17. Hukuk Dairesi 2019/1639 E. , 2020/7626 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9.
Hukuk Dairesi
...
Taraflar arasındaki tahkim davası hakkında Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından verilen 06/05/2017 gün, 2016/E.40805 Esas, 2017/18279 Karar sayılı karar ve itiraz hakem heyetinin 11/08/2017 tarih ve 2017/İ.2076 Esas, 2017/İHK-2756 Karar sayılı kararının süresi içinde davalı vekili ve katılma yolu ile davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesi"nce istinaf talebinin kabulüne dair kararının davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; 24/10/2015 tarihinde, her ikisi de davalı ... şirketine sigortalı araçların çarpışması sonucu meydana gelen kazada araçta yolcu olarak bulunan başvuru sahibinin ağır yaralandığını, olayda her iki sürücünün de kusurlu olduğunu, başvuru sahibinin psikiyatri kliniğinde tedavi gördüğünü belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 20.000,00 TL iş görmezlik tazminatının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, talebini 88.062,47 TL olarak ıslah etmiştir.
Davalı vekili; eksik evrakla yapılan başvuru şartlarının yerine getirilmediğini, yeniden maluliyet raporu ve kusur raporu alınmasını, vekalet ücreti hesabında ilgili yönetmelik maddesinin uygulanmasına karar verilmesini istemiştir.
Sigorta Tahkim Komisyonu"nun 06/05/2017 gün, 2016/E.40805 Esas, 2017/18279 Karar sayılı kararı ile başvurunun kabulüne, 88.062,47 TL tazminatın 22/12/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte sigorta şirketinden alınarak başvuru sahibine ödenmesine karar verilmiş; davacı vekili ve davalı vekilince karara karşı itiraz edilmişse de İtiraz Hakem Heyeti"nin 11/08/2017 tarih ve 2017/İ.2076 Esas, 2017/İHK-2756 Karar sayılı kararı ile taraf vekillerinin itirazının reddine karar verilmiştir.
Davalı vekili ve katılma yolu ile davacı vekili tarafından itiraz hakem heyeti kararına karşı istinaf yoluna başvurulmuş, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nce davacının istinaf başvurusu incelenmeksizin, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile hükmün kaldırılarak esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiş, vekalet ücreti yönünden yeniden karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Yargıtay İçtihadı Birleştirme Hukuk Genel Kurulu’nun 19.06.2020 tarih, 2019/4-2020/1 sayılı kararı ile 5684 Sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30. maddesi ile kurulan sigorta tahkim komisyonu itiraz hakem heyetinin bölge adliye mahkemelerinin faaliyete başladığı 20.07.2016 tarihinden sonra itiraz üzerine verilen kararlarının temyiz kanun yoluna tabi olduğu kararlaştırıldığından, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi"nin 14.11.2018 tarih ve 2017/2410 E. - 2018/1539 K. Sayılı kararı (davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile hükmün kaldırılarak esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına dair kararı ve ek kararı) hükümsüz kalmakla kaldırılarak (katılma yolu ile) davacı vekilinin ve davalı vekilinin Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti kararına yönelik temyiz isteminin incelenmesi gerekmiştir.
2-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, itiraz hakem heyeti kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin ve davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
3-Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarara dayalı tazminat istemine ilişkindir.
Haksız fiil sonucu çalışma gücünde kayıp olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının tespiti açısından maluliyetin varlığı ve oranının doğru bir şekilde belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu
belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşlarının çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikâyetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden kaza tarihi 11.10.2008 tarihinden önce ise Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 tarihi ile 01.09.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013 tarihinden sonra da Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
Dosya kapsamında yer alan Kocaeli Devlet Hastanesinin 21.03.2017 tarihli "Sağlık Kurulu Raporu" incelendiğinde "Psikiyatri" kliniğince davacıda karışık anksiyete depresif bozukluk (tedavi ile kısmen düzelen) olduğu ve bundan dolayı %25 oranında engeliliğinin bulunduğu belirtilmiş; yine Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı"nda görevli 3 kişilik heyetçe düzenlenen 06.04.2017 tarihli raporda minimal deplasyona neden olan boyun vertebra kırığı (Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği ve SGK Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği) nedeniyle %10,3 oranında maluliyet ve 6 ay geçici işgöremezlik bulunduğu belirtilmiş ve 04.04.2017 tarihinde davacının klinik ile yapılan görüşmesinde "psikiyatrik muayene girmek istemediğinin" açık olarak yazılmış olduğu görülmüştür.
Buna göre, raporlar arasında çelişki bulunmaktadır. Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz.
O halde mahkemece; davacının kaza tarihi ve sonrasındaki tüm tedavi evrakları da eklenerek, davacıya ait Kocaeli Devlet Hastanesinin 21.03.2017 tarihli Sağlık Kurulu Raporu ve Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp ABD maluliyet raporu da irdelenmek suretiyle, kaza tarihinde (24.10.2015) yürürlükte olan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun şekilde, her iki rapor arasındaki çelişkinin giderilmesi ve davacının varsa maluliyetinin kesin olarak tespiti için, ATK 3.İhtisas Kurulu"ndan rapor alınıp, sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
3-Kabule göre de; Sigortacılık Yasası 30/17 md. ve 19.01.2016 tarihli ve 29598 Resmi Gazetede yayımlanarak Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmeliğin 16. maddesinin
13. fıkrasına "(13)(Ek:RG-19/1/2016-29598) tarafların avukat ile temsil edildiği hallerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücreti, her iki taraf için de Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesinde yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biridir." hükmü eklenmiştir. Heyetçe verilen kararda davacı lehine hükmedilecek vekalet ücreti için Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmeliğin 16. 13 maddesinin uygulanması gerektiği gözönüne alınarak AAÜT"nin 13. maddesi gereğince hesaplanan vekalet ücretinin 1/5"i oranında vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken tam nispi vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi"nin 14.11.2018 tarih ve 2017/2410 E. - 2018/1539 K. sayılı ilamının KALDIRILMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin ve davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE; (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin, (2) ve (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İtiraz Hakem Heyeti kararının BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ve davalıya geri verilmesine 25/11/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.