17. Hukuk Dairesi 2020/1633 E. , 2020/7279 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
...
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair kararın istinaf incelemesi sonunda İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi’nce verilen 06.06.2017 tarih, 2017/464 E-2018/398 K. sayılı istinaf isteminin esastan reddine ilişkin kararının Yargıtayca incelenmesi süresi içinde davacı vekili tarafından istenmiş olmakla dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, ... Petrol Gıda Hayvancılık Oto. Tarım Ürünleri ve İnş. Ltd.Şti aleyhine takip yapıldığını, takibin semeresiz kaldığını, borçlu şirketin alacaklılarından mal kaçırma amacı ile dava konusu petrol istasyonu işyerini davalı ... Tarım Gıda İnş. ve Petrol Ürünleri San ve Tic. Ltd. Şti‘ne devrettiğini belirterek, bu tasarrufun iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... Tarım Gıda İnş. ve Petrol Ürünleri San ve Tic. Ltd. Şti vekili, müvekkilinin taşınmazı raiç bedel üzerinden, bedelini ödeyerek satın aldığını, alacağın gerçek bir alacak olmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı borçlu şirket, cevap dilekçesi sunmamıştır.
Mahkemece, takibe konu edilen iki adet bonodan kaynaklı alacaklarının davalı-borçlu ile olan ticari ilişkiden kaynaklandığının ileri sürüldüğü, davacının ticari defterleri üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesinde bu senetlerin kayıtlı olmadığı, davacının davalı-borçludan alacaklı olduğuna dair kendi defterlerinde bir kayıt da bulunmadığı, davacının alacağını kendi ticari defterleri ile kanıtlayamadığından ve üçüncü kişinin taşınmazı raiç değerinden satın aldığı ve bedelini ödediği, aralarında bir organik bağ ve yakınlığında olmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesince, dava dilekçesinde ve yargılama sırasında takibe konu alacağın ticari ilişkiden kaynaklandığı iddia edilirken, davacı vekilinin istinaf başvurusunda, alacağın, davalı-borçlu şirketin akaryakıt aldığı Termopet firmasına olan borcu nedeniyle yapılan icra takibi nedeniyle, bu firma avukatına oğlunun hesap numarası üzerinden ödeme yapılmasından doğduğu ve gerçek bir alacak olduğunun iddia edilmesi de inandırıcılıktan uzak olup ticari teamüllere ve yaşam deneyimlerine aykırı olduğundan ayrıca davacı hakkında, davalı-borçlu şirketin yetkilisinin mağdur sıfatıyla yer aldığı Aydın Cumhuriyet Başsavcılığının 2016/1021 nolu iddianamesiyle tefecilik yapmak suçundan ceza davası açılması da dikkate alındığında alacağın gerçek olmadığı kabul edildiği ve davalılar arasındaki satışın gerçek olduğun gerekçesi ile davacı vekilinin istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava İİK"nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davasına ilişkindir.
1.Tasarrufun iptali davası, borçlu tarafından alacaklısını zarara uğratmak kastıyla gerçekleştirilen tasarruftan zarar gören alacaklının, borçlunun mal varlığından çıkarmış olduğu, mal ve hakların veya bunların yerine geçen kıymetlerin, tekrar borçlunun mal varlığına geçmesini sağlamak ve bu yolla alacağını elde etmek amacıyla açtığı davadır.
Alacaklı tarafından açılan böyle bir dava ile cebri icra yolunun tamamlanması amaçlanır. Açılan dava kanıtlandığı takdirde tasarruf tamamen iptal edilmez. Sadece dava konusu mal borçlunun mal varlığından hiç çıkmamış addedilerek, alacaklı bu malı haczettirerek sattırıp, satış bedelinden alacağını elde etme olanağını bulur. Dolayısıyla, tasarrufun iptali sadece, bu davayı açan alacaklının, kendisini zarara
uğratmak kastıyla hareket eden borçludan cebri icra yoluyla alacağını tahsiline olanak sağlayan bir yoldur.
Açıklanan amaç ve dava sonunda elde edilecek menfaat gözetildiğinde, tasarrufun iptali davasının dinlenebilmesi için; alacaklının borçluda gerçek bir alacağının olması,
borcun tasarruftan önce doğması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması ve borçlu hakkında alınmış aciz belgesinin bulunması gereklidir.
