Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/5483
Karar No: 2020/7149
Karar Tarihi: 17.11.2020

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2019/5483 Esas 2020/7149 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2019/5483 E.  ,  2020/7149 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi


    Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda kararda yazılı nedenlerle, davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresi içinde temyiz yoluna başvurulmakla, dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    -K A R A R-

    Davacı vekili, davalılar ...,... aleyhine takip yaptıkları, takibin semeresiz kaldığını, borçluların alacaklılardan mal kaçırmak amacı ile kendilerine ait taşınmazları diğer davalılara sattıklarını öne sürerek yapılan tasarrufların iptalini talep etmişlerdir.
    Mahkemenin, davanın kısmen kabulüne ilişkin karar, dairemizin 15.11.2012 tarih 2012/10519 Esas 2012/12597 Karar sayılı ilamı ile davalılar ... ve ... vekili, ... vekili ve ... vekilinin temyiz itirazlarının reddine, davacılar vekillerinin davalılar ..., ..., ... ve ...’e yönelik temyiz itirazları temyiz itirazlarının reddine, davacılar vekillerinin, davalı ... tarafından satın alınan 1250 sayılı parsele ilişkin temyiz itirazları yönünden; davalı ...’in, borçlu davalılardan ...’in eşinin kardeşi olduğu, taşınmazı satın aldığı diğer borçlu ...,... oldukları, bu durumda davalı ... ile borçlular arasında akrabalık ilişkisi olduğu ve ...’in borçluların mali durumu ile alacaklıları ızrar kastını bilen veya bilmesi gereken kişilerden olduğunun anlaşıldığından, dava konusu 1250 sayılı parsele ilişkin davanın kabulü gerekirken reddine karar verilmesinin hatalı olduğu,
    Davacılar vekillerinin davalı ... tarafından satın alınıp davalı ...’e satılan 842 ada 54 sayılı parsel üzerindeki 6 nolu bağımsız bölümün 1/2 payı, davalı ... tarafından satın alınarak davalı ...’a satılan 6495 ada 8 sayılı parsel üzerindeki 6 nolu bağımsız bölüm, davalı ... tarafından satın alındıktan sonra davalı ...’e satılan 719 ada 9 sayılı parsel üzerindeki 1 nolu bağımsız bölüm ile 703 ada 16 sayılı parsel üzerindeki 2
    nolu bağımsız bölüme ilişkin olarak, dava konusu 6495 ada 8 nolu parsel üzerindeki 6 nolu bağımsız bölüm davalı ... tarafından 08.10.1998 tarihinde borçlu davalı ...’den satın alındıktan sonra 04.01.2000 tarihinde davalı ...’a satıldığı, davalı ...’ın halası borçlu davalılardan ... ’in eşi diğer borçlu davalılar ...,... ise annesi olduğu ve aynı taşınmazın tekrar satıcısı olan ...’e kiralandığı, ancak kira sözleşmesi dışında kira ilişkisine ait herhangi resmi bir belge ibraz edilmediği, yine dava konusu 719 ada 9 sayılı parsel üzerindeki 1 nolu bağımsız bölüm ile 703 ada 16 sayılı parsel üzerindeki 2 nolu bağımsız bölümü satın alan ... ile borçlu davalı ...’in eşi arasında bir akrabalık ilişkisi bulunduğuna ilişkin nüfus kayıtları ibraz edildiği halde bu yön üzerinde yeterince durulmadığı, diğer taşınmazlarında satıldıktan sonra tekrar satıcıları olan borçlu davalılara kiraya verildiği, borçlu davalıların satıştan sonra uzun bir süre aynı taşınmazlarda oturdukları iddia edildiği halde bu konuda gerekli araştırmanın yapılarak bu durumun hayatın olağan akışına uygun olup olmadığı üzerinde durulmadığı, taşınmazları satın alan davalılar ... ve ...’ın borçlu davalılar ile olan akrabalık derecelerinin araştırılması, akraba olduklarının anlaşılması halinde borçlu davalıların alacaklıları ızrar kastını bilen veya bilmesi gereken kişilerden olup olmadıklarının karar yerinde tartışılması, yine taşınmazların satın alındıktan sonra kim yada kimler tarafından kullanıldığı haciz tutanaklarından da yararlanılmak suretiyle irdelenmesi, sözü edilen taşınmazların borçlu davalılara kiraya verildiklerinin anlaşılması halinde kira ilişkisine ilişkin gerçek ve inandırıcı delillerin ibrazının istenilerek bu durumun hayatın olağan akışına uygun olup olmadığının değerlendirilmesi, dördüncü kişiler yönünden iptal kararı verilebilmesinin üçüncü kişilerin de kötü niyetli olduklarının kabulüne bağlı olduğunun göz önünde tutulması ondan sonra toplanan ve toplanacak tüm delillerin birlikte değerlendirilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme sonucu yazılı olduğu üzere karar verilmesi gerektiğinden bahisle bozulmuş, bozmadan sonra mahkemece, ...,... parsel 1 nolu BB, ... ada, 17 parsel sayılı taşınmazlar yönünden mahkmece verilen karar kesinleştiğinden bu parseller yönünden yeniden karar verilmesine yer olmadığına, ...,... mevkii 1250 parsel yönünden açılan davaların asıl ve birleşen dava yönünden ayrı ayrı kabulü ile 92.000,00 TL"nin
    davalı ..."den tahsilde tekerrür olamayacak şekilde tahsiline, Diğer parseller yönünden açılan davaların ayrı ayrı reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava İİK’nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
    1. Davacılar vekillerinin, dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, bozma gereğince karar verilmiş bulunmasına göre aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
    2.4721 sayılı Türk Medeni Kanunu"nun 28. maddesinde kişiliğin ölümle son bulur. 6100 sayılı HMK"nın 114/1-d maddesinde de dava ve taraf ehliyeti dava şartı olarak düzenlenmiş olup, bu hükümlere göre değerlendirme yapıldığında; yargılama süresince tarafların taraf ve dava ehliyetine sahip bulunmaları gerekliliği usul hukukunun dava şartı olarak düzenlenmiş temel ilkelerindendir. Yargılama sırasında taraflardan birinin ölmesi halinde, ölen tarafın ehliyeti sona ereceğinden yalnız öleni ilgilendiren yani mirasçılara geçmeyen haklara ilişkin davalar, tarafın ölümü ile konusuz kalır, yalnız öleni ilgilendirmeyen yani mirasçılara geçen haklara ilişkin davalarda ise, tarafın ölmesi davayı konusuz bırakmaz, ölen kişinin mirasçıları, davayı mecburi dava arkadaşı olarak takip ederler. Somut olayda, davalılardan ... yargılama sırasında 19.04.2015 tarihinde ölmüştür. Mahkemece yapılması gereken iş; ölüm ile kişiliğin sona ereceği nazara alınarak vekilin vekâletinin sona erdiği kabul edilmeli, taraf ve dava ehliyetinin dava şartı olduğu ve dava şartlarının yargılamanın her aşamasında bulunması ve mahkemece re"sen nazara alınması gerektiği gözden uzak tutulmadan, davanın mahiyetinin; yalnız öleni ilgilendirmeyen, mirasçıların haklarını etkileyen mamelek hukukuna ilişkin olduğu gözetilerek; ölen davalı ...’in mirasçılarına usulüne uygun tebligat yapılarak mirası reddetmeyen mirasçıların mecburi dava arkadaşı olarak davada yer almaları sağlanarak, gerektiğinde miras şirketine mümessil tayin ettirilmek suretiyle taraf teşkilini sağlayıp, yargılamaya devam ederek esas hakkında hüküm kurulmas gerekirken bu hususun göz ardı edilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
    3.Dava konularından 719 ada 9 parsel 1 nolu bağımsız bölüm ile 703 ada, 16 parsel nolu 1.kat 2.nolu bağımsız bölüm borçlulardan... tarafından 09.10.1998 tarihinde, davalı ...’a o da 08.10.1999 tarihinde davalı ...’e satmıştır. Dosya içerisinde gelen kayıtlardan davalı üçüncü kişi ...’ın, borçlulardan ...
    ... ’in kızı, borçlu ...’ın baldızı olan ...’ın eşi ...’ın akrabası olduğu, borçlu v üçüncü kişilerin Siverek‘ten İzmir"e geldikleri tesbit edildiğine göre davalı ...’ın İİK’nun 280/1 maddesi gereğince borçlunun mali durumu ve alacaklılarını ızrar kastını bilen veya bilmesi lazım kişilerden olduğu anlaşılmaktadır.Davalı ... dördüncü kişi olup, satın aldığı taşınmazları borçlu ...’e kiraladığına ilişkin kira sözleşmesi ve kira gelirine ilişkin vergi beyannamelerini sunduğu, anılan şahsın kötüniyeti ispatlanmamış olduğundan davalı ... hakkındaki davanın reddi yerinde olup davalı ...’ın İİK’nun 283/2. maddesi gereğince taşınmazları elinden çıkardığı 08.10.1999 tarihindeki değerleri ile tazminatla sorumlu olması gerekirken aksi düşüncelerle bu davalı yönünden de davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
    SONUÇ : Yukarda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, 2 ve 3 nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itrazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 17/11/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi