Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/1962
Karar No: 2020/7067
Karar Tarihi: 16.11.2020

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2019/1962 Esas 2020/7067 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2019/1962 E.  ,  2020/7067 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi

    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda;ilk derece mahkemesince davanın kabulüne dair karara karşı davalı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusu neticesinde kararda yazılı nedenlerden dolayı davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    -K A R A R-

    Davacı vekili; davacının sevk ve idaresindeki,davalı ... şirketi nezdinde Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası Poliçesi ile sigortalı bulunan, dava dışı ... Turizm Ltd.Şti.’nin maliki olduğu aracın 03/03/2015 tarihinde karıştığı tek taraflı trafik kazasında davacının yaralandığını ve malul olduğunu, bakıma muhtaç hale geldiğini, bakıcı giderinin tedavi gideri kapsamında olması nedeniyle teminat dahilinde bulunduğunu beyanla fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 1.000,00-TL bakıcı gideri zararının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 18.01.2017 tarihli dilekçesiyle talebini 175.000,00 TL’ye yükseltmiştir.
    Davalı vekili; müvekkili şirketin kazaya karışan aracın Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortacısı olduğunu, sorumluluklarının kapsamını bu sigorta koluna ilişkin genel şartlardaki düzenlemelerin belirlediğini, bakıcı gideri zararının teminat kapsamı içerisinde olmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Kocaeli 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin verilen 11/04/2017 tarih ve 2015/1171 Esas, 2017/212 Karar sayılı ilamı ile toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davanın kabulü ile; 175.000,00-TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiş, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
    İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi tarafından; bakıcı gideri zararının tedavi gideri teminatı kapsamında olmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile istinaf başvurusuna konu olan Kocaeli 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin verilen 11/04/2017 tarih ve 2015/1171 Esas, 2017/212 Karar sayılı kararının kaldırılmasına, açılan davanın reddine, dair verilen karar davacı vekili tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
    Dava, Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortasına dayalı trafik kazası nedeni ile maddi tazminat istemine ilişkindir.
    Zorunlu Koltuk Sigortası, ölüm ve yaralanmalar yönünden bir "can sigortası” türü olmakla birlikte, tedavi giderleri yönünden “mal sigortası” özellikleri taşımakta ve buna ilişkin hükümlerin uygulanması gerekmektedir. Buna göre:
    a) Ölümlerde poliçe tutarının tamamı, bedensel zararlarda sakatlık oranının karşılığı ödenmekte iken, tedavi giderleri söz konusu olduğunda, “iyileştirme masrafları”nın poliçe limitine kadar olan tutarı ödenir.
    b) Ölümlerde ve kalıcı sakatlıklarda Koltuk Sigortasından alınan tazminat tutarları, maddi zarardan (destek tazminatından ve kazanç-güç kaybı zararlarından) indirilmez iken, Koltuk Sigortasından ödenen tedavi giderleri, kaza sorumlularına karşı açılan davada hesaplanan tedavi ve iyileşme masraflarından indirilir.
    c) Bunun gibi, Koltuk Sigortasından tedavi giderleri alınmışsa, ayrıca zorunlu sigortalardan (Taşıma Sigortasından ve Trafik Sigortasından) tedavi giderleri alınamaz. Çünkü bu iki kez ödeme olur ve geri verilmesi gerekir.
    d) Yolcu,sürücü ve yardımcılar sigortalı iseler ve tedavi giderleri kurum tarafından karşılanmışsa, ayrıca Koltuk Sigortasından, Taşıma Sigortasından ve Trafik Sigortasından tedavi gideri alınamaz.
    e) Tedavi giderlerinin bir “meblâğ sigortası” değil “tazminat sigortası” niteliğinde olması nedeniyle, Koltuk Sigortacısının, ödediği ölüm ve sakatlık tazminatı için ardıllığı ve dönme (rücu) hakkı yokken, tedavi giderlerini ödemesi durumunda, kaza sorumlularına ve zorunlu sorumluluk sigortalarına ardıllık yoluyla dönme (rücu) hakkı bulunmaktadır.
    2- Koltuk Sigortası Genel Şartlarında “tedavi giderlerine” ilişkin bölümler
    a) Koltuk Sigortası Genel Şartları’nın “Tedavi Giderleri Teminatı” başlıklı A.3.3. maddesine göre: “Sigortacı, sigorta poliçesinin kapsamına giren bir kaza nedeniyle, kaza tarihinden itibaren iki yıl içinde ödenmiş doktor ücreti ile hastane ve diğer sağlık kurumlarında ayakta ve yatakta yapılan tedavilere ilişkin giderleri, nakil ücretlerini poliçede tedavi giderleri teminatı için belirlenen meblağa kadar öder. Doğal veya yapay sabit dişlerde kaza neticesinde ortaya çıkan hasarların protez giderleri, tedavi giderleri teminatı için belirlenen meblâğın âzami %30’una kadar tazmin olunur.
    Tedavi giderlerinin başka sigorta sözleşmeleri ile teminat altına alınmış olması durumunda, söz konusu giderler öncelikle bu sigortadan karşılanır.”
    b) Genel Şartlar’ın B.2 maddesi 2. paragrafında: “Yapılan tedaviye ilişkin ilgili sağlık kurumundan alınan bir rapor ile ödenmesi gereken tazminatın tespiti ile ilgili olarak sigortacının isteyeceği diğer gerekli belgelerin sigortacıya gönderilmesi zorunludur” denilmiş;
    Gene B.2 maddesi 4.paragrafında: “Sigortacı her zaman kazazedeyi muayene ve sağlık durumunu kontrol ettirme hakkına sahip olup, bu muayene ve kontrollerin yapılmasına izin verilmesi zorunludur. Kazazedenin tedavisi ve iyileşmesi ile ilgili olarak sigortacının tayin edeceği bir doktor tarafından yapılacak tavsiyelere ve verilecek direktiflere uyulması şarttır. Bu muayene ve kontrollere ilişkin her türlü masraf sigortacı tarafından karşılanır” açıklamaları yapılmıştır.
    3- Tedavi ve iyileştirme giderleri nelerdir ?
    a) Kaza sonucu beden ve ruh sağlığı bozulan kişinin iyileşmesini sağlamaya veya hastalık ya da sakatlığının artmasını önlemeye yönelik tüm harcamalar genel anlamda “iyileştirme giderleri”dir. İyileştirme kavramı tedavi sözcüğünden daha geniştir. Yargıtay’ın kimi kararlarında “tedavi ve bununla ilgili giderler” ya da yalnızca “iyileştirme giderleri” denilerek, dar anlamdaki tedavi giderlerini aşan bazı harcamaların varlığı belirtilmek istenmiştir.
    İyileştirme, beden ve ruh tamlığı bozulan kişinin eski sağlığına kavuşması ya da tıp tekniğinin bütün olanaklarının kullanılmasından ve denenmesinden sonra tedavinin sona erip, beden bütünlüğünde kesin ve kalıcı bir eksilmenin ortaya çıkması durumudur.
    Tedavi, iyileştirme için her türlü sağaltım yollarına başvurulmasıdır. Tıp biliminin bütün olanaklarının kullanılması, ameliyat zorunluysa ve kaç kez yapılacaksa gereğinin yerine getirilmesi, her türlü aygıt ve ilaçların denenmesi, hastayı ayağa kaldırmak ve sağlığına kavuşturmak için ne yapılması gerekiyorsa hepsinin olabildiğince yerine getirilmesidir.
    Tedavi giderleri, hastane, klinik, sağlık yurdu dispanser gibi hasta bakım yerlerine ödenen paralar; hekim, hemşire, hastabakıcı, iğneci, pansumancı fizyoterapist, psikoterapist gibi tedavi edenlere ve yardımcılarına ödenen ücretler; ilaç, serum, kan, iğne ve çeşitli tahlil giderleri; röntgen, ultrason, tomografi gibi görüntüleme aygıtları ile, elektro ve benzeri denetleme aygıtlarına ve diyaliz makinesine ödenen paralar; her türlü ameliyat, yoğun bakım, ambulans ve ilkyardım giderleri; ortopedik aygıtlar, protez, takma organ bedelleri ve bunların yenilenmesi için yapılan harcamalar; tekerlekli sandalye, havalı yatak, koltuk değneği, baston gibi kullanılması zorunlu nesnelere ödenen paralar ve benzerleridir.
    İyileştirme giderleri, doğrudan tedavi giderlerinin yanı sıra, tedavi süresince ve sonrasında yapılması zorunlu olan giderler olup, bunlar arasında refakatçı, özel bakıcı ve özel beslenme giderleri; hastanın ve yakınlarının hastanelere, sağlık kurumlarına,doktor muayenehanelerine, fizik tedavi yerlerine gidip gelme yol giderleri; hastanın başka bir şehirde veya yurt dışında tedavisi gerekiyorsa, kendisinin ve yakınlarının otomobil, otobüs, tren uçak gibi taşıt ve her türlü yol giderleri; tedavi için gidilen yerde hastanın ve yakınlarının otel, lokanta, ulaşım gibi barınma ve beslenme giderleri; hekimlerce gerekli görülmesi durumunda kaplıca, ılıca, dağ veya deniz kıyısı gibi hava değişim yerlerine ödenen paralar; tedavinin sonuçlanmasına karşın, bir süre toplu taşıma araçlarına binemeyecek veya kendi aracını kullanamayacak olan kişinin ulaşım için fazladan harcayacağı paralar ve benzerleridir. Doğrudan tedavi giderleri dışında, yan giderler olarak nitelediğimiz bu harcamaların, zorunlu ve gerekli olduğunun kanıtlanması istenemeyeceği gibi, bir yarar görülmemiş olması da koşul değildir. Ancak yararlı olacağı sanısıyla yapılmış olmalı ve iyiniyet kuralları aşılmamalıdır.
    b) Borçlar Kanunu 46. maddesi 1.fıkrasında, zarar görene, kapsamını belirtmeksizin “bütün masraflarını” isteme hakkı tanınmıştır. Yargıtay’ın yerleşik kararlarına göre, masraflar kavramının kapsamına, zarar görenin beden bütünlüğünü eski haline getirmeye, yani iyileşmeyi sağlamaya
    veya hastalık ya da sakatlığın artmasını önlemeye yönelik harcamak durumunda olduğu ve ilerde harcaması olası bütün masraflar girer.
    c) Gene Yargıtay’ın yerleşik kararlarına göre, tedavi ve iyileşme için yapılan masrafların dışında, kişinin iyileşmesi için ilerde yapılması zorunlu tedaviler ve henüz yapılmayan ameliyat masrafları, yaşam boyu kullanılacak ilâçlar, protez ve benzeri aygıtlar için yapılacak masraflar “gerçekleşmiş zarar” olarak nitelenmekte, uzman bilirkişi aracılığıyla bütün bunların hesaplatılıp hüküm altına alınması öngörülmekte; harcama yapılmadan da tedavi gideri istenebileceği kabul edilmektedir.
    d) Bütün bunların dışında, geçirilen kaza ve yaralanma, kişinin bir başka hastalığını tetiklemişse, örneğin kalp krizi geçirmesine, şeker düzeyinin artmasına, tansiyon yükselmesine, hemofili (kan durmazlığı) hastasının kan kaybının durdurulmasında güçlük çekilmesine neden olmuşsa, hastalığın normal seyri ve normal tedavisi dışında, kaza ile ilişkilendirilmek koşuluyla, fazladan yapılan tedavi masraflarının da istenebileceği, gerek öğretide ve gerekse Yargıtay kararlarında kabul edilmektedir. Bu konuda bir Yargıtay kararında “Yaralanma hafif olmasına karşın, başka bir hastalığın artmasına neden olmuşsa, haksız eylem sorumluları, belli bir oranda tazminat ödemekle yükümlü olurlar” denilmiştir.
