17. Hukuk Dairesi 2018/1123 E. , 2020/7210 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, davalı ...’nın müvekkili banka çalışanı iken iş akdinin fesh edildiğini, davalının müvekkili bankadan yasal olmayan şekilde menfaat temin ettiğini, bankayı zarara uğrattığını, davalı hakkında icra takibi yapıldığını, davalının adına kayıtlı ...,... Blok 1. katta 3 nolu dairesini davalı ...’a mal kaçırma gayesi ile devredildiğinin öğrenildiğini beyan ile davalılar arasındaki tasarrufun iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı borçlu vekili, dava konusu gayrımenkulün mal kaçırma gayesi ile değil, borçlarını ödeyebilmek için sattığını beyan ile davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece toplanan deliller ve dosya kapsamına göre davalı ..."nın alacaklıyı zarara uğratma kastı ile adına kayıtlı taşınmazı davalı ..."a, ..."un da ..."a devrettiği, bu nedenle tasarrufun iptali
talep edilmiş ise de taraflar arasında herhangi bir akrabalık ilişkisinin bulunmadığı, davalıların davacının ekonomik durumu ve borçları hakkında bilgisi olduğunun ve alacaklılardan mal kaçırma kastı ile davalı ..."nın hareket ettiğinin de diğer davalılar tarafından bilindiğine ilişkin ve satışın muvaazalı olduğuna ilişkin dosyaya herhangi bir delil de ibraz edilemediğinden ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava İİK 277 ve devamı maddelerine göre açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Özellikle İİK.nun 278.maddesinde akdin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği ve yasanın bağışlama hükmünde olarak iptale tâbi tuttuğu tasarrufların iptali gerektiğinden mahkemece ivazlar arasında fark bulunup bulunmadığı incelenmelidir. Aynı maddede sayılan akrabalık derecesi vs. araştırılmalıdır. Keza İİK.nun 280.maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği hususu düzenlendiğinden yapılan işlemde mal kaçırma kastı irdelenmelidir. Öte yandan İİK.nun 279.maddesinde de iptal nedenleri sayılmış olup bu maddede yazılan iptal nedenlerinin gerçekleşip gerçekleşmediği de takdir olunmalıdır.
Somut olayda takip dayanağının davalı borçlunun zimmetine para geçirmesi olduğu, davalı aleyhine alacak davası açıldığı (Eskişehir İş Mahkemesinin 2000/563 E- 2003/683 K), davalı borçlu aleyhine Eskişehir 3. İcra Müdürlüğü’nün 2000/9128 sayılı dosya ile ihtiyati haciz kararına istinaden takip başlatıldığı, borçlu adresinde yapılan 14.12.2000 tarihli haciz tutanağının İİK"nın 105.
maddesi anlamında aciz belgesi niteliğinde olduğu, davanın İİK"nın 280 maddesinde belirtilen 5 yılık hak düşürücü süre içinde açıldığının anlaşıldığı, dolayısı ile dava koşullarının gerçekleştiği anlaşılmıştır.
Dosya içerisindeki belgelerden dava konusu ..., 2 parselde G Blok 1. Katta 3 nolu meskenin 22.09.2000 tarihinde 4.000,00 TL bedel ile ...’a, 19.12.2000 tarihinde de 5.000,00 TL bedel ile ...’a devredildiği de anlaşılmıştır.
İİK’nun 278/3-2 maddesinde “Mütat hediyeler müstesna olmak üzere, hacizden veya haczedilecek mal bulunmaması sebebiyle acizden yahut iflasın açılmasından haczin veya aciz vesikası verilmesinin sebebi olan yahut masaya kabul olunan alacaklardan en eskisinin tesis edilmiş olduğu tarihe kadar geriye doğru olan müddet içinde yapılan bütün bağışlamalar ve ivazsız tasarruflar batıldır. Ancak, bu müddet haciz veya aciz yahut iflastan evvelki iki seneyi geçemeyeceği” belirtilmiştir.
Somut olayda davalı borçluya ait bilinen adreste 14.12.2000 tarihinde haciz yapıldığı, tutanağa borçluya ait menkul mal bulunamadığının yazıldığı, tutulan haciz tutanağının İİK’nun 105.madde kapsamında geçici aciz belgesi niteliğinde olduğu, iptali istenilen tasarrufun 22.09.2000 tarihinde davalı borçlu tarafından 4.000,00 TL bedel ile ...’a devredildiği, ... tarafından da 19.12.2000 tarihinde davalı ...’a devredildiği anlaşılmıştır.
Dosyadan aldırılan bilirkişi raporuna göre de dava konusu gayrımenkulün devir tarihindeki değerinin 18.957,35 TL olduğu, tapuda gösterilen 4.000,00 TL değeri ile gerçek değeri olan 18.957,35 TL gözönüne alındığında tapuda gösterilen değeri ile gerçek değeri arasında misli aşan fark olduğunun anlaşılmış olmasına, İİK"nın 278/III-2 maddesinde edimler arasındaki aşırı farkın bağışlama hükmünde sayılıp yapılan tasarrufun iptale tabi olduğunun öngörülmesine, 3. kişiler tarafından taşınmazın tasarruf tarihindeki bilirkişilerce belirlenen gerçek değerinin ödendiğinin yasal ve inandırıcı delillerle kanıtlanamamasına ve davalı ...’un dosyaya ibraz ettiği 26.02.2001 havale tarihli dilekçede davalı borçlunun mali durumunun bozulduğunu bildiğini beyan etmesine, davalı ...’ın da kötü niyetinin ispat edilememiş olmasına göre davalı ...
yönünden İİK 278/3-2 ve İİK 280 hükmüne göre davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
2-Bozma neden ve şekline göre davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verildi.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 18.11.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.