Somut olayda, alacaklının borçluda gerçek bir alacağının olması” koşulunun irdelenmesi bu olayın çözümünde önem taşımaktadır.
Eğer tasarrufta bulunanın alacaklıya gerçek bir borcu olmadığı iddia ediliyorsa, bu durumda tasarruf sahibinin öncelikle borçlu sıfatı çözümlenmelidir. Bu nedenledir ki, üçüncü kişi-davalının, borcun gerçek olmadığı iddiası ve muvazaanın varlığı yönündeki savunmasının araştırılmasında zorunluluk vardır.
Aksi takdirde, takip alacaklısıyla anlaşarak veya nasıl olsa kendisinin borca batık olması nedeniyle gerekli çabayı göstermeyerek icra takibine itiraz etmeyen, itiraz üzerine durması söz konusu olmayan kambiyo senetlerine dayalı takibe karşı menfi tespit davası açmayan takip borçlusunun bu davranışı karşısında borçludan mal edinen üçüncü kişilerin yargı eliyle zarara uğratılması söz konusu olur ki, bunun kabulüne olanak yoktur. Hatta tasarrufta bulunurken borçlu olmayan kötü niyetli kişilerin mal varlığındaki bir unsuru iyi niyetli üçüncü kişilere devrettikten sonra hileli işbirliği halinde olduğu kimselere eski tarihli borç senedi vererek elinden çıkardığı malları iptal davası yoluyla dolaylı olarak geri alması dahi imkan dahiline sokulabilir. Elbette ki bunlar kanunun amaçladığı durumlar değildir. Tasarrufun iptali davalarında alacaklıya alacağını tahsil olanağı sağlanırken bu alacaklının alacağının şeklen varlığının değil, gerçekliğinin amaçlandığını göz ardı etmemek gerekir.
Tasarrufun iptali davalarına ilişkin olarak yukarıda açıklanan ilkeler, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2013/17-224 Esas 2013/1478, 2014/17-843 Esas 2014/433 Karar sayılı kararlarında da benimsenmiştir.
Dosya içeriğinden, takip dayanağı bonoların davacı ve davalıların ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı tesbit edilmiştir. Ancak delil olarak sunulan ve kesinleşen Aydın 4.Asliye Ceza Mahkemesinin 2017/431 Esas 2019/381 Karar sayılı dosya ve karar içeriğinde yer alan davalı borçlu
şirket yetkilisi ... beyanında, ... akaryakıt istasyonunu işlettiğini, işyerini yenileme sırasında maddi sıkıntıya düştüklerini, çeklerini ödeyemeyince petrol alamadıklarını bu sorunu aşmak için, sicili düzgün olan ...’dan 6 kez çek aldıklarını teminat olarak 100.000 TL ve 50.000TL lik iki adet senet verdiklerini çek bedelini ödediğini ancak son çek bedelini ödeyemediğini, bu çekin ...’dan tahsil edildiğini, aslında 40.000 TL borcu olmasına rağmen hakkında192.000 TL lık takip yaptığını belirtmiştir. Yine aynı dosyada 17.05.2017 tarihli oturumda sanık sıfatı ile ifadesi alınan alacaklı ... “…hatır gönül ilişkisi nedeni ile yardım istemesi üzerine ...’a çek verdiğini, ...’in beyanında geçen Termoya teminat için boş çekin tahsile konulduğunu en son 55.000TL tutarındaki çekin işleme konulduğunu, 68.000 TL üzerinden evine ve aracına haciz geldiğini, ayrıca kendisine ait olan fakat elemanı ... adına kayıtlı aracı 40.000 TL karşılığı ...’a verdiğini onunda borçlu olduğu kişiye devrettiğini hatır çeki olduğu için muhasebe kayıtlarına çeklerin kayıtlı olmadığını“ beyan etmiştir. Anılan dosyadan ... tefecilik suçundan beraat etmiş ve karar kesinleşmiştir.
Tasarrufun iptali davasının dayanağı Aydın 2.İcra Müdürlüğünün 2013/14266 sayılı takip dosyasında da 14.03.2012 tanzim tarihli 100.000 TL ve 25.05.2012 tanzim tarihli 50.000 TL senetten kaynaklandığı görülmüştür Aydın 4.Asliye Ceza Mahkemesinin 2017/431 Esas 2019/381 Karar sayılı dosyası gerekçesinde yer alan 14.04.2016 tarihli bilirkişi raporunda dava dışı borçlunun mazot aldığı ... AŞ şirketinin ticari defterlerinde ...’ya ait olan cirantası borçlu ... Petrol Gıda Hayvancılık Oto. Tarım Ürünleri ve İnş. Ltd.Şti tarafından verilmiş 14.03.2012-12.11.2012 tarihleri arasında 8 adet çekin kayıtlı olduğu toplam 440.568,39 TL tutarındaki çek bedellerinin borçlu tarafından ödendiği, son 12.11 2012 tarihli 55.016,85 TL çekin ödenmediği belirlenmiştir. Ceza dosyasındaki belgelerden tahsil edilemeyen 12.11.2021 tarihli çek için borçlunun mazot aldığı Termopet Akaryakıt…Ltd.Şti tarafından ... ve borçlu ... Petrol Gıda Hayvancılık Oto. Tarım Ürünleri ve İnş. Ltd.Şti hakkında 18.03.2013 tarihinde 60.714,94 TL alacak için Ankara 16.İcra Müdürlüğünün 2013/3625 sayılı dosyasından takip başlattığı ve borcun ... tarafından ödendiğine ilişkin Termopet tarafından ibraname verildiği görülmüştür.
Bu delil ve belgeler karşısında davacı alacaklının borçludan bir alacağı olmadığını söylemek mümkün değildir. Açıklığa kavuşması gereken husus ne kadar alacağı olduğudur.
Yapılacak iş, davacı alacaklının Ankara 16.İcra Müdürlüğünün 2013/3625 sayılı dosyasından yaptığı ödeme miktarının ne olduğu, kendisine ait olan fakat elemanı ... adına kayıtlı aracı 40.000 TL karşılığı ...’a verdiğini onunda borçlu olduğu kişiye devrettiğine ilişkin iddiasının ispat edecek delil ve belgelerin sorulması ve toplanan delliler birlikte değerlendirilerek oluşacak sonuca göre karar gerekirken eksik incelemeye dayalı olarak yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
2.Kabule göre, İİK’nın 280/1.maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği, aynı maddenin son fıkrasında ise ticari işletmenin veya işyerindeki mevcut ticari emtianın tamamını veya mühim bir kısmını devir veya satın alan yahut bir kısmını iktisapla beraber işyerini sonradan işgal eden şahsın, borçlunun alacaklılarını ızrar kastını bildiği ve borçlunun da bu hallerde ızrar kastıyla hareket ettiğinin kabul edildiği, bu karinenin, ancak iptal davasını açan alacaklıya devir, satış veya terk tarihinden en az üç ay evvel keyfiyetin yazılı olarak bildirildiğinin veya ticari işletmenin bulunduğu yerde görülebilir levhaları asmakla beraber Ticaret Sicili Gazetesiyle; bu mümkün olmadığı takdirde bütün alacaklıların ıttılaını temin edecek şekilde münasip vasıtalarla ilan olunduğunu ispatla çürütülebileceği hüküm altına alınmıştır.
Somut olayda, dava konusu borçlu tarafından işletilen petrol istasyonu niteliğindeki işyeri üçüncü kişiye devredilmiş olup,üçüncü kişi tarafından işletilmeye devam edildiği sabit olup maddede belirtilen devir koşullarının gerçekleştiği iddia ve ispat edilmemiştir.
Bu durumda davalılar arasındaki satış işleminin iptali gerekirken, satışın gerçek olduğunun kabulü ile yazılı şekilde karar verilmesi de isabetsiz olmuştur.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyize konu yerel mahkeme kararının HMK 371. maddesi gereğince BOZULMASINA, HMK 373/1
maddesi gereğince istinaf mahkemesinin esastan red kararının kaldırılarak dosyanın ilk derece mahkemesine kararın bir örneğinin İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesine gönderilmesine, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 18/11/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.