17. Hukuk Dairesi 2020/326 E. , 2020/8354 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ... vekili ve süresinden sonra davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili davalı ..."un müvekkiline olan borcu nedeniyle hakkında yaptıkları icra takibi sırasında borcuna yetecek haczi kabil malının bulunmadığını ancak alacaklılardan mal kaçırmak amacı ile kendisine ait taşınmazları diğer davalılara sattığını öne sürerek yapılan tasarrufların iptalini talep etmiştir.
Davalılar davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, Dairemizin 08/06/2015 tarih ve 2015/7569 Esas, 2015/8300 Karar sayılı bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, davalılar ..., ..., ..., ... ve ... hakkındaki davanın atiye terk edilmiş olması nedeni ile bu davalılar hakkında ayrıca karar verilmesine yer olmadığına, davanın ivazlar arasında fahiş fark bulunması nedeni ile borçlu davalı ... ile davalılar ..., ... ve ... yönünden 2004 sayılı İİK"nun 278/III-2. maddesi uyarınca kabulü ile dava konusu...Küçükköy Mah. 3713 ada 22 parsel numaralı taşınmaza ilişkin tasarrufun İptali ile davacı tarafa taşınmaz üzerinde cebri icra yetkisi verilmesine, dava konusu ... Bahçelievler İlçesi Yenibosna Mah. Köyaltı Mevkii Kahraman Sokakta bulunan 122 ada 2 parsel numaralı taşınmaz üzerindeki yapının B Blok 4. Kat 10. nolu bağımsız bölümünün ... tarafından ..."ya satıldığı, 15/05/2009 tarihi itibari ile değeri olan 320.000,00 TL"yi geçmemek ve alacak ve ferileri ile sınırlı olmak üzere nakden tazminata mahkum edilmesine, ... Bahçelievler Yenibosna Kuleli Mevki, 1679 parsel numaralı arsanın 1/32 payının 29/04/2009 tarihi itibari ile 13.378,90 TL"yi geçmemek ve alacak ve ferileri ile sınırlı olmak üzere nakden tazminata mahkum edilmesine, dördüncü kişi konumundaki davalılar ... ve ... yönünden kötü niyetli oldukları kanıtlanamadığından davanın reddine, karar verilmiş; hüküm, süresi içinde davalı ... vekili ve süresinden sonra davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içeriğine, bozmaya uygun karar verilmiş olmasına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davalı ... vekilinin 2 nolu bent dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava İİK"nun 277 maddesine dayalı olarak açılan tasarrufun iptaline ilişkindir.
Dava konusu tasarrufların birden fazla olduğu, borçlu davalı ...’un kendisine ait taşınmazları farklı kişilere sattığı anlaşılmakla her bir tasarruf için satış tarihindeki gerçek değerler ile icra takibindeki alacak (şayet aciz belgesi var ise bu belgedeki) miktarı nazara alınarak ayrı ayrı harç, yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilip davalıların sorumlu olduğu miktarın ayrı ayrı belirlenmesi gerekirken davalıların tek vekalet ücreti, harç ve yargılama giderinden sorumlu tutulması doğru görülmemiştir.
3-Yargılamanın sağlıklı ve adil bir şekilde yapılması öncelikle tarafların davadan haberdar edilmesi ile mümkündür. Kişinin, hangi yargı merciinde duruşmasının bulunduğunu, hakkındaki iddia ve isnatların nelerden ibaret olduğunu bilebilmesi, usulüne uygun olarak tebligat yapılması ile sağlanabilir. 1982 Anayasasının 36. ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 27. maddesi uyarınca açık bir şekilde vurgulanan temel hukuk kurallarına göre, mahkeme tarafları dinlemeden, onların iddia ve savunmalarını bildirmeleri için usulüne uygun olarak davet etmeden hükmünü veremez.
Değinilen işlemlerin yanında tebligat, bilgilendirme yanında, belgelendirme özelliği de bulunan bir usul işlemidir. Bu nedenle tebliğ ile ilgili 7201 sayılı Tebligat Kanunu ve Tüzüğü hükümleri tamamen şeklidir. Kanun ve Tüzüğün amacı, tebliğin muhatabına ulaşması, konusu ile ilgili olarak kişilerin bilgilendirilmesi ve bu hususun belgeye bağlanmasıdır. Hal böyle olunca, kanun ve tüzük hükümlerinin tamamen uygulanması zorunludur.
7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 35. maddesine göre bir kimseye tebligat yapılabilmesi için evvela o dava veya takipte muhataba söz konusu tebligattan önce usulüne uygun olarak bir tebligat yapılmış olması gerekir. Diğer bir anlatımla muhataba daha öncesinde usulüne göre herhangi bir tebligat yapılmamışsa sonraki tebligatların 35. madde kapsamında yapılması mümkün değildir. Kaldı ki, aynı maddenin ikinci fıkrası gereğince muhataba daha önce usulüne uygun tebligat yapılmış olsa dahi, tebligat esnasında muhatabın adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresinin de tespit edilememesi gerekir. Muhatabın adres kayıt sisteminde adresinin bulunması halinde yine tebligatın 35. madde kapsamında yapılması mümkün değildir.
Somut olayda, davalı ...’e dava dilekçesinin tebliği amacıyla gönderilen tebligat iade edilmiştir. Bunun üzerine mahkeme tarafından davalı ...’e Tebligat Kanunu 35. madde uyarınca tebligat yapılarak davaya devam edilmiştir. Gerekçeli karar da Tebligat Kanunu 35.madde uyarınca yapılmıştır. Ne var ki davalıya daha öncesinden usulüne uygun herhangi bir tebligat yapılmamıştır. Bu nedenle davalı ... vekilinin 22/08/2016 tarihinde yaptığı temyiz istemi süresinde kabul edilerek yapılan incelemede; davalı ...’e Tebligat Kanunu ile Tüzüğün hükümlerine uygun şekilde tebligat yapıldığından söz edilemez.
Bu durumda mahkemece davalı ...’e usule uygun şekilde dava dilekçesinin tebliği ile savunma ve delillerinin toplanması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde taraf teşkili sağlanmadan, yargılamaya devam edilerek hüküm kurulması savunma hakkının kısıtlanmasına yönelik esaslı usul hatası olduğundan hükmün bozulması gerekmektedir.
SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılar ... ve ..."e geri verilmesine 14/12/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.