    4- Tedavi giderlerinde sorumluluk süresi
    a) Genel Şartlar A.3.3 maddesinde “Sigortacı, sigorta poliçesinin kapsamına giren bir kaza nedeniyle, kaza tarihinden itibaren iki yıl içinde ödenmiş doktor ücreti ile hastane ve diğer sağlık kurumlarında ayakta ve yatakta yapılan tedavilere ilişkin giderleri, nakil ücretlerini poliçede tedavi giderleri teminatı için belirlenen meblağa kadar öder” denilmiştir.
    b) Genel Şartlar’da belirtilen iki yıllık süre, Borçlar Kanunu 46. maddesi 2.fıkrası ile uyumludur. Çünkü, söz konusu maddede, yargıca, hüküm gününden başlayarak iki yıl içinde konuyu yeniden inceleme ve değerlendirme yetkisi tanınmıştır.
    c) Yargıtay’ın yerleşik kararlarına göre, bu iki yıllık süreden daha uzun bir zamanı kapsayan tedavi masraflarının istenmesi de olanaklıdır. Özellikle, yaralanan kişinin beden bütünlüğünde zaman içinde “gelişen ve değişen durumlar” yeni bir tedaviyi ve hatta yeni bir ameliyatı gerekli ve zorunlu kılabilir. O zaman, yasalarda öngörülen zamanaşımı süreleri geçirilmemek koşuluyla, gerek zarar sorumluları ve gerekse sigortacı tarafından ödenecek tedavi giderleri daha uzun bir
    zaman dilimini kapsayabilecektir.(...-Tazminat Hukuku-Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası)
    Bakıcı giderinden davalı sigortacının sorumlu olup olmadığı konusunun incelenmesine gelince; yukarıda da açıklandığı üzere ZMMSP Genel Şartlarının A.5.b.2. maddesinde bakıcı giderlerinin, tedavi giderleri içinde zorunlu trafik sigortası teminatı kapsamında olduğu açıkça belirtilmiştir.
    Bakıcı giderlerinin zorunlu karayolu taşımacılık mali sorumluluk sigorta poliçesinin "Sağlık Gideri" teminatı kapsamında, anılan sigortacıdan istenebileceği ise tabii olup, Dairemizin emsal kararlarında açıkça belirtilmiştir (Yargıtay 17. HD. 21.04.2016 gün ve 2015/16365 E.-2016/5117 K.).
    Dairemizin 24.01.2013 tarih ve 2012/362 E.- 2013/578 K. sayılı kararında da belirtildiği gibi tedavi giderleri, yaralanan kişinin iyileşmesi için yapılan giderlerdir. Bu kapsamda muayene, ilaç, bakıcı gideri, ulaşım giderleri de tedavi giderleri kapsamında değerlendirilir. Dolayısıyla bakıcı giderlerinin tedavi giderleri kapsamında Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası teminatına dahil olduğunun kabulü gerekir. Yargıtay 11. HD. 26.03.2012 gün ve 2010/13745 E.-2012/4614 K. sayılı kararı da bu yöndedir.
    Ayrıca 25.02.2011 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 13.02.2011 tarih, 6111 Sayılı Yasa"nın 59. maddesi ile değişik 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu"nun 98. maddesinin açık lafzından da anlaşıldığı üzere, yapılan değişiklik ile trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmi ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedelleri, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacak, maddenin devamında ve geçici 1. maddede düzenlenen "aktarım"ın gerçekleşmesi koşuluyla da, hastanelerce sunulan sağlık hizmet bedelleri yönünden, sigorta şirketlerinin ve Güvence Hesabı"nın yükümlülükleri sona erecektir. Kazazedelerin, bunun dışında kalan bakıcı veya tedaviye bağlı sair harcamaları, sigorta şirketlerinin ve Güvence Hesabı"nın tedavi teminatları kapsamında, yine sigorta şirketleri ve Güvence Hesabı tarafından karşılanmaya devam edecektir. Yargıtay"ın emsal uygulaması da bu yöndedir (Yargıtay 11. HD. 25.03.2014 gün ve 2012/16905 E.-2014/5806 K., Yargıtay 17. HD. 12.09.2012 gün ve 2011/8558 E.-2012/9174 K., 02.05.2013 gün ve 2012/6379 E.-2013/6180 K., 10.11.2016 gün ve 2014/12732 E.-2016/10396 K.).
    Davacı ... "ın davalı ... yönünden olay, davalı Güvence Hesabı yönünden dava, davalı HDI Sigorta A.Ş. yönünden ise davalı HDI Sigorta A.Ş."nin davacıların talebini reddettiği 16.01.2014 tarihinden itibaren temerrüt faizi talebinde bulunabileceği açıktır.
    25.04.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6704 sayılı Kanun"un 17. maddesi ile yürürlükten kaldırılan, ancak kaza ve dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 4925 sayılı KTK’nın 18. maddesi uyarınca taşımacılar, yolcuya gelebilecek bedeni zararlar için bu Kanun"un 17. maddesinde düzenlenen sorumluluklarını sigorta ettirmek zorundadırlar. Anılan Kanun"un 19/son ve Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının B.8. maddeleri hükümlerine göre, meydana gelen zarar öncelikle taşımacının sorumluluk sigortasından karşılanır. Ancak, bu sigortanın hiç yapılmamış olması, yapılmış fakat geçersiz hale gelmiş olması, süresinin bitmiş olması veya meydana gelen zararın bu sigorta teminatlarının üzerinde bulunması halinde teminatların üzerinde kalan kısım için; sırasıyla zorunlu mali sorumluluk sigortasına ve varsa ihtiyari mali sorumluluk sigortasına başvurulur. Bahse konu düzenlemelerden de anlaşılacağı üzere, yasa koyucu yolcuların uğradığı bedeni zararlar bakımından taşımayı yapan aracın zorunlu karayolu taşımacılık sigortacısı, trafik sigortacısı ve varsa ihtiyari mali sorumluluk sigortacısı bakımından müştereken ve müteselsilen bir sorumluluk öngörmemiş, sıralı bir sorumluluk düzenlemiştir. Başka bir anlatımla, yolcunun uğradığı bedeni zararlar, taşımayı yapan aracın zorunlu karayolu taşımacılık sigortası kapsamında ise bu sigorta için limit aşımında, sırasıyla zorunlu ve ihtiyari mali mesuliyet sigortacılarının sorumluluğu söz konusu olacaktır.
    Yine Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası Genel Şartları"nın A.3.3/3. maddesinde tedavi giderlerinin başka sigorta sözleşmeleri ile teminat altına alınmış olması durumunda, söz konusu giderler öncelikle bu sigortadan karşılanır. Yukarıdaki düzenlemeler ile birlikte değerlendirildiğinde, tedavi giderleri kapsamında olan bakıcı giderlerinin, öncelikle Zorunlu Karayolu Taşımacılık Sigortasından, limiti aşan kısım için Zorunlu Trafik Sigortasından, bu limiti aşan kısım için de Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortasından karşılanması gerektiği kabul edilmelidir.
    Somut olayda, Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığı tarafından düzenlenen rapora göre davacının%100 oranında meslekte kazanma gücünden kaybettiği, günlük asgari ihtiyaçlarını
    kendisinin karşılayamayacağı, başka birinin sürekli bakımına muhtaç olduğu belirlenmiş olup,bu hususta taraflar arasında ihtilaf bulunmamaktadır. İlk derece mahkemesince hükme esas alınan 23/10/2016 tarihli bilirkişi raporuna göre; poliçe teminat limitinin ölüm-sürekli sakatlık ve sağlık giderleri için ayrı ayrı 175.000,00-TL olduğu,davacı ..."nun %100 maluliyet oranı için 33 yıl 45 gün bakıcı giderinin 651.184,65-TL olduğu, ancak maluliyetin yaşam kalitesini düşürmesi nedeniyle bakiye ömrün 1/3 oranında düşeceği öngörülerek bakıcı gideri toplamının 434.123,10-TL olacağı belirlenmiştir. Islah talebi de poliçe limitine göre 175.000 TL üzerinden yapılmış olup, yukarıda açıklanan bilgiler ışığında bakıcı gideri tazminatından Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası olan davalı ... şirketinin sorumlu olduğu açıktır.
    Bu halde,yukarıda açıklanan bilgiler ışığında Bölge Adliye Mahkemesince öncelikle kazaya karışan aracı Zorunlu Karayolu Taşımacılık Sigortasının ve Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası poliçesinin bulunup bulunmadığı, bulunması halinde bu poliçeler kapsamında davacıya bakıcı gideri olarak ödeme yapılıp yapılmadığı sorularak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyize konu Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK"nın 371. maddesi gereğince BOZULMASINA, HMK"nın 373/2. maddesi gereğince dosyanın kararı veren İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 16/11/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi