Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/4304
Karar No: 2020/7629
Karar Tarihi: 25.11.2020

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2019/4304 Esas 2020/7629 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2019/4304 E.  ,  2020/7629 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hüküm duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacılar vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 25.11.2020 Çarşamba günü davacılar ve davalılar tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan sonra vaktin darlığından dolayı işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmış olup dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    -K A R A R-

    Davacılar vekili; 16.09.2014 günü davacılar ... ve ..."nın oğlu, ..."nın kardeşi olan..."nın sürücüsü olduğu araç ile davalı ..."un kullandığı davalı ... şirketine sigortalı olan aracın karıştığı davalının kusurundan kaynaklanan kazada..."nın hayatını kaybettiğini, davacıların müteveffanın maddi desteğinden yoksun kaldığını belirterek HMK 107.maddesi uyarınca ...,... için fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 500,00"er TL destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihinden işletilecek yasal faizi ile davalılardan, her bir davacı için 15.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile beraber davalı ..."dan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davacılar vekili, 22.09.2018 tarihli talep arttırım dilekçesi ile fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak destekten yoksun kalma tazminatı alacaklarını davacı ... için 8.888,92 TL ve davacı ... için 10.697,77 TL olarak ıslah etmiştir.
    Davalı ... şirketi vekili; davalı şirketin sorumluluğunun sigortalı araç sürücüsünün kusuru ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, dava konusu kazanın meydana gelmesinde davalı şirkete sigortalı araç sürücüsünün kusurunun bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı ... vekili; kazaya sebebiyet veren ve asıl kusurlu olan kişinin, gerek alkollü olması (210.7 promil) gerekse özensiz ve dikkatsiz hareketlerle geçiş üstünlüğü kendisinde ait olmadan yola çıkması nedenleri ile müteveffa... olduğunu, davacı tarafın talep ettiği maddi ve manevi tazminat miktarının çok fazla olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    İlk derece mahkemesince toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, davanın kısmen kabulü ile davacı ... için 8.888,92 TL ve davacı ... için 10.697,77 TL olmak üzere toplam 19.586,69 TL destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihi olan 16.09.2014 tarihinden (davalı ... şirketi yönünden poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere dava tarihinden) itibaren işleyecek yasal faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline; tarafların ekonomik ve sosyal durumu, olayın oluş şekli, kusur durumu ve paranın alım gücü dikkate alınarak davacı ... için 3.000,00 TL, davacı ... için 3.000,00 TL ve davacı ... için 3.000,00 TL olmak üzere toplam 9.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 16.09.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı ..."dan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş; davacılar vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuş, Antalya Bölge Adliye Mahkemesi’nce taraf vekillerinin istinaf başvurusunun kabulüne, kararın kaldırılmasına ve maddi tazminat istemi yönünden davanın kısmen kabulüne, davacı ... için 8.888,92 TL, ... için ise 10.697,77 TL olmak üzere toplam 19.586,69 TL destekten yoksunluk tazminatının 16/09/2014 olay tarihinden işleyecek yasal faiziyle (davalı ... şirketi yönünden hükmedilen tazminata dava tarihinden faiz işletilmesi ve sorumluluğunun poliçe limitiyle sınırlı tutulması kaydıyla) davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline; manevi tazminat istemi yönünden, davacılar ... ve ... için 10.000,00"er TL ve davacı ... için 5.000,00
    TL olmak üzere toplam 25.000,00 TL manevi tazminatın davalı ..."dan olay tarihi olan 16/09/2014 tarihinden işleyecek yasal faiziyle tahsiline, fazlaya ilişkin istemlerin reddine karar karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-6100 Sayılı Hukuk Mahkemeleri Kanununun 362/1.a maddesinde öngörülen kesinlik sınırı, 6763 Sayılı Kanunun 44. maddesiyle HMK"ya eklenen EK-Madde 1"de öngörülen yeniden değerleme oranı da dikkate alındığında, 2019 yılı için 58.800,00 TL"dir.
    Davacılar vekili tarafından her bir davacı için 15.000,00"er TL manevi tazminat talep edilmiş, ilk derece mahkemesi tarafından 3.000,00"er TL manevi tazminata hükmedilmiştir. Yerel mahkemenin kararına karşı davacılar vekilince yapılan istinaf başvurusunun manevi tazminat miktarı yönünden kabulü ile davacılar ... ve ... için 10.000,00"er TL ve davacı ... için 5.000,00 TL olmak üzere toplam 25.000,00 TL manevi tazminat reddine hükmedilmiştir.
    Davacılar vekili tarafından, reddedilen manevi tazminat miktarı yönünden temyize konu edilen karar kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 1/6/1990 gün 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay tarafından da temyiz isteminin reddine karar verilebileceğinden, davacılar vekilinin temyiz dilekçesinin, davacılar için reddedilen manevi tazminat miktarları yönünden reddine karar vermek gerekmiştir.
    2-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
    3-Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
    2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, “işletenlerin, bu kanunun 85/1 maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”, aynı yasanın 85/1 maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı yasanın 85/son maddesinde ise,“ işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiş,
    Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A-1.maddesinde de, “sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiştir.
    Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden,Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
    Hemen belirtmelidir ki, işletenin sorumluluğu hukuki nitelikçe tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunmakla, işletenin hukuki sorumluluğunu üstlenen zorunlu sigortacının 91.maddede düzenlenen sorumluluğu da bu kapsamda değerlendirilmelidir. Öyle ise, hem işleten hem de sigortacının sorumluluğu, hukuki niteliği itibariyle tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğundan, uyuşmazlığın bu çerçevede ele alınıp, çözümlenmesi gerekmektedir.
    Karayolları Trafik Kanununda zorunlu trafik sigortasına ilişkin olarak, sorumluluğun kapsamı yanında, bu kapsam dışında kalan haller de açıkça düzenlenmiştir.
    2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun “Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Dışında Kalan Hususlar” başlıklı 92. maddesinde:
    “Aşağıdaki hususlar, zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamı dışındadırlar.
    a)İşletenin; bu Kanun uyarınca eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilere karşı yöneltebileceği talepler,
    b)İşletenin; eşinin, usul ve füruunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin mallarına gelen zararlar nedeniyle ileri sürebilecekleri talepler,
    c)İşletenin; bu Kanun uyarınca sorumlu tutulmadığı şeye gelen zararlara ilişkin talepler,
    d)Bu Kanunun 105 inci maddesinin üçüncü fıkrasına göre zorunlu mali sorumluluk sigortasının teminatı altında yapılacak motorlu araç yarışlarındaki veya yarış denemelerindeki kazalardan doğan talepler,
    e)Motorlu araçta taşınan eşyanın uğrayacağı zararlar,
    f)Manevi tazminata ilişkin talepler.” hükmü ile, zorunlu trafik sigortacısının hangi zararlardan sorumlu olmadığı düzenleme altına alınmış; burada örnekseme yoluna gidilmeyip; tek tek ve tahdidi olarak sorumlu olunmayan haller sıralanmıştır.
    Destekten yoksun kalma tazminatı, B.K"nın 45/II. maddesinde düzenlenmiş olup; "Ölüm neticesi olarak diğer kimseler müteveffanın yardımından mahrum kaldıkları takdirde onların bu zararını da tazmin etmek lazım gelir." şeklinde hükme bağlanmıştır.
    Görülmektedir ki, destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir.
    Haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kimse BK"nun 45/II. maddesine dayanarak uğradığı zararın ödettirilmesini isteyebilir. Borçlar Kanunu’nun 45/III. maddesine göre destekten yoksun kalma tazminatı, desteğin mirasçısı olarak geride bıraktığı kişilere değil, desteğinden yoksun kalanlarına aittir. Destekten yoksun kalma tazminatı isteyebilecek kişiler, mirasçılardan başka kişiler de olabileceği hususunda da herhangi bir ihtilaf yoktur. Murisin trafik kazasından kaynaklanan bir sorumluluğu söz konusu olduğunda ve koşulları oluştuğunda mirasçıları bundan sorumlu olduğu halde, aynı olay nedeniyle destekten yoksun kalan ve fakat mirasçı olmayan kişiler bundan sorumlu değildir (HGK.nun 15.06.2011 gün ve 2011/17-142 E. -411 K. sayılı ilamı).
    Davacıların destekten yoksun kalma tazminatı talebine dayanak olarak gösterdiği zarar; sürücünün ölümü sonucunda meydana gelmekle birlikte salt onun desteğinden yoksun kalınması olgusuna dayalı, mirasçılık sıfatıyla bağlı olmaksızın uğranılabilen bir zarardır. Sürücünün ölümü zararı doğuran olay olmakla birlikte, zarar doğrudan üçüncü kişi durumundaki destekten yoksun kalanlar üzerinde oluşmuştur. Bu zarardan doğan hak desteğe ait olmadığına göre, onun kusurunun bu hakka etkili olması da düşünülemez.
    Şu hale göre; sürücü murisin, ister kendi kusuru ister bir başkasının kusuru ile olsun, salt ölmüş olması, destekten yoksun kalanlar üzerinde doğrudan zarar doğurup; bu zarar gerek Kanun gerek poliçe kapsamıyla teminat dışı bırakılmamış olmakla,desteğinin kusurunun olması, davacının hakkına etkili bir unsur olarak kabul edilemez ve destekten yoksunluk zararından kaynaklanan hakkın sigortacıdan talep edilmesi olanaklıdır.
    Davacıların üçüncü kişi konumunda olduğu talep edilen tazminatın miras hukukundan ayrı olduğu, sürücünün yakınlarının uğradıkları destek zararlarının trafik sigortacısının sorumluluğu kapsamı dışında kaldığına ilişkin Kanunda ve buna bağlı olarak poliçede açık bir düzenleme bulunmaktadır.
    Davacıların uğradığı zarara bağlı olarak talep ettiği hak, salt miras yoluyla geçen bir hak olmayıp, bilimsel ve yargısal içtihatlarda kabul edildiği üzere destekten yoksun kalanın şahsında doğrudan doğruya doğan, asli ve bağımsız bir talep hakkıdır.
    Somut olayda davacıların talebi ve iddia ettiği zarar, ölenin mirasçısı sıfatına değil, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatına dayanmaktadır. Dolayısıyla, davacıların ölenin mirasçısı sıfatına dayanmayan, doğrudan davacılar üzerinde doğan destekten yoksunluk zararının oluşumundaki desteğin kusuru davacıya yansıtılamayacak ve desteğin kusuru onun desteğinden yoksun kalan davacıyı etkilemeyecektir (HGK"nun 15.6.2011 gün ve 2011/17-142 Esas-411 Karar, HGK"nun 22.2.2012 gün 2011/17-787 Esas- 2012/92 Karar, HGK"nun 16.1.2013 gün ve 2012/17-1491 Esas- 2013/74 Karar sayılı ilamları uyarınca). Bu durum karşısında; davacıların, zarar gören 3. kişi sıfatına dayanan zarar giderim talebi nedeniyle, davacıların desteğinin kazadaki kusurunun davacılara yansıtılamayacağına göre, davalı ... şirketinin zararın tamamından sorumlu olduğu gözetilerek değerlendirme yapılması gerekir.
    Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında Bölge Adliye Mahkemesi’nce desteğin kusuru davacılara yansıtılmaksızın, yapılacak değerlendirme ile sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, yazılı gerekçe ile davacılar vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
    Açıklanan nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi’nin davacılar vekilinin istinaf başvurusunun reddine ilişkin kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin reddedilen manevi tazminat miktarlarına dair temyiz isteminin (dilekçesinin) REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA; Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dava dosyasının İlk Derece Mahkemesi"ne, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, duruşmada vekille temsil olunmayan davacılar yararına vekalet ücretine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine, 25/11/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi