17. Hukuk Dairesi 2020/1177 E. , 2020/7281 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
...
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ve davalılar ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; davalı ... İnşaat San.ve Tic.A.Ş ile müvekkili banka arasında 20/03/2009 tarihinde kredi sözleşmesi imzalandığını, davalı borçlu firmanın kredi sözleşmesinden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmediğini ve hakkında yasal takip işlemlerinin başlatıldığını, borçlunun haczi kabil menkul mal varlığının bulunamadığını, davalı ... İnşaat San. ve Tic A.Ş"nin müvekkili bankanın alacaklarının tahsilini engellemek amacıyla dava konusu taşınmazları gerçek değerinin altında diğer davalılara devrettiğini, belirterek bu tasarrufların iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar ... ve ... vekili; davalı müvekkillerinin davaya konu villaları değerine satın alan iyi niyetli alıcılar olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı şirket; davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere göre; Davanın kabulü ile İstanbul 3.İcra Dairesinin 2013/3820 sayılı takip dosyasına göre 131.000,00 TL"lik alacak miktarı nakdi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, (hükmolunan tazminatın öncelikle dosya kapsamındaki Albaraka Türk Katılım Bankası ... şubesince düzenlenen 18/08/2014 tarihli kesin teminat mektubundan karşılanmak suretiyle tahsili ile davacı tarafa ödenmesine) karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ve davalılar
... ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, İİK"nun 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptal istemine ilişkindir.
Tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz yada iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık"nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, tasarruf konusu mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve tasarruf konusu taşınmaz mal ise, davalı üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir (İİK.md.283/1). Bu yasal nedenle iptal davası, alacaklıya alacağını tahsil olanağını sağlayan, nispi nitelikte, yasadan doğan bir dava olup; tasarrufa konu malların aynı ile ilgili değildir.
Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Özellikle İİK.nun 278.maddesinde akdin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği ve yasanın bağışlama hükmünde olarak iptale tâbi tuttuğu tasarrufların iptali gerektiğinden mahkemece ivazlar arasında fark bulunup bulunmadığı incelenmelidir. Aynı maddede sayılan akrabalık derecesi vs. araştırılmalıdır. Keza İİK.nun 280.maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği hususu düzenlendiğinden yapılan işlemde mal kaçırma kastı irdelenmelidir. Öte yandan İİK.nun 279.maddesinde de iptal nedenleri sayılmış olup bu maddede yazılan iptal nedenlerinin gerçekleşip gerçekleşmediği de takdir olunmalıdır.
Mahkemece; tapuda bildirilen satış bedelinin taşınmazların gerçek değerinden fahiş oranda düşük olduğu, her iki taşınmazın aynı resmi senetle, aynı gün, hısım olan
davalılara satılmış olması, satışa ... İnşaat firma çalışanı ..."in aracılık etmiş olması gibi hususların taşınmazların devrinde muvazaa olgusunu ortaya koyduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamı ve mevcut delil durumuna uygun düşmemektedir.
İİK’nın 278. maddesi hükmüne göre mutad hediyeler müstesna olmak üzere, hacizden veya haczedilecek mal bulunmaması sebebiyle acizden yahut iflasın açılmasından haczin veya aciz vesikası verilmesinin sebebi olan yahut masaya kabul olunan alacaklardan en eskisinin tesis edilmiş olduğu tarihe kadar geriye doğru olan müddet içinde yapılan bütün bağışlamalar ve ivazsız tasarruflar batıldır. Ancak, bu müddet haciz veya aciz yahut iflastan evvelki iki seneyi geçemez. Somut olayda icra takibi sırasında 04/05/2015 tarihinde aciz belgesi düzenlenmiştir. Tasarruf ise 17/06/2009 tarihinde yapılmış olup aciz tarihinden geriye doğru 2 yıl içinde kalmamaktadır. Bu nedenle bedel farkından dolayı iptale karar verilemez. Bunun dışında davacı taraf, davalı borçlu şirket ile 3. kişiler ... ve ... arasında İİK."nun 280. maddesi anlamında tanışıklık, akrabalık yahut iş arkadaşlığı gibi durumların varlığı nedeniyle, borçlunun durumunun veya ızrar kastının bilindiği veya bilinebileceğini de ispat edememiştir. Davalı borçlu şirket tarafından taşınmazların devredildiği 3.kişiler ... ve ...’ın kardeş olmaları, aynı gün aynı tapu senedi ile borçlu şirketten taşınmazları satın almaları, borçlu şirketin çalışanının satışa aracılık etmesi de, davalı 3.kişilerin borçlu şirketin durumunu veya ızrar kastını bildiği veya bilebileceğini göstermeyeceğinden davanın reddine karar vermek gerekirken, hatalı değerlendirme ile davanın kabulü isabetli değildir.
2-Bozma neden ve şekline göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar ... ve ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ve davalılar ... ve ..."a geri verilmesine 18/11/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.