üzerinde hasar tespiti yapılmış olması ve bu tespit sırasında dahi hasarlı mal olarak ayrılan emtia içerisinde hasarsız mal oluşu gibi durumlar göz önüne alındığında su akıntısının olduğu bölümde 1070 adet malın hasar görmesinin mümkün olmadığı, keşif sırasında da hasarlı mallara ilişkin herhangi bir görsellik bulunmadığından su akıntısının bulunduğu bölüm göz önüne alındığında 250 - 300 civarında bir malın hasar görmüş olabileceği kanaatiyle, dava dosyasına sunulmuş olan faturalar, eksper raporunda belirtilen fiyatlar ve hasarlı mallara ilişkin bedeller göz önüne alındığında hasar görmüş olabilecek malların ortalama 40,00 TL civarında olduğu belirtilerek reel hasar tazminatı 7.300,00 TL olarak hesaplanmıştır.
    Hükme esas alınan 14.01.2015 tarihli bilirkişi raporunda; yapılan keşif neticesinde işyerinin iki ayrı noktadan su hasarına maruz kaldığının anlaşıldığını, birincisinin tamir edilmiş pis - su tesisatından; ikincisinin bodrum katta bulunan tuvaletten taşan sular sebebiyle oluştuğu belirtilmiş, yukarıdan geçen su borusunun olduğu bölümde bulunan ayakkabılar için değerlendirme yapılarak 1070 adet ayakkabının bu bölümde fiziki olarak bulunamayacağı belirtilmiştir. 21.07.2011 tarihli ekspertiz raporunda ise binanın yağmur suyu tahliye borusunun sigortalı mahallin asma kat duvarı içinden geçen bölümden tıkandığı, yağmur sularının asma kat dahiline yayılıp merdivenlerden ve tavandan giriş kata aktığı giriş kattan merdivenden bodrum kat dahiline yayıldığı, iş yerine yayılan suların tahliyesine çalışıldığı, giriş kat tavan alçıpanın ıslak olduğu muhtelif ayakkabı emtialarının da ıslandığının görüldüğü belirtilmiştir. İş yeri merkezinde yapılan tespitle 1070 adet ayakkabının hasara uğradığı belirtilmiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporu ile ekspertiz raporu arasında açık çelişki bulunmaktadır. Sigortalı iş yerinde gerçekleşen su baskınının işyerinde nerelere sirayet edebileceği, işyerinin ne kadar kısmının su aldığı, su seviyesinin ne kadar yükselebileceği bu suretle ayakkabılara ne kadarına tesir edebileceği belirlenmeden, işyerinin yukarısından geçen su borusunun olduğu bölümde bulunan ayakkabılar için değerlendirme yapılarak 1070 adet ayakkabının bu bölümde fiziki olarak bulunamayacağı belirtilmek suretiyle eksik inceleme ile denetime elverişli düzenlenmeyen bilirkişi raporunun hükme esas alınması hatalı olmuştur.
    Bu durumda mahkemece inşaat mühendisi ve sigorta eksperinden oluşacak bilirkişi heyetinden yerinde yapılacak keşifle hasar dosyası kapsamında alınan ekspertiz raporu da irdelenmek suretiyle sigortalı iş yerinde gerçekleşen su baskınının işyerinde nerelere sirayet edebileceği, işyerinin ne kadar kısmının su aldığı, su seviyesinin ne kadar yükselebileceği bu suretle ayakkabılara ne kadarına tesir edebileceği belirlenmek suretiyle hasarın ve hasar bedelinin net bir şekilde tespiti için ayrıntılı ve denetime elverişli rapor alınarak hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi isabetli olmamıştır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; asıl ve birleşen davada davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden asıl ve birleşen davada davacıya geri verilmesine 22/12/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi